http://ebediyenedebiyat.blogspot.com/2012/06/asr-gurultulu-ve-inanlmaz-yakn-jonathan.html
Jonathan Safran Foer bence mükemmel bir kitap yazmış. Bu güne kadar hiç böyle bir kitap okumamıştım; kurgusu, içtenliği, aşkı sevgiyi ve hüznü değişik pencerelerden yansıtması, görsel yazı teknikleri, küçük oyunları, resimleri, anlamak için kendimizi zorlayacağımız fakat hiç anlayamayacağımız bölümleriyle... Okuduğum en iyi kitaplar arasındaki yerini aldı.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/
Farklı bir kitap okumak isteyenler için ideal. En azından ben o amaçla almıştım.
Filmini de beğenmiştim, ama kitap çok çok daha iyiydi.. Yazarın tarzını sevdiğime karar verdim. "Her Şey Aydınlandı" yı okuduğumda da önce garipsemiş, sonra beğenmiştim. Bunda da öyle oldu.. Minik Oskar'la sohbet edesim geldi, beni soru yağmuruna tutmasını istedim :))
Her Şey Aydınlandı kitabında da aynı şey olmuştu: Bu kadar karmaşanın arasında gerçekten bir şey anlatabilecek mi bu yazar ,dedim ve sonuçta etkilendim kitaplardan:) Yine de her şey aydınlandı daha iyi bir kitap bence.
En sevdiğim yazarlardan biri oldu bu kitapla. Oldukça ilgi çekici ve zor bir anlatımı var. Etkisinden kolay kolay kurtulamayacaksınız.
Babasını 11 eylül saldırılarında kaybeden bir çocuğun hikayesini, hikayesinden daha ziyade duygularını çarpıcı bir dille anlatıyor yazar.. 11 eylül saldırılarını ajitasyon olarak kullanmaması ve kullandığı dilin okuyucu hapsetmesi aslında kitapta varolan..
bitirdim ve kitabı okuyup bitiren çoğu insan gibi benim de "botlarım ağırlaştı"...
10 yaşındaki bir çocuğun gözünden en yakınını kaybetmenin acısını anlatan, hem de çok güzel anlatan bir roman... Geniş bir hayalgücüne sahip, sıradışı bir çocuk olan Oskar, ölen babasının eşyaları arasında bulduğu bir anahtarın sırrını sürmeye başlar. Öte yandan Oskar'ın ailesinin tarihindeki diğer acı felaketler yavaş yavaş gün yüzüne çıkar... Arka planında 11 eylül, 2. Dünya Savaşı'nda Dresden'in bombalanması gibi tarihi felaketler yer alan, sevilen birinin yasını tutma üzerine çok güzel, çok değişik bir anlatıma sahip, insanın içine dokunan bir kitap bu...
Saldırının gerçekleştiği gün, okuldan çıkmış, 8 arkadaş caddede yürürken; beyaz eşya dükkanındaki tvlerde gördüğümüz o korkunç olayın perde arkası, neler bıraktı geriye?
İnanılmaz beğendim ve bittiği için botlarım inanılmaz ağırlaştı. Sanırım bu ağırlık daha iyi bir kitap okuyana kadar azalmayacak. Umarım 161.999.999 kilit açmaya çalışan ve harika icatlar yapan, raison d'être'leri annesini üzmemek, annesini mutlu etmek, babaannesini üzmemek ve anahtarın sahibini bulmak olan Oskar'ın maceralarını daha çok insan okur ve bunu gece yaparlar ve yastıklarının altındaki kanalla şehirlerindeki barajlar biraz olsun yükselir ve bitirdikleri için de benim gibi botları ağırlaşır.
Aşırı Akıllı ve İnanılmaz İyi Kalpli Oskar'a
Kitap bitti ve botlarım inanılmaz ağırlaştı.
Okurken defalarca kez Thomas'ın yaşıyor olmasını diledim ama yinede soyadım Black olsa da kapımı çalsa istedim. Oscar'a sımsıkı sarılıp omuzun en yumuşak yerine kafasını koymasını, ağladığında omuzumu ıslatmasını istedim ya da yatağıyla duvarının arasındaki Başıma Gelen Şeyler'de fotoğrafım olsun istedim.
Yine de biz en sonunda herşeyi geri saralım. 6.ilçenin hikayesini dinlerdik.
Güvende olurduk.
Oscar gibi.
Farklı, eğlenceli aynı zamanda hüzünlü bir kitap. Jonathan Safran Foer kalemini ve yaratıcılığını konuşturmuş. Karakterler orjinal, diyaloglar çok iyi..