Kitabı okurken İspanya iç savaşı hakkında herhangi bir bilgim olmadığını anladığımda birçok internet sitesinden araştırıp, okumuştum. Bence bu kitabın sağladığı atmosfere girebilmek için bu iç savaş hakkında küçük de olsa biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor. Okuduğumda hiç beğenmediğim daha sonradan kıymetini anladığım değerli bir eser.
Roman kavramının karşılığını hakkıyla veriyor. Ama fazlasını beklememek gerek. Bir klasik olarak gayet başarılı.
savaş romanı.en beğendiğim yazarlardan olan Nobel Ödüllü Hemingway.kitap akıcı ve etkileyici.kitapta aşk,acı,dostluk,nefret her şey bulabilirsiniz.okumalısınız.
İspanya iç savaşı gerçekten çok ilginç ve önemli bir savaş, solun çok önemli bir savaşımı. birt çok değişik grup var bu savaşta. ikinci dünya savaşının da bir provası. Bu savaşta sol grupların kendi arasındaki mücadele, batılı devletlerin iki yüzlülüğü, enternasyonel tugayların akın akın ispanya gelişi, nazi almanyası ve faşist italyanın ispanyadaki savaşa etkisi ve onlar kadar bu mücadelede sol bloğa zararı olan stalin. Bu ortamda bir gerilla timi ile bir köprü havaya uçurmak için görevlendirilen kahramının yaşadığı müthiş aşk ve hazin sonu. Bu arada iç savaşta yaşananlar iki tarafın gerçekleştirdiği cinayetler....... ispanya iç savaşı guernica adlı tablosunda pablo picasso ya esin kaynağı olmuştur. guernica 1937 de bombalanan ( almanlar tarafından) bir bask yerleşimi. ispanya iç savaşı müthiş marşlara da esin kaynağı olmuştur mesela ay carmelo gibi. bu arada silahlara veda romanının da sonu çok hazindi onu da tavsiye ederim....
Okurken biraz sıkıldığımı itiraf etmem gerekir.Ancak Hemingway'in muhteşem anlatımı okuyucuyu olayların içine çekmektedir.
''Ölünce bir insan eksilirim ben,çünkü insanoğlunun bir parçasıyım;işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını;senin için çalıyor.''
Savaş hakkındaki bir kitap ancak bu kadar anlamlı ve akıcı ola bilir diye düşünüyorum.. 3 günün içine neler sığarmış meyerse..
Bir savaş ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Robert Jorden ve Maria aşkı zaten çok güzeldi. Sonunda hüzün vardı sadece :(
İdealleri uğruna çarpışan insanları ,başarılı bir şekilde anlatmış yazar.Savaşın,ideolojilerin,öldürmenin ve bir çok olayın olumsuzlukları İspanya İç Savaşı doğrultusunda aktarılmış.
Hemingway'in dünya için yaktığı dev bir ağıt... Okuması uzun sürdü ama bir an bile romandan soğuduğumu hatırlamıyorum. Hemingway'in iyimserliği ölümü bile dışlıyor. Bundan daha iyi olamazdı. Çanların kimin için çaldığını sormayanlar için...
Sadece bir köprü uçurma işi ama bir dönem bu kadar mı etkili anlatılır. Hemingway büyük usta.
Kitabı bitirdikten sonra Ataol Behramoğlu’nun yazmış olduğu önsöze döndüm; ilk cümlesinde yaşadığım anı tasvir ediyordu:
‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u okuyup bitirdiğinizde içinizde bir burukluk ve onunla birlikte bir de bitmemişlik duygusu kalıyor.’
Hepimiz aynı/benzer şeyler hissediyoruz, düşünüyoruz ama hepimiz farklı şekillerde ifade ediyoruz bunları. Robert Jordan'ın (baş karakter) iç konuşmaları bana beni yaşatmıştır. Hemingway'in ustalığına ne denebilir? Bu romandan aldığım haz bir tık yükseltmiştir edebi çıtamı.
Yine önsözde Behramoğlu şöyle demekte;
‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor? (tüyler ürpertici acımasızlıkta) bir iç savaş romanı gibi, (solun inanılmaz parçalanmışlık ve çelişkilerini yansıtan) bir devrim romanı gibi, (şiirsel güzellikte betimleriyle) bir aşk romanı gibi, (akıcı kurgusuyla) bir serüven romanı ya da (yaşamın anlamını sorgulayan) felsefi bir roman gibi okunabilir.. Doğru olan öyle sanıyorum ki bütün bunların toplamıdır..’
Sade ve akıcı bir dille yazılmış harika bir savaş romanı. Durağan ilerleyen bir kitap,son 30 sayfaya kadar köprünün uçurulmasını bekliyorsunuz.
