Ahmet Altan, yalnızca duyguların, tutkuların değil, düşüncelerin de yazarı. Birçok insanın sustuğu, susturulduğu, sindirildiği dönemlerde, düşüncelerini açıkça yazmaktan, inandıkları için mücadele etmekten çekinmeyen; defalarca yargılanıp mâhkum olsa da düşüncelerinden taviz vermeyen güçlü bir kalem. Kalabalıkların, sessizliğin karanlığına çekildiği zamanlarda toplumun vicdanı olmayı başaranlardan biri. Ve kırar Göğsüne Bastırırkende, düşüncelerini her zaman insan duyarlılığının sıcaklığı ile ifade etmeyi başarmış olan Altanın, hayatımıza, geçmişimize ve geleceğimize ışık tuttuğu, kaygılarımızı ve umutlarımızı dile getirdiği yazılar var. Romanlarında insan ruhunun derinliğini, insanın kaderini, hüznünü, coşkusunu anlatan Altanın bu kitabı, toplumun söylenmesi yasaklanmış acılarına, bastırılmış sevinçlerine, gölgede bırakılmış sırlarına eğiliyor. Kapaktaki resim: David Lance Goines
Ahmet Altan, yalnızca duyguların, tutkuların değil, düşüncelerin de yazarı. Birçok insanın sustuğu, susturulduğu, sindirildiği dönemlerde, düşüncelerini açıkça yazmaktan, inandıkları için mücadele etmekten çekinmeyen; defalarca yargılanıp mâhkum olsa da düşüncelerinden taviz vermeyen güçlü bir kalem. Kalabalıkların, sessizliğin karanlığına çekildiği zamanlarda toplumun vicdanı olmayı başaranlardan biri. Ve kırar Göğsüne Bastırırkende, düşüncelerini her zaman insan duyarlılığının sıcaklığı ile ifade etmeyi başarmış olan Altanın, hayatımıza, geçmişimize ve geleceğimize ışık tuttuğu, kaygılarımızı ve umutlarımızı dile getirdiği yazılar var. Romanlarında insan ruhunun derinliğini, insanın kaderini, hüznünü, coşkusunu anlatan Altanın bu kitabı, toplumun söylenmesi yasaklanmış acılarına, bastırılmış sevinçlerine, gölgede bırakılmış sırlarına eğiliyor. Kapaktaki resim: David Lance Goines
yasaktın bana, sen yasakladın bana... ben yırtıp attım emirleri, sen yine yasakladın kendini bana.
162 sayfa