Ana meseleyi kâğıda dökmek için gerekli ve bir o kadar da lüzumsuz ayrıntıyı, maharetli ve sabırlı parmaklarıma ilham veren trampetim olmasaydı hatırlayamazdım. Hatta hastane bana günde üç dört saat teneke trampetimi konuşturma izini vermeseydi, ebeveynlerini bile tanıyamayan zavallı bir insan olurdum.
1900'lerin ilk yarısı. Almanya. Almanların, Polonyalıların ve diğer azınlıkların bir arada yaşadıkları bir kasaba: Danzig. Üç yaşına bastığı gün bir teneke trampet hediye edilen; çevresindeki erişkinlerin mutluluktan yoksun, karamsar, yalan ve suçla dolu, deyim yerindeyse acınası dünyasına katılmak yerine büyümemeyi "tercih eden" bir çocuk: Oskar Matzerath.
Teneke Trampet, savaş öncesinde Danzig'den savaş sonrasındaki Düsseldorf'a uzanıyor ve büyümeyi reddeden bir çocuktan bir akıl hastanesi sakinine dönüşen Oskar Matzerath'ın gözünden hem Orta Avrupa hem de Almanya'yı, hiç olmadığı kadar çıplak bir şekilde görmemizi sağlıyor. Grass'ın klasikleşmiş romanında Oskar'ın toplumsal yozlaşmayı, teneke trampetinin vuruşları ve camı parçalayan sesiyle protestosuna tanık olacaksınız.
1959 yılında yayınlanan ve acılarla dolu bir dönemin sert bir eleştirisi olarak değerlendirilen Teneke Trampet, Nobel ödüllü Günter Grass'ın en bilinen romanıdır ve dünya klasikleri arasındaki değişmez yerini çok önceleri almıştır.
Ana meseleyi kâğıda dökmek için gerekli ve bir o kadar da lüzumsuz ayrıntıyı, maharetli ve sabırlı parmaklarıma ilham veren trampetim olmasaydı hatırlayamazdım. Hatta hastane bana günde üç dört saat teneke trampetimi konuşturma izini vermeseydi, ebeveynlerini bile tanıyamayan zavallı bir insan olurdum.
1900'lerin ilk yarısı. Almanya. Almanların, Polonyalıların ve diğer azınlıkların bir arada yaşadıkları bir kasaba: Danzig. Üç yaşına bastığı gün bir teneke trampet hediye edilen; çevresindeki erişkinlerin mutluluktan yoksun, karamsar, yalan ve suçla dolu, deyim yerindeyse acınası dünyasına katılmak yerine büyümemeyi "tercih eden" bir çocuk: Oskar Matzerath.
Teneke Trampet, savaş öncesinde Danzig'den savaş sonrasındaki Düsseldorf'a uzanıyor ve büyümeyi reddeden bir çocuktan bir akıl hastanesi sakinine dönüşen Oskar Matzerath'ın gözünden hem Orta Avrupa hem de Almanya'yı, hiç olmadığı kadar çıplak bir şekilde görmemizi sağlıyor. Grass'ın klasikleşmiş romanında Oskar'ın toplumsal yozlaşmayı, teneke trampetinin vuruşları ve camı parçalayan sesiyle protestosuna tanık olacaksınız.
1959 yılında yayınlanan ve acılarla dolu bir dönemin sert bir eleştirisi olarak değerlendirilen Teneke Trampet, Nobel ödüllü Günter Grass'ın en bilinen romanıdır ve dünya klasikleri arasındaki değişmez yerini çok önceleri almıştır.
Marquez severim, Grass onun da ustası. Ve Kamuran Şipal müthiş bir çevirmen bence, o bir kahraman.
Klasik romanların olduğu bir tür "tahammül fersah" durumları olduğu aşikardır.Çok gereksiz sahnelerle ve haddinden fazla uzun cümlelerle doludur.Bu da insanı sanki bir felakete sürükleniyormuş hissi verir.Hatta zaman zaman bu "kaçınılmaz felaket";size kitabın içinde yıllardır yaşadığınızı falan hissettirebilir;ama her şeye rağmen ben bu "kaçınılmaz felaketi" mesudum.Çünkü klasiklerin tüm zamanlara hitap edebilen bir ruhları vardır."teneke trampet" de onlardan biridir.Hikaye bir patates tarlasında başlar yine bir patates tarlasında son bulur.küçük oskar üç yaşına geldiğinde elindeki teneke trampetle artık büyümeceğini tüm dünyaya haykırır.çünkü bizim "temiz" dünyamız; onun için fazlasıyla "kirlidir".ve gerçekten de artık büyüyemez ve bir cüce olarak yaşamına devam eder.tabi bizim "temiz" dünyamız her zamanki şiddetiyle dönmeye devam eder.hikaye bir yandan küçük oskarın "teneke trampetiyle" dünyada olan bitenleri -tiye- almakla devam ederken bir yandan da 2. dünya savaşın gercekci tarafını bizlere gösterir.
Karton Cilt, 727 sayfa
2015 tarihinde, Akılçelen Kitaplar tarafından yayınlandı