Adı, cismi, mesleği, kimliği belli olmayan, tek kelimeyle ne idiği belirsiz Yeraltı Adamı, kitabın ilk cümlesinde kendini anlatmaya, daha doğrusu hastalıklı ve karanlık zihnindeki zehirleri kusmaya şöyle başlıyor: “Hasta bir adamım ben!”
Buna ne şüphe!
Dünya edebiyatında kendisine eşsiz bir yer ve metafor edinen Yeraltı Adamı imgesini yaratan Dostoyevski, bu kitabında benzersiz bir iş başarıyor: İnsan ruhunun hastalıklı, karanlık, kötücül ve iğrenç dehlizlerine müthiş bir aydınlatma gücüne sahip bir fenerin gözleri kör eden amansız ışıklarını tutuyor.
Hem de acımasız bir dil ve bir o kadar acımasız yalınlıkla…
Ülkeler ve çağlar ötesi, insanlığın varoluşsal temeline sızmış bu alçak adamın (insanın), bu ne olduğu belirsiz hastalıklı iblisin sayıklamalarında ve hezeyanlarında insan ruhunun nice sırlarının ipuçları kömür karasına bulanmış olarak yatıyor.
Bu ipuçlarını bulandıkları yağlı karadan temizleyip pırıl pırıl yol gösterici imgelere dönüştürüp dönüştürmemekse artık okurun kendi bileceği iş!
Adı, cismi, mesleği, kimliği belli olmayan, tek kelimeyle ne idiği belirsiz Yeraltı Adamı, kitabın ilk cümlesinde kendini anlatmaya, daha doğrusu hastalıklı ve karanlık zihnindeki zehirleri kusmaya şöyle başlıyor: “Hasta bir adamım ben!”
Buna ne şüphe!
Dünya edebiyatında kendisine eşsiz bir yer ve metafor edinen Yeraltı Adamı imgesini yaratan Dostoyevski, bu kitabında benzersiz bir iş başarıyor: İnsan ruhunun hastalıklı, karanlık, kötücül ve iğrenç dehlizlerine müthiş bir aydınlatma gücüne sahip bir fenerin gözleri kör eden amansız ışıklarını tutuyor.
Hem de acımasız bir dil ve bir o kadar acımasız yalınlıkla…
Ülkeler ve çağlar ötesi, insanlığın varoluşsal temeline sızmış bu alçak adamın (insanın), bu ne olduğu belirsiz hastalıklı iblisin sayıklamalarında ve hezeyanlarında insan ruhunun nice sırlarının ipuçları kömür karasına bulanmış olarak yatıyor.
Bu ipuçlarını bulandıkları yağlı karadan temizleyip pırıl pırıl yol gösterici imgelere dönüştürüp dönüştürmemekse artık okurun kendi bileceği iş!
Dostoyevski denince aklıma gelen ilk kitaptır Yeraltından Notlar.Benim için özel bir yeri vardır..Kalbimi bu eseriyle çaldı Dostoyevski.Belki de beni en çok yakalayan kitaptır.
Eğer Dostoyevski ile konuşma fırsatım olsaydı ona ilk soracağım şey "güzel ve yüksek şeylerin" anlamı olurdu. Bu denli bir karakter analizine başka bir kitapta rastlamadım. Kendini bu kadar yerip yüceltmesi garip geliyor insana sonra kitabın tonuna alıştıkça kendinden parçalar buluyorsun kitapta.Tavsiye olunur.
P.s: Kitabı okumadan önce Dostoyevski'nin diğer eserlerini okumanızı tavsiye ederim.
İstikrarsız düşüncelere sahip bir adamın iç dünyasında hissettiklerini anlatıyor. Biraz abartılı olsa da her insanın zaman zaman böyle durumlara düştüğü, benzer duygular yaşadığı bir gerçektir. Edebiyatla ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken bir eser. Okumayanların da çok büyük bir kaybı olacağını sanmıyorum.
anlamam, idrak etmem, hayatıma katmam, zaman aldı. Ama iyi ki aldı. okuyun.
Kendi hislerini ve duygularını paylaştığı bu kitap bana hitap etmedi o yüzden yarıda bıraktım
Bize insan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor ; bundan utanıyoruz. ''Soyut insan'' diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu duruma gittikçe daha çok beğeniyor, bundan büyük haz duyuyoruz. Neredeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız.
keşke hiç bitmeyen sonsuz bi kitap olsa.. :/ bi daha bi daha bi daha okunmaya değer.. ender bi eser.
"Kendi isteklerimle yaşayabildiğim sürece, kurduğunuz yapıya tek bir tuğla koyarsam kahrolayım."
iyi. 5-6 ay da bir tekrar tekrar okunacak kadar iyi.
bir dostoyevski şaheseri daha. kendi ruhsal girdabında sürüklenen, yalnız bir adamın hikayesi.
Dostoyevski'nin en sevdiğim, kitabın inceliğine de en çok üzüldüğüm kitabıdır.
Dostoyevski'nin büyük romanlarından ayrı bir yere koymak lazım bu kitabı. Ama yine de en sevilen kitaplarından biri, kendisiyle ve insanlıkla dalga geçişini samimi bulduğumuz için belki de.
Ayrıca bilmeyenler için önemli notu paylaşayım: Dostoyevski bu kitabı; Çernişevski'nin Nasıl Yapmalı'daki mantıklı sebeplerden iyiliksever olan devrimci insanlarına cevap olarak yazmış. Kitapta insanoğlunun nankör olduğuna ve bu adaletsiz düzeni kendilerinin istediğine dair vurgular bu yüzden.
Ciltsiz, Rus Edebiyatı, 192 sayfa
Şubat2017 tarihinde, Parodi Yayınları tarafından yayınlandı