Alper Canıgüz'ün Oğullar ve Rencide Ruhlar'dan 9 sene sonra yayımladığı ikinci Alper Kamu macerası. Her ne kadar seri şeklindeki eserlerde, genelde ilk olanı daha çok beğensem de Alper Canıgüz için bunun geçerli olmadığını anladım.
Bu kitabın Oğullar ve Rencide Ruhlar'dan iki önemli farkı var benim için. Birincisi; kurgu iki bağımsız koldan ilerliyor. Veledimizin bir yandan cinayeti çözümlemeye çalışması ve bir aile sırrını keşfetmesi. Arka planda kalan ailevi olaylar kitabın felsefi yanını daha çok taşıyor. İkincisi de kitabın mizahi yanı daha hafif kalıyor. Evet, gene kahkaha attığım yerler oldu ancak bu sefer burukluğu daha bir yoğun hissettim bu kitapta. Varoluşsal olarak Kamu daha bir kaybolmuş gibiydi.
Tabiki, Canıgüz diliyle kitabın içine hapsediyor sizi.
-Spoiler barındırabilir.-
Kitapta gözlerim bizim saf Hakan Tiryaki'yi aramadı değil. O daha bir çocuksuluk katıyordu Kamu'ya. Ama bu kitaptaki Hatice Abla karakterini ise daha çok sevdim. Tekel 2001'i içişi çok güzel yer etti aklımda. Kitabın son sayfalarında Canıgüz gözleri yaşarttı. Oğullar ve Rencide Ruhlar'daki gibi bir son bekliyordum ama beklediğimden de ağır oldu benim için.
Kitabın polisiye-macera kısımları ilk kitapta olduğu gibi bana zayıf geldi.
Bu kitabın en can alıcı bölümü ise Karanfil Kız hikayesidir benim için.
Kitabın son paragrafı ise efsanedir:
"Devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. Hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. Zamanın ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karaltıların içinde.Sözcükler, suskunluklar, şarkılar, ağıtlar, yeminler, ihanetler, kahkahalar, gözyaşları, sevinçler, hayal kırıklıkları ve yüzler... En çok da yüzler. Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür.
Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür."
-Spoiler barındırabilir.-
Karanlıklar ülkesinin Peter Pan'ının üçüncü kitabının da 2015 sonbaharında çıkacağı müjdesini vereyim.
Klasik aile yapımızı,insanlarımızı,tepkilerini özenle gözlemlemiş bir bireyi çocuk bedeninde konuşurken görmenin yarattığı yarı şaşkınlık hali yaratarak başlayan bu kitap daha sonra bu minik ve dahi/deli çocuğun bir cinayetin sırlarını çözerken bulduģumuz bu kara mizah yolculuģu boyunca şaşkınlık, kahkaha,hüzün ile eşlik ediyor okumamıza. Bu minik bedenin hınzırlık,şeytanlık ve hazır cevaplılğının yüzümüzde daimi bir tebessüm oluşturmaması mümkün değil.
Alper Kamu, bu kitapla daha bir kendisini sevdirip daha bir kendisine bağlıyor..başka maceraları da olsa okuruz sırf onun için artık :) öyle bi tip! Yalnız romanın sonu şaşırtıcı, vurucu olmuş..hiç bekler miydik:s
Yine Alper Canıgüz klasiği :)
Alper Kamu: "Hayatı anlıyorum, sadece kabullenemiyorum."
Günlük yaşamın stresinden bu kitabın naifliğiyle anlatımdaki akıcılık ve kolaylığıyla kurtulabilirsiniz. Çok sevdim kitabı
Eğlenceli anlatımı ve tıpkı Oğullar ve Rencide Ruhlar'daki gibi göndermeleriyle bir solukta okunan Alper Kamu'nun devam romanı.
"Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür."
roman bazen rölantide bazen daha az felsefeli ama nihayet canıgüz çizgisinde.alper kamu'yu enkazların yılmaz bekçisini biz seviyoruz, hiç büyümesin canıgüz var olsun.
"devinimin olduğu yerde ışık ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır.hayat ışıkla mümkünse de hayatın anlamı gölgelerde saklı durur.zamanin ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karaltilar içinde.sözcükler,suskunluklar,şarkılar,ağıtlar,yeminler,ihanetler,kahkahalar,gözyaşları,sevinçler,hayal kırıklıkları ve yüzler... en çok da yüzler.neden söz ettiğimi biliyorsunuz.bütün aşklar küllenir bütün babalar ölür bütün hikayeler biter.birinin yıkıntıların nobetini tutması gerekir işte o yüzden biri hariç tüm çocuklar büyür.
gölgesini kaybeden insan gölgesiin kendisine dönüşür"
Su gibi akıp gidiyor kitap.Pek çok yerde kahkaha atmaktan kendimi alamayıp endişeli bakışları üstüme çektim.Demek Alper Canıgüz ile bu romanla tanışmak kısmetmiş.Artık peşini bırakmayacağım.
