Beyoğlu Rapsodisi
Ahmet Ümit
En Son Değerlendirmeler
"Acaba bir sonraki bölümde hikayeye hareket katacak bir gelişme olacak mı ki?" diye merak etmekten çok sıkılıp, maalesef yarım bıraktım. Çok nadir yaptığım bir şeydir kitap yarım bırakmak ama maalesef daha güzel alternatifler vardı elimin altında, onlara haksızlık oluyordu =/
Ahmet Ümit'in en iyi kitaplarından biri. Kurgusu, ince elenip sık dokunmuş muazzam bir işçilik.
sonunu tahmin edebilene kütüphanemden herhangi bir kitabımı veririm =) ( not: asla vermem )
Ahmet ümitin en iyi polise romanlarından biri.hergün önünden geçtiğimiz ama hiç umursamadığımız beyoğlu yapılarının tarihini aralara koyarak okuyucuya sunmaktadır bu kitabında.ayrıca çok akıcı bir dile sahip olan bu kitapta betimlemelerde çok güzel olmuştur hele rus kadını betimlemek için seçilen kelimeler tam anlamıyla müthiştir.üç okul arkadaşın iş güç sahibi olduktan sonra içlerinden birinin beyoğlunda işlenen cinayetleri konu alan bir sergi açmaya karar vermesiyle olaylar ceryan etmeye başlar.kitabın sonuda okuyucuyu tatmin edici bir özelliğe sahiptir..
üç çocukluk arkadaşı ve Beyoğlu Polisiye romanlarının usta İsmi Ahmet Ümit'in yine yazarlığına hayran bırakacak kadar güzel bir romanı
Selim Kenan ve Nihat Kenan'ın açacağı yeni çözülmemiş cinayetler sergisi ve üç hayatı darmadağın eden yıllar önce işlenmiş bir cinayet ve bu cinayeti gizlemek için işlenen yeni cinayetler ne dersiniz okumaya değer bir polisiye değil mi ?
Ahmet Ümit'in okuduğum ilk kitabı.yorumlara bakarak okumalıyım demiştim fena sayılmaz ama beklediğim gibi de çıkmadı.yazar üç çocukluk arkadaşını anlatmış evet çok iyi bir polisiye roman değil ama tarihi dokuyu beyoğlu sokaklarını felan çok güzel tasvir etmiş
orta düzeyde bir kitap
Dedektif gibi hemen katili tahmin ederim, ama bu gerçekten tahmini mümkün olmayan bir olay. Beyoğlu tasvirleri ve polisiye heyecanı gerçekten etkiledi beni. Güzel bir kitap.
Okurken sanki Beyoğlu'nda gezer gibi hissediyor insan. Ahmet Ümit'in son kitaplarında ne kadar yol kat ettiğini görüyorsunuz bu kitabı okurken.. Sondan çok fazla tatmin olmasam da okunmaya değer.
ılk ahmet umıt kıtabım..fınalde katıl surprız olmadı desem yalan olur..ama yınede cok eksıgı war kurgunun..ben en cok beyoglu tarıhıyle ılgılendım acıkcası..uzun bır donem orda calıstıgım ıcın hergun ıcınden gectıgım bınaların tarıhcesını okumak keyıf verdı.
Beyoğlu'yum ben rüzgarlar öğrenciler yağmurlar kadar eski
Dünyanın ilk günleri ilk sakinleri gibi eski .
Pera,İlhan Berk
Son sayfasına kadar merakınızı koruyacağınız ve katili tahmin edemeyeceğiniz nadir polisiye kitaplarından.
Çok şaşırtıcı bir son..
Polisiyesinden çok Beyoğlusuyla gönlümde yer eden, birinci ağızdan hatırat şeklinde yazılmış, klasik polisiyeler gibi gitmeyen bir kitap. Yazarın gittikçe yükseliş gösteren başarısına bir örnek.(yazıldığı tarih bakımından) Akıcı ve yalın diliyle ilerleyen sayfalarda olayın ve maceranın da önüne geçen Beyoğlu tasvirleri sizi adeta gezintiye çıkarıyor. Hatta doğma büyüme Beyoğlulu olanlar için romanın asıl başrolü diyebiliriz. Beyoğlu-Tarlabaşı-Galata üçgeninde, 3 kafadarın beklenmedik bir şekilde sonuçlanan keyifli hikayesi sırf hiç de arka planda olmayan müthiş başarılı semt tasviri için bile okunmaya değer.
