Edebiyat bugüne kadar, bir diktatörlüğün ne olduğunu hiç böyle anlatmadı. "Yürekteki Hayvan", sürekli korku ve baskı altında yaşama deneyiminin bir öyküsü değil, bir provası.
Tehlikeli günlerde arkadaşlıklar hayatın ya da yoklaşan hayatın gerçek anlamı durumuna gelir. Arkadaşlar birbirlerine bel bağlar, birbirlerini korur, birbirleri tarafından korunurlar. Bu karşılıklı güven, hayata düşman olan dış dünyadan kurtulmuşluk duygusu yaratır. Ama arkadaşlıklar, insanları hem rahatlatan, hem öfkelerini boşaltma olanağı sağlayan sohbetler ile etkisiz kalan eylemler arasında, kopma noktasına gelir. Aşk filizlenir ve solar. Ot gibi biçilir, yine aynı sürgün verir.
Bir arkadaş kendini astıktan ya da pencereden attıktan sonra, artık intihar ile sahneye konmuş cinayet arasında fark yoktur. "İp" ve "pencere" sözcükleri öylesine dev sözcüklere dönüşür ki, bunlar ne tartışılabilir ne de suskunluğa gömülebilir. İkisinin ortası diye bir yer yoktur, ama gene de, yaşayanlar, o olmayan yerde yer almak zorundadır. "Yürekteki hayvan", diktatörlüğün yıkıma uğrattığı arkadaşların öyküsü: Yozlaşma ve sindirmenin, norma karşı çıkma, direnme davranışlarının, yaşamı becerememenin, insanları nasıl kendilerine karşı bir yanlışlığa dönüştürdüğünün öyküsü.
İşte size 21. yüzyılın en büyük romancılarından biri: Herta Müller. Bütün dünyanın ilgisini çeken, yayın hakları bir anda 10'dan fazla ülkeye satılan ilginç bir roman: "Yürekteki Hayvan".
Edebiyat bugüne kadar, bir diktatörlüğün ne olduğunu hiç böyle anlatmadı. "Yürekteki Hayvan", sürekli korku ve baskı altında yaşama deneyiminin bir öyküsü değil, bir provası.
Tehlikeli günlerde arkadaşlıklar hayatın ya da yoklaşan hayatın gerçek anlamı durumuna gelir. Arkadaşlar birbirlerine bel bağlar, birbirlerini korur, birbirleri tarafından korunurlar. Bu karşılıklı güven, hayata düşman olan dış dünyadan kurtulmuşluk duygusu yaratır. Ama arkadaşlıklar, insanları hem rahatlatan, hem öfkelerini boşaltma olanağı sağlayan sohbetler ile etkisiz kalan eylemler arasında, kopma noktasına gelir. Aşk filizlenir ve solar. Ot gibi biçilir, yine aynı sürgün verir.
Bir arkadaş kendini astıktan ya da pencereden attıktan sonra, artık intihar ile sahneye konmuş cinayet arasında fark yoktur. "İp" ve "pencere" sözcükleri öylesine dev sözcüklere dönüşür ki, bunlar ne tartışılabilir ne de suskunluğa gömülebilir. İkisinin ortası diye bir yer yoktur, ama gene de, yaşayanlar, o olmayan yerde yer almak zorundadır. "Yürekteki hayvan", diktatörlüğün yıkıma uğrattığı arkadaşların öyküsü: Yozlaşma ve sindirmenin, norma karşı çıkma, direnme davranışlarının, yaşamı becerememenin, insanları nasıl kendilerine karşı bir yanlışlığa dönüştürdüğünün öyküsü.
İşte size 21. yüzyılın en büyük romancılarından biri: Herta Müller. Bütün dünyanın ilgisini çeken, yayın hakları bir anda 10'dan fazla ülkeye satılan ilginç bir roman: "Yürekteki Hayvan".
2 kitabını okudum yazarın ama ne kadar denersem benlik bir kalem olmadığını anladım.Uyuşamadık yazarla sıkıldım
201 sayfa
1997 tarihinde, Telos Yayıncılık tarafından yayınlandı