Yeşilçam Dedikleri Türkiye

En güzel şiir de birlikte olmanın şiiri. Onu yaz yazacaksan! Sevişmek de dayanışma değil mi? Pervin'le dün gece bölüştüklerimizin sürüp gitmesi, bütün bu görünenler. GREV ÇADIRINDA'nda onu anlatmak istiyorum. Nasıl? Bulamadım daha; kolay mı?.. Yalnız onu da anlatmak istemiyorum. O çadıra kapatılmaya başkaldırmak gerek. Sevişmek varsa niye katı sınırlar çizilsin? Birkaç çirkinin yol kesmesiyle yitecek mutluluk, yalanın bir parçası demek... Hem de en kötü parçası... Faizi bile vardır!.. Koy çelik kasaya, sakla!.. İnsana, yakışan verilmeli. Bir de, şunların anlamayacağı dizeler söyleme sakın. Benim anladığımı onlar niye anlamasın? Öyle değil biliyorsun... Güçlük de orada... Bakma sen bu şamataya, onların her şeyi anlayacakları gün epeyi ilerlerde daha. Anlatamayınca böyle söylersiniz. Öyle iyi anlar ki onlar... Bunca toplanmasını bilecekler de doğruları söyleyeceksin, anlamayacaklar!.. Gülüşüp konuşmalarına bak şunların, birbirlerine yemek uzatışlarına... Ellerini çektiler, kaldırım taşına döndü şu duvarların ötesindeki makineler... Kös kös bekliyor hepsi... Salt onların doğruları yeterli olsa.
(Tanıtım Bülteninden)

En güzel şiir de birlikte olmanın şiiri. Onu yaz yazacaksan! Sevişmek de dayanışma değil mi? Pervin'le dün gece bölüştüklerimizin sürüp gitmesi, bütün bu görünenler. GREV ÇADIRINDA'nda onu anlatmak istiyorum. Nasıl? Bulamadım daha; kolay mı?.. Yalnız onu da anlatmak istemiyorum. O çadıra kapatılmaya başkaldırmak gerek. Sevişmek varsa niye katı sınırlar çizilsin? Birkaç çirkinin yol kesmesiyle yitecek mutluluk, yalanın bir parçası demek... Hem de en kötü parçası... Faizi bile vardır!.. Koy çelik kasaya, sakla!.. İnsana, yakışan verilmeli. Bir de, şunların anlamayacağı dizeler söyleme sakın. Benim anladığımı onlar niye anlamasın? Öyle değil biliyorsun... Güçlük de orada... Bakma sen bu şamataya, onların her şeyi anlayacakları gün epeyi ilerlerde daha. Anlatamayınca böyle söylersiniz. Öyle iyi anlar ki onlar... Bunca toplanmasını bilecekler de doğruları söyleyeceksin, anlamayacaklar!.. Gülüşüp konuşmalarına bak şunların, birbirlerine yemek uzatışlarına... Ellerini çektiler, kaldırım taşına döndü şu duvarların ötesindeki makineler... Kös kös bekliyor hepsi... Salt onların doğruları yeterli olsa.
(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

“Yeşilçam Dedikleri Türkiye”. 12 Eylül sonrası karanlık günlerde (15 Kasım 1982 - 23 Ağustos 1986) yazılmasına rağmen, bir komünistin su gibi, ihtiyaç duyduğu umudu, içerdiği onca acıya rağmen barındıran apaydınlık bir roman.
Vedat Türkali Usta bu yapıtı ile de okuyucunun tüm duyularını/hislerini, iştahını, merakını, kaygısını, acısını, tebessümünü, öfkesini, kahkahasını, göz yaşını, cinsel arzusunu, kıstırılmışlığını, çaresizliğini, boşvermişliğini şaşkınlığını, korkusunu, melankolisini... tahrik etmeyi başarıyor...

9 puan

Her Vedat Türkali kitabına başladığımda aynı heyecanı duyuyorum, bu tarifsiz bir his.

10 puan

10 numara... Mutlak okunmalı, okutturulmalı...


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 1. Baskı, 608 sayfa
6Kasım2015 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786053140412
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Etiketler: türk edebiyatı, roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

oxelera
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski