Sevgi Soysal, hayatında yol açtığı derin sarsıntılara rağmen sadece bir seyircisi olduğunu söylediği 12 Martta sanık sandalyesine oturtulmuş bir tanıktı. Şafak, bu tanıklığın, gerçekçi olduğu kadar şiirsel bir hikâyesidir. Baskınlara, sorgu ve işkenceye karşı insanın sesini duyurduğu için bir kuşağa Sevgi Soysalı sevdiren bu roman, hem bir döneme tanıklık eden hem de bireysel tepkileri tüm karmaşıklığıyla yansıtan bir edebiyat başyapıtı olarak hâlâ güncelliğini korumaktadır.
Sevgi Soysal, hayatında yol açtığı derin sarsıntılara rağmen sadece bir seyircisi olduğunu söylediği 12 Martta sanık sandalyesine oturtulmuş bir tanıktı. Şafak, bu tanıklığın, gerçekçi olduğu kadar şiirsel bir hikâyesidir. Baskınlara, sorgu ve işkenceye karşı insanın sesini duyurduğu için bir kuşağa Sevgi Soysalı sevdiren bu roman, hem bir döneme tanıklık eden hem de bireysel tepkileri tüm karmaşıklığıyla yansıtan bir edebiyat başyapıtı olarak hâlâ güncelliğini korumaktadır.
12 Mart... Hem sanık hem de tanık Sevgi Soysal, böyle dillendiriyor yaşadıklarını... ''Şafak'''ta, sanıklıkla kol kola giden bu tanıklığı, 12 Mart olgusunu, bu olgunun toplum ve birey üzerindeki derin etkilerini yetkin bir biçimde yazıya döküyor.
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2013/03/sevgi-soysal-safak.html
229 sayfa