Vedat Türkali, 5 yıl aradan sonra yazdığı bu romanında Türkiyenin 70li yıllarına ayna tutuyor. Üniversiteli, sol görüşlü bir gencin gözünden Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birinin geniş bir panoramasını çizerken, barınamadığı bir toplum içinde yolunu çizemeyen Muhsinin tutkulu aşkını da zor günlerin öyküsüne katıyor. Kökleri o yıllara dayanan ve ağırlığını günümüzde çokça hissettiren toplumsal ve siyasal gelişmeler, sağ-sol çatışmaları, toplumsal güç olarak din ve sendikalaşmalar gibi konuların ve olayların sağlam bir fon oluşturduğu roman, 12 Eylül Darbesine doğru giderken, kahramanlarının hayatları üzerinden farklı bir bakış açısı getiriyor. Doğru söylemiyordu. Sözünü etmişti ya, ev mev aramamıştı. İçinden gelmiyordu aramak. Daracık çatı katında onu bırakmayan bir şey vardı sanki! Reyhanla bölüştüğü mutlulukların o dağınık odaya sinmiş anıları mıydı? Olabilirdi, niye olmasındı!.. Devrimcilik savıyla diretmişti Reyhana! Devrimcilik adına ne yapıyordu peki? Hiç! Gizli örgüt bağı yoktu. Olmasını istememişlerdi... Kanlı olaylar, aylar boyu, beklentilerin de ötesinde, çeşitli illerde öylesine sıralanmaya başlamıştı ki, bu sağlıksız ortamda tek başına, neyi, nasıl düşünüp nasıl davranacağını bilmek başlı başına sorundu. Yapanı bilinmeyen tek kişilik cinayetlerle topluca saldırılar iyice sarıyordu ülkeyi.
Vedat Türkali, 5 yıl aradan sonra yazdığı bu romanında Türkiyenin 70li yıllarına ayna tutuyor. Üniversiteli, sol görüşlü bir gencin gözünden Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birinin geniş bir panoramasını çizerken, barınamadığı bir toplum içinde yolunu çizemeyen Muhsinin tutkulu aşkını da zor günlerin öyküsüne katıyor. Kökleri o yıllara dayanan ve ağırlığını günümüzde çokça hissettiren toplumsal ve siyasal gelişmeler, sağ-sol çatışmaları, toplumsal güç olarak din ve sendikalaşmalar gibi konuların ve olayların sağlam bir fon oluşturduğu roman, 12 Eylül Darbesine doğru giderken, kahramanlarının hayatları üzerinden farklı bir bakış açısı getiriyor. Doğru söylemiyordu. Sözünü etmişti ya, ev mev aramamıştı. İçinden gelmiyordu aramak. Daracık çatı katında onu bırakmayan bir şey vardı sanki! Reyhanla bölüştüğü mutlulukların o dağınık odaya sinmiş anıları mıydı? Olabilirdi, niye olmasındı!.. Devrimcilik savıyla diretmişti Reyhana! Devrimcilik adına ne yapıyordu peki? Hiç! Gizli örgüt bağı yoktu. Olmasını istememişlerdi... Kanlı olaylar, aylar boyu, beklentilerin de ötesinde, çeşitli illerde öylesine sıralanmaya başlamıştı ki, bu sağlıksız ortamda tek başına, neyi, nasıl düşünüp nasıl davranacağını bilmek başlı başına sorundu. Yapanı bilinmeyen tek kişilik cinayetlerle topluca saldırılar iyice sarıyordu ülkeyi.
Arka arkaya bulabildiğim 6 kitabını okudum V.Türkali'nin. Ve son olarak Yalancı Tanıklar Kahvesi. Kitap bittikten sonra yaklaşık bir ay elime başka bir yazarın kitabını alamadım.
Bir tanesiniz.
“Anadolu’da bir kentte, Adliye Sarayı’nın karşısında ‘Yalancı Tanıklar Kahvesi’ varmış! Yalancı tanık arayan iş sahibi gidip biriyle anlaşır, duruşmaya çıkarırmış.
Adam girmiş kahveye, bakınırken biri sokulmuş hemen, ‘Yardımcı olabilir miyim? Nedir sorun?’ ‘Bir alacak davası,’ demiş adam. ‘Hala vermedi değil mi, o namussuz herif paranızı!’ Adam biraz çekinerek ‘Para benden isteniyor,’ demiş. Hemen yetiştirmiş herif: ‘Kaç kez vereceksiniz beyefendiciğim, kaç kez vereceksiniz!’”
Vedat Türkali, “Yalancı Tanıklar Kahvesi” romanında, yukarıdaki fıkrayla memleketin “aydın” tipolojisini anlatmaktadır. Bazı “aydın”larımız iktidarda olanı aklamakla görevlendirmiştir kendini. Onlar için toplumsal gerçeklerin ve iktidarla çelişki halindeki halkın bağımsız çıkarlarının bir hükmü yoktur. “Aydın”, halkı iktidara karşı uyarmayı değil, halkı iktidarın yaptıklarına razı etmek için kandırmayı iş edinmiştir kendine.
http://moonlightcat13.blogspot.com/2013/04/yalanc-tanklar-kahvesi-vedat-turkali.html
Kitap güzel, akıcıydı fakat benim kitaba başlarkenki beklentimi karşılamadı. Ben kitabın anlatıldığı dönemle ilgili daha yoğun bilgi vermesini bekliyordum.
Karton Cilt, 527 sayfa
2009 tarihinde, TURKUVAZ YAYINEVİ tarafından yayınlandı