Ayfer Tunç’tan bugünün romanı.
Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesidir Yeşil Peri Gecesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, “farkına varmış” ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle elinizden bırakamayacağınız öyküsü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç’un güçlü anlatımıyla Türkiye’nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır.
Ayfer Tunç’tan bugünün romanı.
Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesidir Yeşil Peri Gecesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, “farkına varmış” ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle elinizden bırakamayacağınız öyküsü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç’un güçlü anlatımıyla Türkiye’nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır.
tokat gibi bir ayfer tunç romanı. su gibi tertemiz bir dille yazılmıştır ve insanın içini titreten hikayenin sahiciliği sarsıcıdır. son zamanlarda yazılmış en iyi türkçe roman demek istiyorum fakat bunu diyebilmek için o romanların hepsini okumuş olmam gerektiğini fark edip yutkunuyorum. yine de şiddetle tavsiye etmekten kendimi alamıyorum.
-------alıntı-------
bizde itiraf yoktur.
bizde itiraf eden huzur bulmaz. bizde itiraf demek, suçumuzun her bir ayrıntısının hücrelerimize yapışması demektir. biz itiraf edersek unutamayız. biz oysa unutmak isteriz, olmamış gibi yapmak. biz mecbur kalırsak tövbe ederiz heen ardından unutmak için, suçumuzu da öyle fazla sayıp dökmeden üstelik. (allah biliyor nasıl olsa ayrıntılarla onu meşgul etmeye ne lüzum var?) bizim tarihimiz unutarak gömdüğümüz günahlarımızın tarihidir. kurcalayıp durmayın. eski defterleri açmanın ne faydası var canım? biz dolaylı insanlarız. bizde yalanlar ve gerçekler arabesk motifler gibi iç içe geçer.
bizim milli ikilimiz suç ve ceza değildir.
bizim milli ikilimiz suç ve nisyandır.
-------alıntı-------
muhteşem bir Türk başyapıtı diyebileceğim eser. Ayfer tunç a teşekkürler
çok beğendim, bayılarak okudum..yazarın kelimeleri kullanma üslubu gerçekten çok güzeldi.
ayfer tunç'u bu kitapla tanıdım.eski bir arkadaşım önerdi,tereddütsüz gittimi,aldım ve bir solukta okudum.
çok beğendim.uzun süredir bu kadar içinde olduğum bir kitap okumamıştım.kahramanın her yaptığını,her dediğini ben de içimden yaptım,tekrarladım ve herkesden ben de nefret ettim onunla beraber.
kahramanın adı yok,zaten bence gerek de yok...etrafımızda onun yaşadıklarını yaşayan o kadar çok kadın var ki...bir isimle sınırlı kalmaması çok manidar olmuş....
eline ve yüreğine sağlık ayfer tunç.....
Ayfer Tunç her zamanki gibi şahane bir kitap yazmış..
Şimdiye kadar okuyup da sevmediğim bir kitabı olmadı.
İçinde kötü ve üzücü bir hikayesi olan kitap için çok güzel diyemiyor insan, Şebnem'in kötü hayat hikayesi ve bunu çok güzel ve akıcı bir dil ile anlatan Ayfer Tunç...
Kesinlikle bu kitabı tavsiye ederim.
http://dilosunkayfesi.blogspot.com/2012/10/yazar-aylar-ekim-ayfer-tunc-kitap.html
Uzun zamandır ilk kez bir kitap beni ağlattı. İnsanın içine işleyen dibe vuruş hikayesi.. Kapak Kızı'ndaki tüm o sorgulayışları bir de diğer taraftan görmek hissetmek çok farklıydı.. Can Yayınları'ndan boş eser çıkmaz evet, ama bu çok başka.. Tek eleştirim ana karakterlerin sonlarını öğrensek daha da iyi olurdu diyebilirim.. :)
Bir çöküşün, bir yok oluşun, bir kendi kendini yok edişin ve küllerinden yeniden doğuşun hikayesi...
Bir kız çocuğunun hayatın ona ofsayttan attığı gollere, kafasını gözünü patlatmak pahasına karşılık verme çabası... Sonuç mu? Mutlaka okuyun ve görün.
Kahramanın yaptıklarını ne kadar onaylamasanız da sebeplerini anladıkça içinizde istemeden de olsa bir acıma ve empati yapma gereği hissediyorsunuz. Tamda yaarın dediği gibi "okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle (kesinlikle) elinizden bırakamayacağınız bir öykü"
Ayrıca yazarın dili, kelime seçimleri, cümle kuruluşları (hatta küfürler bile) kahramanın duygularını çok güzel anlatmış. Sayfa 194: " Hayatımın baraj sorusu: Kemik kırığı mı daha çok acı verir, onur kırığı mı? Cevap: Kaçıncı kez kırıldığına bağlı. Kemik kırığı ile duyulan acı birbiriyle doğru orantılıdır. Kırığın şiddeti arttıkça acının şiddeti de artar. Onur kırığı ile duyulan acı ters orantılıdır. Darbe sayısı arttıkça hissedilen acı azalır, hassasiyet tabakası kalınlaşır. Onur dumur olur."
Toplumun ikiyüzlülüğünü en iyi anlatan kitaplardan. Ayfer Tunç sağlı sollu tokat yağmuruna tutuyor insanı. Tokat manyağı yapıyor kısaca:)
herkese tavsiye ediyorum..çok güzel. yazı stili mükemmel..
463 sayfa