Yıl 1925. Brezilyanın en karmaşık ve en renkli bölgesi Bahia. Uzun yıllar toprak beylerinin boyunduruğunda yaşadıktan sonra uygarlaşmanın eşiğine gelmiş bir kent. Eski dünyayla yeni dünyanın amansızca çatıştığı Ilhéus kenti. Kentin en önemli barının sahibi Arap Nasib. Kente iş bulmak için gelen, ama herkesin aklını başından alan, bir kır çiçeği kadar güzel ve yabani Gabriela...Latin Amerika edebiyatının büyük ustası Jorge Amadonun, doğup büyüdüğü Bahianın ruhunu romanlaştırdığı Tarçın Kokulu Kız için, Jean-Paul Sartre, Halk romanının en iyi örneği demişti. Kitapları 55 ülkede 49 dile çevrilen Amadonun, bu alaycı, sevecen ve insancıl romanda cinselliğe gözüpek yaklaşımı, 1950lerin Brezilyasında tepkiyle karşılanmıştı. Tarçın Kokulu Kız, 1980lerde beyazperdeye uyarlanmış, filmin başrollerini Sonia Braga ile Marcello Mastroianni paylaşmışlardı
Yıl 1925. Brezilyanın en karmaşık ve en renkli bölgesi Bahia. Uzun yıllar toprak beylerinin boyunduruğunda yaşadıktan sonra uygarlaşmanın eşiğine gelmiş bir kent. Eski dünyayla yeni dünyanın amansızca çatıştığı Ilhéus kenti. Kentin en önemli barının sahibi Arap Nasib. Kente iş bulmak için gelen, ama herkesin aklını başından alan, bir kır çiçeği kadar güzel ve yabani Gabriela...Latin Amerika edebiyatının büyük ustası Jorge Amadonun, doğup büyüdüğü Bahianın ruhunu romanlaştırdığı Tarçın Kokulu Kız için, Jean-Paul Sartre, Halk romanının en iyi örneği demişti. Kitapları 55 ülkede 49 dile çevrilen Amadonun, bu alaycı, sevecen ve insancıl romanda cinselliğe gözüpek yaklaşımı, 1950lerin Brezilyasında tepkiyle karşılanmıştı. Tarçın Kokulu Kız, 1980lerde beyazperdeye uyarlanmış, filmin başrollerini Sonia Braga ile Marcello Mastroianni paylaşmışlardı
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2010/04/jorge-amado-tarcin-kokulu-kiz.html
kitabı okumam çok uzun sürdü. Ilheus adlı kasabada yaşayan insanların günlük yaşamından kesitler sunarak her karaktere az biraz değinen ancak büyük çoğunlukla Gabriela karakteri üzerinden toplumsal anlayışları, değerleri, inançları, toplumsal değişimleri inceleyerek aktarması açısından çok beğendim. Cinsellik dozunda içeriyor rahatsız etmiyor, bazı noktalarda kendi inançlarıma ait olduğum kültüre topluma dönüp baktığım sorguladığım noktalar oldu elbetteki genel itibariyle halk romanı tadında, üzerinde düşünerek okunabilecek bir eser gözüyle bakılabilir kitaba, şahsen ben okurken keyif aldığım da oldu kızdığım da oldu üzüldüğüm de oldu tabii bu yazarın karakterleri olayları aktarmadaki betimlemelerdeki başarısından kaynaklanıyor herşey gözümde canlandı okurken sanki ben de kitabın içinde oradaymışım onlardan biriymişim gibi hissettim. Bu arada evlilik aşkı öldürür mü öldürmez mi sorusuna da bir örnekle cevap vermiş yazar:)
485 sayfa