yarısısna geldim çok sıkıldım ,bakalım nasıl bitecek
200.sayfadan sonra olaylar gelişti
güzeldi
Beyoğlu tasvirlerine aşık olduğum kitap. Her betimlemeyi okuduğumda gözümün önünde belirmeye başladı Beyoğlu. Kitap güzeldi , sürükleyiciydi.
Tavsiye ederim.
İlk Ahmet Ümit kitabımdı.Ve çok sevdim .Polisiye okumazdım ama Ahmet Ümit'le bu geleneği bozdum . çünkü o kadar güzel...
Kitap oldukça güzel olmasına rağmen sonunda bırakılan açık kapılar oldukça fazlaydı. Özellikle benim gibi ayrıntı sever bir okuyucu için.
yeni başladım okumaya biraz fazla detay var gibi ama açıkçası merak ediyorum olayların nasıl geşişeceğini .
Ahmet Ümit'in keyifle okuduğum ve katili tahmin etmeye çalıştığım kitaplarından biri. Açıkcası zaman zaman kitabın sonuna bakmamak için kendimi zor tuttum.
Arkadaş böyle olur diyebileceginiz ve arkadaş böyle olmaz diyebileceginiz sizi şaşırtan bir kurgusu var. İstanbul hatirasi kitabindaki kurgu bunun hemen hemen aynısı gibiydi.
Herşey iyi güzelde şimdi bu selim catherine'i falan öldürdü mü birden nasıl katile dönüştü çözemedim.Hani film olsa belki insan kuşkulanır ama kitapta hiçbir ipucu olmadan son sayfalarda dan diye katil çıktı.Sana puanım doğuz kanka.
Sonunu gerçekten tahmin edemediğim kitaplardan birisi. ahmet ümit yine yapmis.son sayfalar biraz daha heyecanla anlatılabilirdi diye düşünüyorum sadece.
Bu kitabı yeni bitirdim ve çok etkilendim , şok oldum yani soluk soluğa okudum , hiç böyle bir sonuç beklemiyodum ,artık favorilerim arasında ;)
Ahmet Ümit bu romanında üç farklı kişiliğin, üç farklı yaşam tarzına sahip; biri uysal, biri mantık adamı, diğeri vurdum duymaz üç arkadaşın ta okul çağlarından beri beraberliklerini ve hayat yolundaki sıradan yürüyüşleri bir olay üzerine nasıl bir maceraya döndüğünü Beyoğlu'nu arka fon olarak kullanarak anlatıyor.
Kitabın samimi hatta oldukça basit dili kolay okunabilmesini sağlıyor. Samimiyeti ve doğallığı sağlama adına argo küfürler üstü örtülü şekilde geçiştirilmeyip fazlaca açıkça yazılmış olması kısmen itici olabilir. Romanda akıcılık var ama tamamında bu akıcılıktan söz etmek pek mümkün değil. Kurgunun sürükleyiciliği zayıf. Öyle ki kitabın yarısına kadar ki kurgu sıradan öteye geçemiyor. Öykünün akışına katkı sağlayacak betimlemelerin yanında akışa katkı sağlamayacak çok sıradan betimlemeler de var. Kitabın yarısından sonra sürükleyicilik biraz artıyor. Ancak sona doğru belirli bir düzeye ulaşabiliyor. Roman klasik bir polisiyeye pek benzemiyor. Sonlara doğru ancak klasik polisiye özelliği kazanabiliyor. Beyoğlu betimlemeleri kısmen de olsa bir tat katıyor. Beyoğlu hakkında derin bir araştırma yapılmış izlenimi veriyormuş gibi gözükse de, ayrıca okuyucunun Beyoğlu tarihi geçmişinden dipnotlar vermesi artı gibi gözükse de, bilgiye dönük içerik o kadar basit ve sıradan ki adete turist rehberindeki bilgilermiş gibi duruyorlar. Bir başka izlenimim de romanda insan psikolojine uymayan analizlerin yer alıyor olması. Bu sorun, yazarın okuyucu çakmasın diye faili gizleme çabasından kaynaklanıyor. Polisiye öykülerinin klasik özelliği olan okuyucunun tahmin edebilme yetisini olabildiğince engelleme özelliği ve fail konusunda okuyucuyu olabildiğince şaşırtma çabası bu kitapta absürt dereceye varmış. Aslında buradaki absürtlük kurgudan değil, insan psikolojinin reel gerçeklerine uyulmamasından kaynaklanıyor. Öyle ki bu absürtlüğü daha iyi belirtmek için kitabın sonlarına doğru içimden "Hayır, fail benim!" dedim. Bu romanla ilgili yazarın kurgudaki en büyük başarısı sonla ilgili. Bu da, "sonunu asla tahmin edemezsin" tezine, "insan biraz olsun tahmin eder" tezine karşı çok iyi bir örnek sunmuş olmasıdır.
Surukleyıcı bır anlatımdı.sonuc şaşırtıcıydı.ama son 25 sayfa aceleye mı gelmıs bı anda oldu bıttıye getırılmıs gıbı.katil-kurban betımlemesı ılgınctı.
her ahmet ümit kitabında olduğu gibi bu kitabın da sonunda şok geçirdim. müthiş etkileyiciydi. yer yer sıkıldığım oldu ama kitabın sonu tüm olumsuzları siliyor diyebilirim.
Tipik bir Ahmet Ümit polisiye hikayesi. Heyecanli, sürükleyici, arada bu tür kitaplar okumak iyi oluyor.
Tam bir Ahmet Ümit klasiği. Sonunda yine ters köşe oldum. Bu kadar inandırıcı olabilir masumiyet rolü.
Kitap beklediğim gibi değildi neredeyse beni hayal kırıklığına uğratıyordu.
Kitapta çok fazla Beyoğlu ve orada bulunan bina ve cafelerle ilgili bilgi veriliyor. Bence fazlaydı ve bazı yerleri beni çok sıktı.
Fakat kitabin son 70 sayfası heyecan kazandırdı. Her ne kadar sonunda katili tahmin etsem ve doğru olarak bilsem de, olayın ilginç bir kısmı vardı.
Çok fazla beğendiğimi söyleyemeyeceğim bir roman, sürükleyici ancak kitabı okuma zevki dışında pek bir katkısı olmadığını düşünüyorum.
Beyoğlu Türküsü.Ahmet Ümit'in daha önce iki kitabını okudum.Ama bu kitapta bütün olay son 20 sayfada anlatılıyor ve bitiyor.Yazar sanki önceki 400 sayfayı sırf sayfa dolsun diye yazmış.Hikaye iyi ama önemli olan bu hikayeyi biraz daha yaymak.Ahmet Ümit bu kitapta biraz gözümden düştü.Ama buna rağmen puanım sırf ona saygımdan dolayı 7.