İnternet'te aratınca, yazarın hep takma isimle, benzetmeyle bahsettiği kişilerin aslını astarını bulabiliyorsun ya, garip bir haz veriyor insana o... İşte bu kocası diyorsun, bu da o kolyeli, görgüsüz adam...
En çok şu, akıl hastanesindeki doktorların güzel kızlardan faydalanma metoduna içerledim ben... Ya bu adamlar 6 yıl 10 yıl, Allah ne verdiyse okudular diye, düştükleri her yerden bir avuç toprakla mı kalkmak zorundalar?..
Kızlar da, sonradan yine onlara muhtaç olacaklar diye, doktorlar ne isterse yapıyorlar diyor yazar... Vaaay be, biz insanı sömüremeyen meslek sahibi olmuşuz ya, doktorlar ne yapsa bize de susup seyretmek düşer tabi...
Bir de, yine akıl hastanesinde sebepsiz yere hasta döven hademeler vs. konusu var (onlar doktor değil ya, 8-10 yıl okumamışlar, ancak dövebiliyorlar, yazık be...). Yani, sanki bunlar kitaba döküldü diye, ayıplanacak, bu kötü muameleler son bulacak gibi geliyor ama son bulmuyor di mi...
O hademeler o doktorları dövseler ya, bak düşündükçe çok sinirlendim yine, en iyisi konuyu kapatayım...
Tezer Özlü'yü ne zaman okusam 2 gün kendime gelemiyorum. İntihara meğilli olanlar okumasın.
Bu kitabı gerçekten çok sevdim. En çok da günlük çıldırışlarımız içinde kendine dürüst olan, istediğini yapan, kaçmayan, yüzleşen, korkan ama korkmayan, doğru bildiğini yapan ve yaşayan kadını sevdim.
'bazı kitaplar, gerçek yaşamdan daha duyarlı, daha büyük boyutlara götürüyor beni..' kitaptan alıntı..
Bu kadar az sayfada bu kadar yoğun düşünceler... Kendinize bu kitabı okurken ayırdığınız zamanı seveceksiniz.
Ne desem ki ? Çok geç kalmışım bu kitabı okumak için çok geç. Mükemmel anlatım. kelimelerin birbirleriyle şairane uyumu. ÇOk güzel çok.
Darbe dönemi, toplumsal normlar, ilişkiler ve hepsinden öte o soğuk kliniklerde yapılan alçakça elektroşok tedavileri.
Ölmeyi dilemekte insanın hakkı ve ne hakla onu deli yerine koyuyorsunuz? Psikologların iki yüzlülüğü de burada görünür olunuyor.
Yine Tezer'e yakışacak sadelikte bir dil ve yine acımasızca kullandığı duyu betimlemeleri.
dil ve anlatım, kurgu, olayları birbirine bağlama iyi ama çok abartılmış bir eser.
Kafkavari bir birey olma arayışı. Samimi bir psikolojik roman. Bu ülkede kadın olmanın zorluğunu bilenlere tanıdık gelecek bir hayat.
Okuduğum ilk kitabıydı sevgili Tezer'in hep okumak istediğim bir insandı, ancak kısmet oldu.. Yaşadıkları beni sarstı.. Anlatımını da çok sevdim, hikayesinin içine girebildim okurken.. Bütün kitaplarını ara ara, sindire sindire okumayı planlıyorum
Psikoloji türünde sevenler için ideal bir kitap...
Ben bu kitap da herşeyden önce yazarın samimiyetini gördüm, ve gerçek bir delinin hatıra defterini okudum
Çok sıcak, içten, samimi bir anlatımı var. Sanki yıllardır dost olduğunuz biri size yaşam öyküsünü anlatıyormuş gibi okuyorsunuz kitabı. Güzeldi öneririm...
ilginç bir kitaptı bu yazarın okudğum ilk kitabıydı açıkçası çok karıştım okurken sanki bir şizofrenin düşüncelerinde kaybolmuş gibi karmaşık hissettim kendimi:) okumalısınız ilk kez bitirmemek için sabrettiğim bir kitap oldu:)
Kitap büyük bir boşluk yarattı bende.Ruh halimi iyice çökertti.Yaşadıklarına,bu gücüne hayran kaldım.Çok güçlü bir kadınmış dedim.Hayatını dolu dolu yaşamış.
Halet-i ruhiyenizin kötü olduğu dönemde okumanızı tavsiye etmem. Kitap içine çekiyor.
sarsıcı!
http://kitapsevinci.blogspot.com.tr/2015/02/cocuklugun-soguk-geceleri-tezer-ozlu.html
"Neden bunalımları çözümleyemiyoruz? Neden dost olmadan erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Yirmi yaşlarının başındaki insanlar böyle mi olmalı? Sevişmek için, ilkin nikah imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? İlk kadını genelevde mi tanımalılar? Karı-kocalar birbirlerinin gövdelerine "mal" gözüyle mi bakmalı? İnsanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpılıyor."
Daha n'olsun?
Okuyanı büyük bir boşluğa savuran, kelimelerle anlatılması çok güç olan Tezer Özlü eseri.
Bana karşıt düşünceleri olan birisiymiş Tezer Özlü. Ama bu karşıtlığı ve benim kınayacağım,yadırgayacağım şeyleri de şiirsel bir dille anlatmış. Bu şiirsel dil de sizi empati yapmaya zorluyor.