“İnsanoğlu toprağı terk ederek etrafını aletlerle çevirip bir „sanal dünya‟ kurdu. Burada sıkılıp duruyor. İki serap görüyor: hız ve haz.
Bunlar nefsin oyunlarıdır. Ele geçtiklerinde yok olurlar. Sıkıntı devam eder.
İnsanlar kendilerini elli bin çeşit ürün bulunduran AVM‟lere teslim etmeseler, tüketim kültürünün kelepçelerinden kurtulabilseler, çiçekleri ve böcekleri yeniden görebilseler; bir keçi yavrusunun bakışlarını, süt kokusunu, böğürtlen reçelini hiçbir şeye değişmeyecekler ama sarhoşluktan ayılamıyorlar.”
Bu kitapta Mustafa Kutlu‟nun yirmi yıllık bir sürede yayınlanan gazete yazılarından bir seçkiyi bulacaksınız.
“İnsanoğlu toprağı terk ederek etrafını aletlerle çevirip bir „sanal dünya‟ kurdu. Burada sıkılıp duruyor. İki serap görüyor: hız ve haz.
Bunlar nefsin oyunlarıdır. Ele geçtiklerinde yok olurlar. Sıkıntı devam eder.
İnsanlar kendilerini elli bin çeşit ürün bulunduran AVM‟lere teslim etmeseler, tüketim kültürünün kelepçelerinden kurtulabilseler, çiçekleri ve böcekleri yeniden görebilseler; bir keçi yavrusunun bakışlarını, süt kokusunu, böğürtlen reçelini hiçbir şeye değişmeyecekler ama sarhoşluktan ayılamıyorlar.”
Bu kitapta Mustafa Kutlu‟nun yirmi yıllık bir sürede yayınlanan gazete yazılarından bir seçkiyi bulacaksınız.
Mustafa Kutlu'nun ilk okudugum kitabi bu oldu. Kalemini bakis acisini cok begendim. Su anda yasadigimiz yeni cirkin dunyayi gecmisimizle karsilastirip aci gercekleriyle harmanlamis. Kitabin adi, okuyucusuna ulastirmak istedigi bir mesaj zaten.
Ciltsiz, 264 sayfa
Haziran2014 tarihinde, Dergah Yayınları tarafından yayınlandı