Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Gizemli,sürükleyici ve çok satanlar arasında yerini almış bir hikayeydi. Başlarda biraz sıkılsam da okudukça kitaba alıştım.Bir ara bırakmayı düşünmüştüm, iyi ki bırakmamışım.Hikaye kitabın yarısından sonra sarmaya başlıyor. Rachel, Megan ve Anna.. Ruh halleri birbirinden arızalı bu üç kadın karakterlerin gözünden anlatılıyor kitap. Rachel'in trende sabah akşam yaptığı yolculuk... Yaptığı yolculukta gözlemlediği bir çift... Öncesinde bir,kayıp,sonrasında bir cinayet... Kitapta çok fazla karakter olmamasına rağmen, son sayfalara kadar katilin kim olduğu belli değildi --ama kimileri hemen tahmin etmiş-- Herşey açığa çıktıktan sonra "Ben nasıl tahmin edemedim" diyorsunuz. Psikolojik yanı daha ağır basan polisiye-gerilim türündeki kitabın yakın zamanda filmini de izleyeceğimizi duydum. Gerilim-psikolojik türünde kitapları seviyorsanız bu kitabı çok beğeneceğinizi düşünüyorum. Eğer sevmiyorsanız uzak durun çünkü okurken sıkılabilirsiniz.
Çoook uzun ki benim için neredeyse senelere denk gelen bir aradan sonra sizlerle ve kitaplarımla olmak çok iyi geldi.Zaten böyle bir kitabı 2 günde bitirmemden de kitapları özlemiş olduğum anlaşılıyor.Canımdan çok sevdiğim büyükbabamın vefatı ve finallerim aynı haftaya gelince insan depresyona girebiliyor,ama Allah'a şükür ki gayet iyi atlattım.
Her neyse,gelelim şu meşhuuur kitabımıza.Bana gayet akıcı geldi ama nedense ben o gerilimi alamadım kitaptan.Daha değişik şeyler bekliyor insan yorumları okuyunca.Çünkü o kadar abartılmıştı ki insan kayıtsız kalamıyor.Ama okuyunca anlıyorsunuz kitabın ne olduğunu.
Kitap beni sıkmadı,yanlış anlamayın.Ama öyle ahım şahım bir kitap değildi."Bestseller" kitaplarına bakış açım değişiyor...
Kitapta sevdiğin karakter var mı derseniz,belki Cathy derim.Çünkü ben olsam Rachel'ı kapı dışarı etmiştim.O merdivenlere kustuğu zaman.😁 Onun dışında hiçbir kitap vatandaşına kanım ısınmadı.
Kitapta birazcık "Kayıp Kız" havası vardı.Aslında benzer tarafları pek fazla yok ama bana o kitabı çağrıştırdı.Şu karı-koca ilişkisi şeysi...
Bunların dışında kitabı sevdim.Çok kolay okunabilen bir kitap.Kapağı hele bence mükemmel denecek kadar güzel.
Son söz olarak kitabı büyük beklentilere girmeden,keyifle okuyun derim. 😉
Okurken çok sıkıldım ve bu kitabın bu kadar beğenilmesine gerçekten hayret ettim. Gerekenden fazla değer görmüş bir kitap bana göre. Yapılan yorumlardan birçok kişinin benimle ayni fikirde olmadığını okudum ancak bana göre tam bir zaman kaybıydı.
Rachel her gün trenle Londra'daki işine giderken yol üzerinde gördüğü evleri, manzarayı ezberlemiş ve sürekli takip etmektedir. Özellikle her gün kırmızı ışıkta tren durduğunda, evlerinin önünde durup baktığı ve onların hayatına imreniği bir çift vardır. Onlara isim bile vermiştir ve o muhitteki evlerin iç dizaynlarını bildiği için evin içinde nasıl hareket ettiklerini tahmin etmeye çalışmaya başlamıştır. Her gün gelip geçerken, bir zamanlar aynı caddede kendi mutlu evliliğini hatırlatan bu çifti seyretmektedir. Bir gün yine kırmızı ışıkta çiftin evinin önünde durduklarında kızın başka bir adamı öptüğünü görür ve çok sinirlenir, bir şekilde gidip kızı sarsıp kendine getirme isteği duyar içinde. Ertesi günlerde ise kızın kayıp olduğu haberini alır.. Takip ettiği çifttin Scott-Megan çifti olduğunu ve hayatları hakkında gerçek bilgilerini öğrenmeye başlar. Oraya gidip şüpheli halde olan kocasına karısının başka bir adamı öperken gördüğünü söylemek istese de, aynı semtte oturan eski kocası ve karısının evlerinin yanına yaklaşmayı istememektedir. Kocası Tom'dan boşandıktan sonra işten atılan, alkole kendini veren Rachel'in kendini toplaması hiç kolay olmuyor ve Megan'ın kaybolduğu gece o semtte trenden indiğini hatırlamasının ardından kendini bir anda olayın içinde bulur. Tek sorun Rachel'in bir çok şeyi unutan bir hafızasının olmasıdır. Belkide aslında hatırlanacak bir olayın olmamasıdır !
Kayıp kız filmini izlememiş olsaydım belki daha fazla etkilenirdim bu kitaptan. 10/8 diyebiliriz. Kurgusu güzel ve alışılmışın dışında bir roman. Kitap 350 sayfa ama ben 200 sayfayı günlerce süründürdüm, ama son 150 sayfa bir çırpıda bitti. Başlarda Rachel ayrı anlattı, Rachel'in eski kocası Tom'un yeni karısı Anna ayrı anlattı, komşuları Megan ayrı anlattığı için kafam karıştı ama sonunda tüm taşlar yerine oturdu.
Gerilim kategorisine değilde, polisiye kategorisine daha çok uyuyor.
Fırsatını bulursanız okuyun derim.
Rachel'i hiç sevmedim. Kitaptaki hiçbir karakteri sevmedim :P Kurgu güzeldi ama tahmin edilebiliyor gidişat. Son sayfalardaki akış olmasa bir anlam ifade etmeyecekti benim için.
Çok sürükleyici, merak uyandırıcı, şaşırtıcı bir romandı. Bir solukta okudum. Başladığınız gibi bitireceksiniz. Tavsiye ederim.
Başlarda çok sıkıcıydı, hatta son 100 sayfaya kadar zorla okudum diyebilirim. Rachel'in olduğu bölümler çok uzun geldi ve sürekli alkol kullanması biraz sinir bozucuydu. Son 100 sayfada yaşananlar, gerçeklerin açığa çıkması taşları yerine oturttu. Ben sonunda ters köşe oldum.Bu yüzden kitabı sevdiğimi söyleyebilirim :)
Rachel, eşinden ve işinden ayrılmış alkolik bir kadın fakat ev arkadaşına işsiz olduğunu söylemediği için her sabah evden işe diye çıkıp trenle yolculuk ediyor. Eski mahallesinde tren yoluna yakın bir evdeki aileyi trendeyken takip etmeye başlar, hayalinde nasıl evliliklerinin olduğunu canlandırır ve onları kendisinin taktığı isimlerle düşünür. Eski kocasını hala unutamayan Rachel, çok sarhoş olduğu bir akşam görmeye gider fakat işler beklemediği kadar karmaşık hal alır çünkü eski mahallesine gittiği akşam trenden evini izlediği kadın kaybolur, olaya farkında olmadan dahil olur ve kitap burdan sonra başlar.
Bana göre kitap oldukça sıkıcıydı ilk 100 sayfadan sonra yazılanlar anlamlı hale gelmeye başladı. 200 sayfadan sonrada olaylar hareketlendi.Kitabın 359 sayfa olduğu düşünülecek olursa 159 sayfa için 200 sayfayı okumak gereksiz gibi geldi bana, belki de ben beklentimi yüksek tuttuğum için bu şekilde düşüş yaşamışta olabilirim, bilmiyorum ama okumasaydımda olurmuş dedim
Okuması keyifli olmasına rağmen, bestseller olacak kadar dolu dolu değildi. Kurgu ve olay döngüsü değişikti, dili ve anlatımı ise akıcı. Fakat ilk sayfalardaki aşırı durağanlık okuyucuyu zorluyor. Yarım bırakma isteğiyle baş etmek zordu. Son sayfalarda ise tempo biraz artıyor.
http://kronikokur.blogspot.com.tr/2015/04/trendeki-kz.html
Karton Cilt, 360 sayfa
2015 tarihinde, İthaki tarafından yayınlandı