Yaşamım ve Psikanaliz, Freudun özel yaşamının değil, bilimsel çalışmalarının ve çatışmalarının anlatısıdır; biraz da Freudu tanımak, aynı yolda yürüdüğü arkadaşlarından nasıl ve hangi gerekçelerle ayrıldığını bilmek, psikanaliz konusunda derli toplu ve doyurucu bilgi edinmek isteyenlerin başvuru, hatta başucu kitabı...
Okuduklarımızdan anlayabildiğimiz kadarı ile Freudun özel yaşamı da yapıtlarından pek farklı değildi ve (olasılıkla) kendisinin Goethe için söylediği gibi, çelişkilerle dolu karmaşık yaşamını ve duygularını gizlemek için çok yazmış... Yazdıkça açığa çıktığını, kendi kendini soyduğunu duyumsamış. Bunları örtmek için daha çok yazmış... Daha çıplak kalmış. Ağrılar, acılar içinde kıvranmış... Sonra daha çok yazmış... Ve giderek daha çıplak kalmış... Oedipus ile başlamış, Musa ile dinginliğe kavuşacağını ummuş. Ama başaramamış... Acılarını dindirmeye (ki bunlara çenesinde oluşan tümörün etkisini de ekleyebiliriz) hiçbiri yetmeyince, doğal ölümünü (bile) beklemeden kendi isteğiyle yüksek doz morfin alarak yaşamını bir anlamda kendi kararı ile kendisi noktalamıştır... Onun kendisi hakkında söylediklerinin ya da yazdıklarının kuşkusuz pek çoğu gerçekleri tam olarak yansıtmaz. Yapıtlarını okuduktan sonra bunların böyle olmasının maddenin doğasına uygun olduğunu zaten anlarız. Kendisinin de vurguladığı gibi, biyografi ya da oto-biyografi yazını özü gereği kendi kendini yalancılığa mahkûm etmek zorundadır. Hele resmi biyografi yazarları için bu durum çok daha beterdir.
Serol TEBER
Yaşamım ve Psikanaliz, Freudun özel yaşamının değil, bilimsel çalışmalarının ve çatışmalarının anlatısıdır; biraz da Freudu tanımak, aynı yolda yürüdüğü arkadaşlarından nasıl ve hangi gerekçelerle ayrıldığını bilmek, psikanaliz konusunda derli toplu ve doyurucu bilgi edinmek isteyenlerin başvuru, hatta başucu kitabı...
Okuduklarımızdan anlayabildiğimiz kadarı ile Freudun özel yaşamı da yapıtlarından pek farklı değildi ve (olasılıkla) kendisinin Goethe için söylediği gibi, çelişkilerle dolu karmaşık yaşamını ve duygularını gizlemek için çok yazmış... Yazdıkça açığa çıktığını, kendi kendini soyduğunu duyumsamış. Bunları örtmek için daha çok yazmış... Daha çıplak kalmış. Ağrılar, acılar içinde kıvranmış... Sonra daha çok yazmış... Ve giderek daha çıplak kalmış... Oedipus ile başlamış, Musa ile dinginliğe kavuşacağını ummuş. Ama başaramamış... Acılarını dindirmeye (ki bunlara çenesinde oluşan tümörün etkisini de ekleyebiliriz) hiçbiri yetmeyince, doğal ölümünü (bile) beklemeden kendi isteğiyle yüksek doz morfin alarak yaşamını bir anlamda kendi kararı ile kendisi noktalamıştır... Onun kendisi hakkında söylediklerinin ya da yazdıklarının kuşkusuz pek çoğu gerçekleri tam olarak yansıtmaz. Yapıtlarını okuduktan sonra bunların böyle olmasının maddenin doğasına uygun olduğunu zaten anlarız. Kendisinin de vurguladığı gibi, biyografi ya da oto-biyografi yazını özü gereği kendi kendini yalancılığa mahkûm etmek zorundadır. Hele resmi biyografi yazarları için bu durum çok daha beterdir.
Se... tümünü göster
370 sayfa
Say Yayınları tarafından yayınlandı