Umut Bıçağı

Bu kadar guzel bir kitabin bu kadar kotu cevrilmis olmasi.. Yazik gercekten. Orjinal kitapta Patrick Ness son derece samimi bir dille yazmisken bu kitapta cok komik geldi bana. Ayni sekilde cevrilmeye calisilmis ama gercekten Turkceye yakismamis. Butun puani ordan kirdim diyebilirim. Onun haricinde karakterler mukemmel bir sekilde yaratilmis, tanitilmisti. Kesinlikle karakterlere baglandim dunyada cok iyi tanitilmisti ve sanki kendimi hikayenin icinde gibi hissettim. Bide kitabin arkasini okuyunca kitabin tamamen "insanlarin dusuncelerini duymak" ile ilgili olacagini sanmistim. Tabi ki bu kitabin onemli bir kismiydi ama konu bunun uzerinden ilerlemiyordu ki bu gercekten guzeldi.

SPOILER!

Olumler gercekten bana cok agir geldi. Ozellikle Manchee'nin olmesini kaldiramadim. Oyle bir baglanmisim ki kopege oldukten sonra aglamamak icin kendimi gercekten zorlamak zorunda kaldim.
Of asil o son neydi! Devam kitaplarini alana kadar bile dayanabilecegimi sanmiyorum??!!

Biran düşüncelerinizin duyulabildiğini düşünün yada sizin başkalarının düşüncelerini okuyup görebildiğinizi..
Konu beni ürkütse de kitap oldukça samimi ve sıcak bir dille yazılmış gerçi çeviri bazı yerlerde egenin bir köyünde geçiyormuş gibi hissettirse de yine de elinizden bırakamıyorsunuz çok heyecanlı bir yerde bitti en kısa zamanda serinin devamını okuyacağım

Patrick Ness genelde çocuk ve gençlik kitapları yazan bir çok ödül sahibi Amerika asıllı Londra'da yaşayan yazar. Kaos Yürüyüşü adlı üçlemeside aslında bir gençlik romanı ama eleştirmenler tarafından çok beğenilmiş ve uzun süre çok satanlar listesinde kalmayı başarmıştır.

Roman kahramı Todd Hewitt adlı 13 yaşındaki bir çocuğun Yeni dünyanın insanların birbirlerinin düşüncelerini okuduğu bir yerinde yaşıyor ve tüm dünyanın oradan ibaret olduğunu sanır. sırlarla dolu bu yerden kaçar ve macera başlar.

Fantastik Bilim Kurgu tarzında bir roman aslında bu tür kitap okumama karşın başladım ve müthiş keyif aldım. Biraz Murakami tadı aldığım için bu kadar beğendim sanırım. Özellikle bu tür roman severlerlerin çok beğenerek okuyacaklarına inanıyorum

Yabancı Yayınlarının kapak tasarımı güzel. Siyah zemin üstünde kırmızı beyaz çalışma ve kenarlarının da siyahla renklendirilmesi hoş olmuş. Kitap ismi de ilgi çekici. İçindeki hikayeyi merak ettiriyor.

Üç kitaplık bir serinin ilk kitabı. Serinin tamamı Deli Dolu yayınevi tarafından dilimize çevrilmiş. Çevirmenler farklı. Yabancı Yayınları devam kitaplarını çevirmezse diğer yayınevinden seriyi bitirmeyi düşünüyorum.

İlk kitap aslında ortalarına kadar ilginç ve merak ettirici şekilde ilerliyor. Başlangıç hikayesi ve kurgusu güzel. Gençlere yönelik bir distopya diyebiliriz. Kahramanları da henüz çocukluktan yetişkinliğe adım atmakta. Hikayenin ilerleyen sayfalarında o ilginç ve merak ettirici ilerleyiş monoton ve tekrar eden bir anlatıma bürünmüş. Sürekli aynı şeyler oluyor. Kaç, kovalasınlar, yakalan sonra yine kaç. Oluşturulan dünya ile ilgili bilgiler yok denecek kadar az. Kahramanların dışında kalan karakterleri de yeterince tanıyamıyoruz. Sürekli bir kovalamaca devam ediyor. Aynı anlatım, aynı cümleler.

Serinin diğer iki kitabında anlatım derinleşir mi bilemem ama bu kitapta hikaye oldukça sığ kalmış.