Bir gün İspanyayla Fransa arasındaki sınırda bir yarık belirir ve giderek büyüyerek İberya Yarımadasının Avrupa kıtasından komasına yol açar. Bunun Jeopolitik dengeler üstündeki etkisi muazzam olur. İberya Yarımadası Atlantikte batıya doğru, dev bir taştan sal gibi yüzerken Kuzey Amerika yepyeni bir toprak parçasını ve Avrupanın yitirdiği bir nüfusu ele geçirmek için kolları sıvar. Yarımada halkı ise, panik ve şaşkınlık içindedir. Gündelik yaşamları alt üst olmuştur; kıyı şeridinin tehlikelerinden kaçan bu gönülsüz göçebeler bin bir türlü güçlükle mücadele ederler. Yarımada, kendi ekseninde dönmeye başlayıp güneş batıdan doğunca kafaları iyice karışır. Tesadüf eseri -ya da yazgının aracılığıyla - bir araya gelen üç erkek, iki kadın ve bir köpek önce köhne bir otomobille, sonra da iki mecalsiz at tarafından çekilen bir yük arabasıyla seyahat ederler. Olup biten mucizevi olayları anlamlandırma çabasıyla giriştikleri bu yolculuk sırasnda kendi içlerindeki bilmeceleri ve bunların yanıtlarını keşfederler. Sabit noktalar ve değişen hedefler üzerine, yalın ve ustaca bir üslupla yazılmış olan bu romanda José Saramago çağdaş Avrupa toplumlarını zekice ve alaylı bir dille eleştirmektedir....
Bir gün İspanyayla Fransa arasındaki sınırda bir yarık belirir ve giderek büyüyerek İberya Yarımadasının Avrupa kıtasından komasına yol açar. Bunun Jeopolitik dengeler üstündeki etkisi muazzam olur. İberya Yarımadası Atlantikte batıya doğru, dev bir taştan sal gibi yüzerken Kuzey Amerika yepyeni bir toprak parçasını ve Avrupanın yitirdiği bir nüfusu ele geçirmek için kolları sıvar. Yarımada halkı ise, panik ve şaşkınlık içindedir. Gündelik yaşamları alt üst olmuştur; kıyı şeridinin tehlikelerinden kaçan bu gönülsüz göçebeler bin bir türlü güçlükle mücadele ederler. Yarımada, kendi ekseninde dönmeye başlayıp güneş batıdan doğunca kafaları iyice karışır. Tesadüf eseri -ya da yazgının aracılığıyla - bir araya gelen üç erkek, iki kadın ve bir köpek önce köhne bir otomobille, sonra da iki mecalsiz at tarafından çekilen bir yük arabasıyla seyahat ederler. Olup biten mucizevi olayları anlamlandırma çabasıyla giriştikleri bu yolculuk sırasnda kendi içlerindeki bilmeceleri ve bunların yanıtlarını keşfederler. Sabit noktalar ve değişen hedefler üzerine, yalın ve ustaca bir üslupla yazılmış olan bu romanda José Saramago çağdaş Avrupa toplumlarını zekice ve alaylı bir dille eleştirmektedir....
Yazarin kendine has uslubunu devrik , virgullerle uzatilmis cumleleriyle gosterdigi bir roman daha. Artik okurken bu Saramago romani diyebiliyoruz.
Keza olay da bence yine ancak ve ancak kitleleri ilgilendiren bir olay olmasi, son derece ilginç bir olay olmasi ile Saramago hayal gücü ürünüdür diyebilecegimiz nitelikte.
Iber yarimadasinin Avrupa kitasindan kopmasi ve okyanus boyu yol almasini ele almis yazar.
Bu yolculuk basit bir yolculuk degildir.
Atlatilan tehlikeleri ordaki tum insanlarini yom edebilecek turdedir.
Ozellikle Ispanya, Portekiz, ABD gibi ulkelerin basrolde oynadigi siyasi iklim de yine bu son derece ilginc olay cercevesinde okuyucuya aktarilmis.
Ve asil bizleri baglayici olan , baglayici demeyelim de romanı diger ilginc kilan husus da bu son derece anormal durumun , yani adanin kopma durumunun 6 ayri kisilige sahip insanin baslarindan gecen son derece garip hadiselerle iliskilendirme durumudur. Bunlara ek olarak 2 at, 1 esek ve de 1 kopek de bu olagandisi hikayenin yardimci figürleri olmuş. Ortaya değişik bir malzeme cikmis.
Tam anlamiyla bir Saramago eseri velhasil kelam. Ama yer yer sikmadi degil. Konu gercekten oldukca ilginc ama zorlayici bir konu da bence. Sonu da yine kanaatimce sönük kalmis. Boyle zor bir hadiseyi anlatmak da haliyle zorlayici kilmis anlatim olarak yazari.
Her seye ragmen Saramago külliyatını bitirmek adina okunması gereken bir romandir.
Cehenneme giden yolun iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu hatırlatan kitapta, cehennemin kapısında bekleyen köpeğin eşlik ettiği insanların çevresinde gelişen bir hikaye anlatılıyor. İnsanların yüzyıllardır geliştirdiği mitlerdeki olaylar aslında günlük hayatta karşılaştığımız şeyler ve cehennemlik olduğunu sandığımız olayların kahramanları da aslında hepimiz kadar masum insanlar.
İlgi çekici bir yol hikayesi. Öyle ki yolun kendisi de yol almakta.:) İber Yarımadası fantastik ya da belki de çok sıradan sebeplerle Avrupa'dan kopacak olsa? Dahası kopmakla kalmayıp Atlas Okyanusu'na doğru yelken açsa? Bunun yarım"ada" sakinleri üzerindeki etkisi nasıl olurdu? Peki ya coğrafi ve siyasi tarih nasıl bir değişikliğe uğrardı? Bu doğaüstü gelişmeyi kendilerinin tetiklediğini düşünen beş ana karakterin eşliğinde doğal afetler karşısında toplumsal hareketler ve insan doğası irdelendiği gibi pek de geri sayılamayacak bir planda, gerek dünya siyaseti gerekse dini otoriteler bolca iğnelenmiş.
Yazım tarzı olarak diyalogların dahi düzyazı olması ve aynı cümle içinde virgüllerle ilerleyen ek bilgi ve görüşler sebebiyle biraz ağır ilerliyor. Fakat yazarın eğlenceli ve okurla sohbet eder üslubu sayesinde içerik olarak akıcı.
“Bir yolculuk ancak onu tamamlarsanız anlamlıdır.” S.149