Yazarın en iyi romanı diyebilirim. Okuduktan sonra hayatınızda çoğu şeyi değiştirebilirsiniz.
Schopenhauer felsefesine bir giriş niteliği taşımasının yanında sürükleyici de bir kitap. Sonu daha uzun tutulup, özellikle baş karakterlerin nihai çözümlemeleri aktarılsaydı, kusursuz olabilirdi.
Herhalde okurken altını en çok çizdiğim, bana çok şey kazandırmış bir kitap. Schopenhauer'la tanışmama da vesile olmuştu.
Schopenhauer'ı merak ettiren, felsefi metinlere eğilimi arttıran, yalın, samimi bir roman.
alandan olanlar kadar olmayanların da keyifle okuyabileceği ve pek çok şey öğrenebilecekleri değerli bir kitap.
Bittiginde bir grup terapisine gozlemci olarak katilasim dahi geldi. Psikoloji ve felsefeyle ozellikle ilgilenmeyenlere tavsiye ediyorum Irvin Yalom'un kitaplarindan sonra ilgilenmemek elde degil :)
Geçen sene kış aylarında okumuştum, hastalık dönemime denk geldi, sıcacık yatağımda hasta hasta bu güzel kitabı okumak beni çok hoşnut etti. Kitap felsefenin tedavi ediciliğinden bahsediyor. Doktor julius ve hastasının kendi psikolojik sorunlarından bahsediyor. Doktor ölümden çekinirken, julius ise cinsel saplantılarından rahatsız. Ve hasta bu kez doktoru felsefe ile tedavi etme teklifinde. Anlatılmaz okunur.
philip di yanlış hatırlamıyorsam beni philip dolayısıyla schopenhauer sendromuna sokmuştu.
''Can sıkıntısıyla ilgili en korkunç şey nedir? Neden aceleyle can sıkıntısını gidermeye çalışırız ? Çünkü bu, varoluşla ilgili tatsız gerçeklerin -önemsizliğimiz, anlamsız varoluşumuz, yok olmaya veya ölüme doğru önlenemez şekilde ilerleyişimiz- kısa süre içinde ortaya çıktığı, dikkat çelicilerin olmadığı bir durumdur.''
Altını çizdiğim birçok yer var ama hayatımın büyük bir bölümünü kaplayan 'boşluk hissi'nin böyle güzel bir açıklamasını bulduğum için minnettarım.