Ahhh, çok eğlenceli, çok çok güzel bir kitaptı. Yazarla ilk tanışmam ve kesinlikle anlatımına bayıldım...
Alper Canıgüz bizleri Lanetlenmiş küçük şeytan Alper Kamu'nun anlatımıyla derin bir maceraya çıkartıyor. Kafası bizlerden biraz farklı çalışan bu küçük ukala ilk kitapta olduğu gibi yine boyundan büyük işlere kalkışarak başına türlü belalar alıyor.
Okuması benim için çok keyifliydi. Zaten hem Alper Canıgüz'ün hem de Murat Menteş'in bende yeri ayrıdır.
"Herkesin delirmek için bir nedeni vardır, bu onu haklı çıkarmaz.."
Belki edebi değeri yok fakat zevkle okuduğum bir kitaptı, kara mizahmı deniyor türüne bilmiyorum ama bir günde okuduğum bir kitap oldu, yer yer kahkaha attım yer yer inşallah 5 yaşındaki hiç bir çocuk böyle değildir dedim, hem Alper Kamu'yu hemde kitabı sevdiğim içinde puan konusunda bonkör davrandım .
İskeletlerin Dansı ile dava çözen zebani velet Alper Kamu yine zehir gibi. Fakat kitap bu sefer oldukça depresif. Özellikle Karanfil Kız masalının olduğu kısım boğaz düğümletir cinsten. Yazım dili yine son derece akıcı olduğu gibi polisiyesi de ilk kitaba göre daha bizden. Fakat Alper’in tespitleri ve cevaplarında karası daha yüksek bir mizah var. Kitaptaki bu kasvet serinin devamı için umutsuz son yaklaşıyormuş hissi veriyor.
Bu bir film olsaydı, pazar sabahı yayınlanırdı ve bunu küçükken izlediğimizde çok severdik. Oysa IMDB puanı 4-5 arasında gidip geliyor olurdu ve biz bundan (bunu) seneler sonra haberdar olurduk (umursardık).
Bu bir film değil ve kabul etmek gerekir ki sıkı bir edebiyat örneği olarak kolaylıkla gösterilebilir. Gerçekten de kişiyi bir oturuşta kendisini okumaya zorluyor, hayret ettiriyor, okura zaman zaman başarılı olmaya yaklaşan bir mizah tattırıyor ve bir şekilde okuyucuyu kendine hayret ettirmeyi başarıyor. Özellikle kitaptaki bütün detayların işlevsel bir şekilde kullanılması çok hoşuma gitti. Hatta bayıldım.
Olumsuz konuşuyormuş gibi bir his verip olumlu şeyler anlattığımın farkındayım; ancak Alper Kamu'nun yeni macerasının beni ilkine göre o kadar da memnun etmediğini de dürüst bir okur olarak söylemeliyim. Bir şeyler ters gitmiş gibi.
Bir şeyler zorlanmış gibi.
Yine de beklediğime değdi. Alper Canıgüz'ün kredisi gözümde sonsuza yakın. Yeni çalışmalarını hevesle bekliyorum.
ilklerin tadı hep bambaşka olmakta. oğullar ve rencide ruhlar alper kamu ile ilk tanışmamı sağlamıştı. alper kamu sanki bu kitapta biraz durağanlaşmış. yaşı aynı kalsa da hal ve hareketlerinde bir olgunluk var gibiydi ve sempatikliğini yitirmişti.5 yaşında bir karakter gibi davranan bir yetişkin gibiydi alper ve bu durumu bana pek doğal gelmedi. oysa ki oğullar ve rencide ruhlardaki alper hem yaşının gerektirdiği gibi davranarak sizi kendisini sevmeye mecbur bırakan hem de çok bilmişliğiyle sizi kendisine hayran bırakan bir davranış içerisinde olabilmekteydi. alperin eveliyatını bilen biri olarak bu yorumları yapabilmekteyim. eğer ilk defa alper ile bu kitap vesilesi ile tanışılacaksa alperin etkisinden uzunca bir süre kurtulamayabilirsiniz tıpkı benim oğullar ve rencide ruhlarda ilk defa alper ile tanışmam gibi