Bir kelebeğin kanatları kadar narin ve hüzünlü.
Karanlıktaki bir bıçak kadar tehditkâr ve korku verici.
Neil Gaiman, sarsıcı eseri Yolun Sonundaki Okyanus’ta, insanı insan yapan tüm duyguları ortaya çıkarmakla kalmayıp, okurlarını onları çevreleyen karanlıklardan korunmaları için geçmişin sığınağına davet ediyor.
Hikâye, kahramanımızın çocukluğuna dönmesi ve evinin yanındaki gölün aslında bir okyanus olduğunu iddia eden Lettie Hempstock’a dair anılarının canlanmasıyla başlıyor. Bu andan sonra; küçük bir çocuğun fazlasıyla ürkütücü, garip ve tehlikelerle dolu geçmişine doğru bir kapı açılıyor.
Artık, yolun sonunda neyle karşılaşacağını kahramanımız da bilmiyor…
Bir kelebeğin kanatları kadar narin ve hüzünlü.
Karanlıktaki bir bıçak kadar tehditkâr ve korku verici.
Neil Gaiman, sarsıcı eseri Yolun Sonundaki Okyanus’ta, insanı insan yapan tüm duyguları ortaya çıkarmakla kalmayıp, okurlarını onları çevreleyen karanlıklardan korunmaları için geçmişin sığınağına davet ediyor.
Hikâye, kahramanımızın çocukluğuna dönmesi ve evinin yanındaki gölün aslında bir okyanus olduğunu iddia eden Lettie Hempstock’a dair anılarının canlanmasıyla başlıyor. Bu andan sonra; küçük bir çocuğun fazlasıyla ürkütücü, garip ve tehlikelerle dolu geçmişine doğru bir kapı açılıyor.
Artık, yolun sonunda neyle karşılaşacağını kahramanımız da bilmiyor…
Yorumumun tamamı için ---->
http://rapunzelinkulesinden.blogspot.com.tr/2015/06/neil-gaimanyolun-sonundaki-okyanus.html#more
Öncelikle Yolun Sonundaki Okyanus beni gerçekten şaşırtan bir kitap oldu çünkü son zamanlarda çok fazla fantastik okuduğuma karar verip, biraz ara vermek adına pek sevmesem de polisiye/korku/gerilim tarzı bir şeyler okumak istemiştim ve kitabı da bu niyetle elime aldım ancak başladıktan sonrası güzel bir sürpriz oldu benim için, iyi ki de olmuş. Sonuç olarak yine bir fantastik okumuş oldum ama değdi doğrusu. Yalnız kitabı okuduktan sonra çoğu kitapta yaşadığım ben bunu daha önce nasıl okumadım? Nasıl okumam? triplerine girdim. Keşke beğeneceğimiz kitapları önceden anlayabilecek yeteneğimiz olsaydı. Ne güzel olurdu dimi? Hiç boşa zaman kaybetmezdik.
seymaatasoy.com
Yolun Sonundaki Okyanus benim okuduğum ilk Neil Gaiman romanı ve inanıyorum ki son da olmayacak.
Hikaye kahramanımızın bir cenaze sonrasında çocukluğunu geçirdiği eve gitmesiyle başlıyor. Oraya neden, nasıl gittiğini bilmeden kendini Hempstrock çiftliğinde buluyor. Çocukluk arkadaşı Lettie Hempstrock'un deyimiyle -aslında göl olan- okyanus kıyısında bir banka oturuyor. Ve birden çocukluğunu hatırlamaya başlıyor.
Kitap kurdu olan kahramanımız bir gün Lettie ile tanışıyor. Yabancı yerlerde hiç rahat olamamasına karşın Hempstrocklar'ın yanında kendini güvende hissediyor. Onların diğerleri gibi olmadığını düşünüyor. Aslında yanılmıyor da. Lettie, annesi Ginnie ve onun annesi Mrs. Hempstrock sanıldığının aksine pek normal bir aile değil.
Fantastik öğeler içeren bu romanı bir çırpıda okudum. Dili gerçekten akıcı. Öykü kendini içine çekiyor. Bu kitaba kısa hikaye olarak başlayan Gaiman bile daha sonra kendini olay örgüsüne kaptırıp roman olmasına karar vermiş. Bu kısa kitaba gerçekten çok fazla şey sığdırmış.
Benim hoşuma giden masalsı bir yanı, bir anlatımı vardı. Aslında bu kitap yazarın Anansi Çocukları'ndan sonra yazdığı ilk yetişkin romanıymış. Ben de masalsı yanının yazarın büyüleyici anlatımına verdim.
Aslında bu kitap hakkında ne yorum yapacağımı bilmiyorum. Bitirdikten sonra hikaye kafamda döndü durdu. Ne yazacağımı düşündüm, aklıma hiçbir şey gelmedi. Anlatılacak çok bir şeyi yok gibi geliyor ama aslında çok şey var. Artık kesinlikle daha fazla Gaiman okuyacağım.
En iyisi okumanız.
Fantastik türünü sevenler Neil Gaiman okumamışsa şans versin ve bu kitabı okusun. O asil, duru ve akıcı anlatımına hayran kaldım. Harika bir son da ödülünüz. Mezarlık kitabı da ilk okuduğum kitabı onu da öneririm.
Yorumun tamamını burada bulabilirsiniz :3
http://kitapkaravani.blogspot.com.tr/2014/10/yolun-sonundaki-okyanus-neil-gaiman.html
Ağağğağa. Cidden kitabı nasıl anlatsam bilemiyorum. Takip ettiğim ve bu kitabı yorumlayan diğer bloglar da aynı şeyi söylüyorlar. Bu kitap anlatılmaz çünkü. Hani derler ya "Anlatılmaz, yaşanır." diye, işte aynen böyle bir durum söz konusu. Hatta tamı tamına geçerli bu durum. Çünkü bu kitap okunulmuyor, adeta yaşanıyor.
Bu kitapta kurgu öyle ki sürekli dudakta bir tebessüm oluşturuyor. Ana karakterin anılarına girip yedi yaşına gidiyoruz ve kendisinin de hafızasından silinmiş olan mükemmel bir fantastik maceraya adım atıyoruz. Zaten Gaiman tartışmasız en sevdiğim yazarladan biri, yine yeteneğini konuşturmuş. Üstelik mekan ve kişiler kendi çocukluğuna aitmiş gerçekten (uygun düştüğü ölçüde yani) bu da kitabı ayrıca merakla okuma sebebimdi. :)
Kapak güzel, anlatım güzel, dil güzel ama işin fantasya kızmı bana inandırıcı gelmedi. Yazarın Coraline kitabını daha çok beğenmiştim.
"Sana çok önemli bir sır vereceğim: İçlerine baktığında. yetişkinler de yetişkin değildir. Dışarıdan, büyük, düşüncesiz veya ne yaptıklarını bilen kişilermiş gibi görünebilirler. Ama içleri çocukken nasılsa öyledir. Senin yaşındayken nasıllarsa öyledirler. Doğruyu söylemek gerekirse, artık yetişkin kalmadı. Koca dünyada bir tane bile yok."
Neil Gaiman'ın hayranı olan bir arkadaşım sayesinde merak edip, artık zamanının geldiğini düşünüp oturup bu kitabı bitirdim.
'Büyükler İçin Masal' diye açıklayabilirim sanırım bu kitabı. Yazarın dilini beğendim. Coraline kitabının filmini izlemiş biri olarak filmdeki tadı bu kitabı okurken de hissettiğimi söyleyebilirim ama sonlarında eksik bir şeyler var gibi geldi bana. Neil Gaiman herkesin sevebileceği bir yazar değil bence. Onun diline alışıp, kitaplarında kaybolmak için diğer kitaplarını da okumak gerek diye düşünüyorum.
Çok tatlışlı hikaye tadında bir kitaptı. Neil Gaiman'in başka kitaplarına da şans vermeyi düşünüyorum. Çünkü bu yazar okunmayı hak ediyor.
Bitirene kadar elinizden bırakamazsınız. Öylesine akıcı
Ciltsiz, 182 sayfa
7Kasım2013 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı