Silistre kalesi, bizzat Rus Orduları Başkomutanının yönettiği seksen bin kişilik bir ordu tarafından 15 Mayıs 1854te kuşatılır. Kale, Arnavutluktan Iraka kadar İmparatorlukun hemen her yerinden gelen gönüllülerin de içinde olduğu toplam on bin kişilik bir güçle savunulmaktadır. Kırk üç gün süren yoğun saldırıları başarıyla püskürten Müslüman savaşçılar, yiyecek ve cephaneleri tükendiği için, tek kurtuluş yolu olarak görülen bir yarma hareketiyle koca orduyu bozguna uğratırlar. Son derece yalın bir olay üzerine kurulan Vatan yahut Silistre, tüm teknik kusurlarına karşın, Osmanlı toplumuyla tiyatronun buluşmasını sağlamış ve yazarının hiç ummadığı ölçüde etkili olmuştur. Yazarı izleyerek söylersek, Vatan yahut Silistre, Türk tiyatrosunu bulunduğu noktadan ilerilere taşımış, gelişimi açısından da tam bir dönüm noktası oluşturmuştur.
Silistre kalesi, bizzat Rus Orduları Başkomutanının yönettiği seksen bin kişilik bir ordu tarafından 15 Mayıs 1854te kuşatılır. Kale, Arnavutluktan Iraka kadar İmparatorlukun hemen her yerinden gelen gönüllülerin de içinde olduğu toplam on bin kişilik bir güçle savunulmaktadır. Kırk üç gün süren yoğun saldırıları başarıyla püskürten Müslüman savaşçılar, yiyecek ve cephaneleri tükendiği için, tek kurtuluş yolu olarak görülen bir yarma hareketiyle koca orduyu bozguna uğratırlar. Son derece yalın bir olay üzerine kurulan Vatan yahut Silistre, tüm teknik kusurlarına karşın, Osmanlı toplumuyla tiyatronun buluşmasını sağlamış ve yazarının hiç ummadığı ölçüde etkili olmuştur. Yazarı izleyerek söylersek, Vatan yahut Silistre, Türk tiyatrosunu bulunduğu noktadan ilerilere taşımış, gelişimi açısından da tam bir dönüm noktası oluşturmuştur.
2 kere okumuşumdur. belkide 3. ama yanlışlıkla. hoca oku diyor okuyordum hoca oku diyor okuyordum. ama meğersem bir aralar okumuştum ben bu kitabı ya :))
Bir adamın vatanı uğruna sevgilisini terk etmesi, ne muazzam bir konu.Sevgilisinin ise her şeye rağmen sevdiğinin peşinden gitmesi.Sonunda mutluluk var, hemde çifte mutluluk...Sahnelenen ilk tiyatro eserimiz olan Vatan Yahut Silistre Türk Edebiyatımızın nasıl bugünlere geldiğini öğrenmek için herkesin okuması gereken bir kitap.Tarihte her şey zamanına göre değerlendirilmelidir.Kitapta elbet kopukluklar var -bir kadının erkek kılığına girmesi ve orduda kadın olduğunun anlaşılmaması gibi- fakat bunlar türün ilk örneklerinden sayılabilecek bu kitap için okuyucuların göz yumabileceği şeylerden.Namık Kemal, edebiyatımızın taşlarının yerine oturmasında çabaları yadsınamaz olan bu değerli adam okunması gereken yazarlardan.
Vatanın kolay kazanılmadığını ve o dönemdekilerin bu vatan uğruna yaşadığı sıkıntıyı hem kişi hem de toplum bazında ortaya koyan etkileyici bir eser...
Kitap Okuma Yarışma yüzünden okucaktım. Elime aldım bırakamadım resmen. İslam Bey'in Vatan Sevgisi beni çok fazla etkiledi. Zekiye'ninde bitmek tükenmek bilmeyen aşkı.
Karşılıklı konuşma şeklinde geçmesine rağmen okumaktan zevk aldım diyebilirim.)
lisede okuduğum bir kitap o zaman sıkılmış olmama rağmen Türk edebiyatındaki baş yapıtlardandır. ilk tiyatro olması lazım yanlış hatırlamıyorsam.
yazıldığı döneme damgasını vuran muhteşem bir eser,
keşke tiyatro olarak izleyebilsem.
Vatan Sevgisi konseptini güzel bir şekilde işlese de hikayenin sonun İslam Beyle, Zekiye Hanımın aşkı yerine Sıtkı Bey'e yönelmesi biraz hayâl kırıklığı yaşattı