Oya Baydar, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu için yazdığı önsözde şunları söylüyor:Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşunu, otuz iki yıl sonra Sevginin gözüyle ve yüreğiyle hatırlarken, anı yazma işi üzerine yeniden düşündüm. Neden bazı anı kitapları soğuk, ruhsuz, öğretmen edalıdırlar da bazıları sıcacıktır, insanı yüreğinden kavrar, sürükler? Sevgi Soysalın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu anılarında bu sorunun cevabı var sanırım: Açıkyüreklilik, maksatlı saptırmalardan arınmış saf bir öznellik, şunları yazarsam bana ne derler kaygısından olabildiğince uzaklık, insanlara ve gerçeklere saygı. Sevgi bunu başardığı için, anıları bazen gülerek bazen hüzünlenerek, ama hep keyifle ve düşünerek okunuyor. Siyasal hamaset yapmak, kendini övüp kendini anlatmak için değil, insanı anlatmak için, insan sevgisiyle yazıyor. Sevginin Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşunu, Sevginin mahpushanelerini izliyoruz; onun gözüyle, onun aklı ve duygularıyla, onun diliyle. Böylece yapıt özel oluyor, biricik oluyor, basmakalıplıktan kurtuluyor.
Oya Baydar, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu için yazdığı önsözde şunları söylüyor:Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşunu, otuz iki yıl sonra Sevginin gözüyle ve yüreğiyle hatırlarken, anı yazma işi üzerine yeniden düşündüm. Neden bazı anı kitapları soğuk, ruhsuz, öğretmen edalıdırlar da bazıları sıcacıktır, insanı yüreğinden kavrar, sürükler? Sevgi Soysalın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu anılarında bu sorunun cevabı var sanırım: Açıkyüreklilik, maksatlı saptırmalardan arınmış saf bir öznellik, şunları yazarsam bana ne derler kaygısından olabildiğince uzaklık, insanlara ve gerçeklere saygı. Sevgi bunu başardığı için, anıları bazen gülerek bazen hüzünlenerek, ama hep keyifle ve düşünerek okunuyor. Siyasal hamaset yapmak, kendini övüp kendini anlatmak için değil, insanı anlatmak için, insan sevgisiyle yazıyor. Sevginin Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşunu, Sevginin mahpushanelerini izliyoruz; onun gözüyle, onun aklı ve duygularıyla, onun diliyle. Böylece yapıt özel oluyor, biricik oluyor, basmakalıplıktan kurtuluyor.
Kitap Sevgi Soysal ın 12 Mart Muhtırası sonucunda tutuklanması ve Ankara'da bulunan ''Yıldırım Bölge Kadınlar Koğusu''ndaki tutukluk dönemini kendi ağzından anlatıyor.Tamamen gerçek olaylar ve kişilerden yola çıkılarak yazılmış zaman zaman sinirlenerek zaman zaman gülerek okunan bir anlatı.O dönemi merak ediyor ya da ilgi duyuyorsanız öneririm.Yine benzer bir kitap olan Oya Baydar ın ''İki Dönem İki Kadın'' isimli eseri de ilginizi çekebilir bu arada.
Keyifli Okumalar...
Herkesin okumasını öyle çok isterdim ki... Benim için çok farklı bir yerde. Diğer okuduğum romanlarda da çok duygulandığım zamanlar olmuştu. Ama bu satırların gerçekten yaşandığını bilmek beni oldukça yaraladı diyebilirim. Hapiste olmak ezilmek aşağılanmak dik durmak dışarı özlemi ... Sanki gerçekten yaşadım ve Sevgi Soysal ı daha çok sevdim. Hem de çok... Ayrıca Sevgi Soysal Yenişehir'de bir Öğle Vakti kitabını da Yıldırım Bölge'de yazmış. O koşulları çektiği yetmiyor gibi bir de şaheser çıkarmış.
"Ben herşeyin bir bir yok olmasına o kadar alıştım ki
Ve her şeyin bir bir varolmasına o kadar alışacağım ki"
229 sayfa