Bu romanda herkesin gözleri lacivert. Hiç lacivert göz görmedim ama lacivert gözleri severim. Lacivert gözlerin derinliklerinde, bilinmeyen diyarlardan maceraperest seyyahların getirdiği anlamlar yatar. Bence tabii... Dışarıda cıvıltılı bir ilkyaz güneşi, tazelenen ve yeniden doğan dünyanın yeşillikleri üstüne, işveli bir salıntıyla sıcacık altın tozları serpiştiriyor. Ben, senin için ey kari, bir roman yazıyorum. Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok. Tamam mı?
Yoo, tamam değil, çünkü fikrimi yeniden değiştiriyorum, zil çalıyor ve Ali, yani kardeşim geliyor.
Karşımdaki koltuğa oturuyor, bir yandan da önümdeki kağıtlarla daktilo makinesine şöyle göz atıyor.
-Ne yapıyorsun?
-Roman yazıyorum.
Haksız yere azarlanmış bir çocuk gibi, bir an irkilerek anlamadan bakıyor yüzüme.
-Niye?
Bu romanda herkesin gözleri lacivert. Hiç lacivert göz görmedim ama lacivert gözleri severim. Lacivert gözlerin derinliklerinde, bilinmeyen diyarlardan maceraperest seyyahların getirdiği anlamlar yatar. Bence tabii... Dışarıda cıvıltılı bir ilkyaz güneşi, tazelenen ve yeniden doğan dünyanın yeşillikleri üstüne, işveli bir salıntıyla sıcacık altın tozları serpiştiriyor. Ben, senin için ey kari, bir roman yazıyorum. Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok. Tamam mı?
Yoo, tamam değil, çünkü fikrimi yeniden değiştiriyorum, zil çalıyor ve Ali, yani kardeşim geliyor.
Karşımdaki koltuğa oturuyor, bir yandan da önümdeki kağıtlarla daktilo makinesine şöyle göz atıyor.
-Ne yapıyorsun?
-Roman yazıyorum.
Haksız yere azarlanmış bir çocuk gibi, bir an irkilerek anlamadan bakıyor yüzüme.
-Niye?
Ahmet Altan ın ilk roman ı.Ve bence en iyisi
Okurken o kadar kaptırmıştım ki kendimi,ineceğim durağı kaçırmıştım.
Sevseydim eğer, yazı yazmazdım. Sevmek yeterdi bana.
Baba, oğul, sevgili ilişkilerini sorguladığı ilginç bir "ilk" roman Dört Mevsim Sonbahar. İlginçliği romanın başkahramanı aynı zamanda romanın yazarı olduğu ve romana istediği gibi müdahale etmesi. Bu türde okuduğum bir ilk. Okurken zaman karmaşalığı yaratsada çok keyif aldım.
Baba Çetin Altan'ın nasihat gibi önsözünün bir bölümünde "Küçükken, seni kucağımda balkona götürdüğümde, yıldızları tutacakmış gibi ellerini gökyüzüne uzattığında anlamıştım herşeyi." sözleri, Ahmet Altan'ın yazarlık başarısını özetliyor.
Karton Cilt, 209 sayfa
2011 tarihinde, ALKIM YAYINEVİ tarafından yayınlandı