Aralarda anlatılan hikayeler dikkat çekici okutuyor.
Hemingway’in kendi hayatından bir çok detayı da (Robert Jordan’ın da Amerikalı ve babasının intihar etmiş olması vs.) karakterleri aracılığı ile işlediği eser, öncelikle İspanya İç Savaşı’nı bizzat gözlemlerinden aktardığı için tarihi bir öneme sahip. Oldukça yalın ve tarafsız bir anlatımla ilerleyen kitapta lidersiz ve amaçsız kalan Cumhuriyetçilerin neden kaybettiği de çok açık bir şekilde anlaşılıyor. Ama özellikle konunun kuruluşu yani Amerikan bir profesörün İspanyol Cumhuriyetçiler cephesinden, sağcı milliyetçi ordunun ilerleyişini önlemek amacıyla bir köprüyü havaya uçurmak için görevlendirilmesi ve bu görevde solcu gerillalardan yardım alması, savaşın anlamsızlığını ve özgürlüğün değerini anlatılabilecek en iyi şekilde ifade etmiş. Ayrıca gerek Robert’ın bu toplam 3 günlük hikayesi boyunca kendi iç sesinde gerekse gerillaların ruh hallerinde hümanizm de bolca işlenmiş.
İspanya iç savaşında antifaşişt gerillalarla birlikte savaşan romanın başkahramanı Amerikalı Robert Jordan'ın dört günlük mücadelesini, aşkını ve yenilgisini anlatır #çanlarkiminiçinçaliyor da Hemingway.
Antifaşistlerin, faşistleri öldükleri Pilar tarafından anlatılan bölümde, savaşın acımasızlığı, anlamsızlığı, öldürmekten korkan ihtiyar antifaşist Anselmo'nun iç konuşmasında "Yolun karşısındaki hızarın bacası tütüyordu. Anselmo karın içinden geçip gelen dumanın kokusunu alabiliyordu. Faşistler üşümüyor, diye düşündü, rahatları yerinde, yarın gece onları öldüreceğiz. Ne garip iş bu, üstelik bunu aklıma grtirmekten de hiç hoşlanmıyorum. Bütün gün onları gözetledim, bizden hiç farkları yok. Şimdi yürüyüp hızara gitsem, kapıyı çalsam beni buyur edeceklerinden hiç kuşkum yok, yeter ki yoldan geçen herkesi durdurup kimlik sormak için emir almış olsunlar. Aramıza bir tek emirler giriyor. Bu adamlar faşist değil. Faşist diyorum ama değiller. Bizim gibi yoksul insanlar onlar da. Bizimle savaşmamaları gerek aslında, bense öldürme konusunu düşünmekten hiç hoşlanmıyorum." sözleri tokat gibi indi yüzüme.
Nasıl bir anlatıdır bu... tek anlattığı bir köprüyü patlatma.. ispanyadaki iç savaşı anlatıyor. çok başarılı ve iyi bir kitap. Sonunda ana karakterin hissettiklerini an be an ben de hissettim
Savasin yikiciligi ve sevginin, askin her seyden bagimsiz olabileceginin kitabidir. Harika betimlemeler, ana karakterin zihninden yaziya dokulen bolumler cok etkileyiciydi. Fazlasiyla begendim, daha erken okumadigim icin mutsuzum.
Sevdiğim tarihi romanlardan.Yazar İspanya iç savaşını kendi gözleriyle gördüğünden kitap oldukça gerçekçi geldi bana.Mutlaka okunması gereken bir eser.
Kitabın adı, şair John Donne’ın bir katedralde başrahip olduğu dönemdeki vaazlarından birinden alıntıymış.. İspanya'da bir iç savaş.. Cumhuriyetçiler faşistlere karşı.. Savaş ne şartlarda ve hangi amaçla olursa olsun insanları maddi ve manevi olarak yıkan bir eylem değil de nedir? Savaş boyutunu bir kenara bırakırsak, yazar insani bütün duygulara yer vermiş ve bunları bizlere çok güzel geçirmiş diyebilirim.. (Tabi bu benim fikrim) Belki de hiç beklenmeyen bir yerde, savaş planları arasında filizlenen bir aşk.. Bencillik, insanın kendi iç çatışmasına yaklaşımı, Birbirlerine tam olarak güvenemeseler de inandıkları doğrular çerçevesinde işbirliği yapmak zorunda olan insanlar.. Ülke için, gelecek için, umutlar için.. Kendime uzun boş vakitler ayırabileceğim zamanda, en kısa zamanda tekrar okuyacağım.. Teşekkürler Hemingway..