Gençlik yıllarında sevdiği erkeği çok acı bir biçimde kaybeden Ulyanın hayatında büyük bir yara açılmış, derin bir boşluk doğmuştur. Genç kadın, daha sonra ruhsal yalnızlığını sanatla doldurmuş; yıllarını, dostluğunu yeğlediği, değerli bulduğu bir erkekle durgunluk ve huzur içinde geçirmiştir. Bir heykel sergisi açmak üzere Hamburga giden Ulya, Sinayı gördüğünde kendini taze bir duygunun, güçlü bir dönüşümün eşiğinde hissedecek, aşktan ne kadar uzak kalmış olduğunu fark ederek sarsılacaktır. Taş ve Ten, yarım kalmış bir aşkın yıllar sonra benzer konumda bir erkekle yeniden yaşanma hayalinin dört günlük etkileyici hikâyesi. Sina ile Ulyanın kalplerini birbirine açarken kaybetmeye ve imkânsız aşklara yaktıkları bir ağıt...
Gençlik yıllarında sevdiği erkeği çok acı bir biçimde kaybeden Ulyanın hayatında büyük bir yara açılmış, derin bir boşluk doğmuştur. Genç kadın, daha sonra ruhsal yalnızlığını sanatla doldurmuş; yıllarını, dostluğunu yeğlediği, değerli bulduğu bir erkekle durgunluk ve huzur içinde geçirmiştir. Bir heykel sergisi açmak üzere Hamburga giden Ulya, Sinayı gördüğünde kendini taze bir duygunun, güçlü bir dönüşümün eşiğinde hissedecek, aşktan ne kadar uzak kalmış olduğunu fark ederek sarsılacaktır. Taş ve Ten, yarım kalmış bir aşkın yıllar sonra benzer konumda bir erkekle yeniden yaşanma hayalinin dört günlük etkileyici hikâyesi. Sina ile Ulyanın kalplerini birbirine açarken kaybetmeye ve imkânsız aşklara yaktıkları bir ağıt...
Çook beğendim kitabı ve okunası kitaplarım arasına girdi.
Özellikle yazarın ikili ilişkiler üzerine yorumları cümleleri ve bakış açısı çok iyiyidi.
Klasik bir İnci Aral kitabı, olay yavaş betimlemeler sık ve bol bol geriye dönüş. Eğer hiç İnci Aral okumamışsanız sıkılıabilirsiniz, başlangıç için uygun değil bence. Ama yine de okunabilir.
256 sayfa