Ahmet ümit in kitapları genelde kolay okunan, akıcı sıkmayan kitaplar. bu kitapta klasik bir ahmet ümit kitabı.. benim için sis ve gece nin üzerine çıkan ahmet ümit kitabı olmadı şimdiye kadar (7kitabını okudum).. Bu kitaba gelince sonu biraz zorlama gibi geldi. yazarın değişik son yazma merakı burda da mevcut..
Okuduğum ilk Ahmet ÜMİT kitabı, çok keyifle okudum.Tavsiyesinden dolayı canım arkadaşım Nuran' a teşekkürlerimi borç bilirim ;) sonuna kadar soluksuz okudum ve hiç beklemediğim bir sonla karşılaştım.Özetle, Ahmet Ümit, hoşgeldin!...
Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi.
Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen
sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz bilmediğimiz
köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan
başlayan, mekânı yine Beyoğlu olan bir dostluğun bugünü
anlatılıyor Beyoğlu Rapsodisi'nde. Üç farklı kişiliğin, üç farklı
yaşam tarzının birleştiği bir nokta bu dostluk. Önce onları
tanıyoruz, hayatlarına tanık oluyoruz. Sanıyoruz ki, herşey hep
böyle doğal gidecek. Sanıyoruz ki, hayat normal seyrini
sürdürecek. Ama gün geliyor, bir fotoğraf sergisi hayatlarını
değiştiriyor. Önce bir kadın giriyor bu üçlünün arasına, bir Rus.
Sonra cinayet fikri hayatlarının bir parçası oluyor.
Soruşturmalar, sorular... Ve sırlar geliyor ardından.
Ahmet Ümit bu son romanında polisiye gerilim edebiyatının
sınırlarını aşmayı deniyor. Okuyucusunu sürpriz bir sonla
ödüllendirmenin yanı sıra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine,
aile üzerine, sahip olma duygusu üzerine düşündürüyor.
Ahmet Ümit'ten heyecan dozu yüksek bir polisiye roman
bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, ama yazarın daha geniş sularda da keyfince yelken açtığını kanıtlayan bir kitap Beyoğlu Rapsodisi. Adım adım Beyoğlu ve her yönüyle insan var bu romanda.
son ana kadar heyecan dinmiyor ve sonunda şok oluyorsunuz daha ilk sayfadan insanı içine alıyor
Ahmet Ümit hayranlığım ilk bu kitapla başlamıştı.Ne tarz,nasıl yazdığını bilmeden her kitabına önyargılı olmuştum ancak iyi ki bu kitabı okumuşum ve iyi ki bu kitapla başlangıç yapmışım.Şimdi yavaş yavaş tüm kitapları bitirmeye çalışıyorum.Yazarın her romanında olduğu gibi sonunda bir şok yaratıyor.Kitap bittiğinde bir süre kendime gelememiştim çünkü aklımın ucundan geçmeyen bir sonla karşılaşmıştım.Polisiye roman sevip de bu romanı sevmeyen insan olamaz gibi geliyor bana.Güzel olan sadece sonu değil tabi ki Ahmet Ümit'in harika kurgusu,betimlemeleri,anlatışı,verdiği bilgiler ve daha bir çok şeyiyle harika... Kesinlikle alıp okunması gereken bir kitap.
Kitap sonuna kadar gayet güzel ilerledi. Sonu şaşırtıycı ama olayın çözülmesi hızlı oldu. Bir de sürekli yapılan Beyoğlu betimlemeleri yer yer sıkıcı olmuş. Bir olay gelişirken çat diye burada şu binanın önünden geçtim burayı filanca kişi şu tarihte yaptırmış gibi.. Yine de okunmayacak gibi değil tabi ki. Polisiye sevenlere tavsiye ederim.
