Yalnızlık Dolambacı, çağdaş Meksika edebiyatının temel yapıtlarından biri. 1990 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan, Meksikalı büyük ozan Octavio Paz, bu yapıtı için şunları söylüyor: Yalnızlık Dolambacı, eleştirel hayalgücünün bir ürünüdür. Meksikaya bir bakış olmak yanında Meksikayı yeniden ele almaktır da. Tarihin kenar mahalle sakinleri olan biz Latin Amerikalılar, Batının, arka kapıdan içeri süzülmüş, modernlik gösterisine ışıkların söneceği anda katılmış davetsiz konuklarıyız. Her şeyden geç kalan bizler, Tarihe geçtikten sonra doğuyoruz; geçmişimiz yok; olduysa bile ondan geriye kalanların üzerine tükürdük. Halklarımız, bir yüzyıl boyunca uyudular, onlar uyurken birileri onları soyup soğana çevirdi; artık paçavralar içindeler. Yine de, bir yüzyıldan beri, çok düşmanca görünen topraklarımızda, başka kıtalarınki kadar büyük şairler, yazarlar, ressamlar boy gösterdi. Sonunda bir gün bir Başkasının egemenliği altında olmayan, bizi ne Doğunun soğuk polis cennetlerine, ne de Batının şenliğini bölen tiksinti ve nefret patlamalarına götüren bir toplumu zihnimizde geliştirmeyi başarabilecek miyiz? 1990 Nobel Edebiyat Ödülü
Yalnızlık Dolambacı, çağdaş Meksika edebiyatının temel yapıtlarından biri. 1990 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan, Meksikalı büyük ozan Octavio Paz, bu yapıtı için şunları söylüyor: Yalnızlık Dolambacı, eleştirel hayalgücünün bir ürünüdür. Meksikaya bir bakış olmak yanında Meksikayı yeniden ele almaktır da. Tarihin kenar mahalle sakinleri olan biz Latin Amerikalılar, Batının, arka kapıdan içeri süzülmüş, modernlik gösterisine ışıkların söneceği anda katılmış davetsiz konuklarıyız. Her şeyden geç kalan bizler, Tarihe geçtikten sonra doğuyoruz; geçmişimiz yok; olduysa bile ondan geriye kalanların üzerine tükürdük. Halklarımız, bir yüzyıl boyunca uyudular, onlar uyurken birileri onları soyup soğana çevirdi; artık paçavralar içindeler. Yine de, bir yüzyıldan beri, çok düşmanca görünen topraklarımızda, başka kıtalarınki kadar büyük şairler, yazarlar, ressamlar boy gösterdi. Sonunda bir gün bir Başkasının egemenliği altında olmayan, bizi ne Doğunun soğuk polis cennetlerine, ne de Batının şenliğini bölen tiksinti ve nefret patlamalarına götüren bir toplumu zihnimizde geliştirmeyi başarabilecek miyiz? 1990 Nobel Edebiyat Ödülü
235 sayfa