Fena değil...İlk başlarda Beyoğlu gezi rehberinde gibi hissediyorsunuz sonra biraz ivme kazanıyor ama sonuna dair hiç bir ipucu vermiyor.
İlk okuduğum Ahmet Ümit romanı. "Sıradan" buldum. bazı bölümleri gezi rehberinden yapıştırma gibi duruyor. İstanbul ile ilgili tarihi bilgilerin kitap arasına "usulsüz" yedirilmesi anlatımı zayıflatmış kanımca.
Ahmet Ümit'in Beyoğlu Rapsodisini dün akşam itibariyle bitirdim.
İlk başlarda ağır geçmekte olan kitap ilerledikçe ve karakterlerin hayatları deşildikçe kitap akıcılığına ulaşıyor.Konuşma dili kullanılmıştır.Edilen küfürler ve argo kelimeler bile bizim günlük hayat söylediğimiz günlük kelimeler olduğunu fark ediyorsunuz.
Beyoğlunda girilmemiş sokak bırakmamış Ahmet Ümit.Ayrıca İstiklal caddesi ve tarih kokan mekanlarının bugün bir bir kaldırıp yok edildiğini düşünürsek tarihe şerh düşmüş bir roman olacak çok yakında...
Kitabın konusuna gelince;
Üç arkadaşın başından geçen olayları anlatmaktadır.Nihat,Selim ve Kenan Galatasaray Lisesinde tanışıp hiç ayrılmayan bu üç arkadaş 40 senelik dost oluyorlar.
Selim ve Nihat sakin bir hayat sürerken Kenanın fotoğraf ve ölümsüzlük sevdasıyla birlikte bu üç arkadaş kendini inanılmaz bir olay içerisinde bulurlar.
Aksiyonun hiç düşmediği bir kitap ve katili son sayfasına kadar tahmin edemiyorsunuz.Hatta bulduğunuz zaman ''Katil bu mu demekten '' kendinizi alamıyorsunuz.
Kitabı bitirdiğimde aklımda şu soru geçti.Tıpkı Ahmet Ümittin dediği gibi..
''Neden mümkün değil ölümsüz olmak ölmeden ???
Ahmet Ümitin tüm kitaplarını okudum.İçlerinden en güzeli Beyoğlu Rapsodisi diğer kitaplarından çok büyük bi farkı vardır.Kesinlikle tavsiye ederim :)
Bu kitabı Sherlock Holmes okuduktan sonra okumuş ve finalde de ağzınızı açık bırakacak bir sürpriz beklemiş ancak kitabın finalinde ağzımı açık bırakan tek şey bir kitabın nasıl bu kadar batırılabileceği oldu ve kitabın sonunda duvara fırlattığım bir kitap olmuştur. Kitapları çok seven ve gözüm gibi koruyan birisiyimdir siz düşünün. Sonu berbattı. Kitap sizi başlarda sarmış olabilir ama bence bırakın. Özellikle de bu kitaptan önce Sherlock okumuş iseniz akıl sağlığınız için hiç başlamayın başladıysanız da bırakın. Çünkü Sherlock okuyan bir insanın dedektiflik kitaplarından büyük bir beklentisi oluyor ve bu kitap sizin beklentilerinizi -100 değerde karşılar.
Kitapta neredeyse ana konudan çok beyoğlundan bahsediliyor.Diyelim ki kitabın karakteri bir yerden bir yere gidecek başlıyor yolda gördüğü binanın ne zaman, kim tarafından yapıldığını anlatmaya.Bunun dışında kitap çok ağır ilerliyor.Uzun süre herhangi bir gelişme olmadan günlerin geçişini okuyorsunuz.Asıl konu son 30 40 sayfaya sıkıştırılmış ve son sayfalarda olay alelacele çözülüyor.Ayrıca bazı sorular cevapsız kalıyor.Bu okuduğum ilk Ahmet Ümit Kitabıydı sanırım tekrar denemem zaman alacak.
Beklediğimden çok daha iyi çıkan bir eserdi.Sonunda oldukça hayal kırıklığına uğrasam da okumaya değer.