Önce filmini izleyip sonra okuyanlardanım.Belki bu sebepten dolayı okurken sıkılabilirim ya da filmde bulduğum heyecanı bulamayablirim diye düşünmüştüm.Chuck beni yanılttı.Bu kadar zaman okumayı ertelediğime inanamıyorum.Kesinlikle okunmalı!
Chuck Palahnuik at gözlüklerimizi çıkartıp "hayatın kendisi"ni yaşamamız için çabalıyor ama anlayabilene tabii.
Kitap hakkında yazılması gereken o kadar çok şey var ki .. İlk önce filmi izlediğim için kitabı okurken sıkılacağımı düşünmüştüm ama yanılmışım . Chuck faktörünü unutmuşum.
Filmde olduğu gibi yapılan Marla tasviri çok etkileyici. Ayrıca Bir tümörüm olsa, adını Marla koyardım.. sözü yeterince açıklıyor..
ve ' Dibe vurmadan özgür olamazsın.' diyerek hayatıma yeni bi anlam getiren kitaba şükranlarımı sunuyorum ..
Kitabı da filmi kadar harikadır.
'Sen işin değilsin, bindiğin araba değilsin, cüzdanındaki değilsin, pantolonundaki marka değilsin sen eşsiz kar tanesi değilsin'
Bu kitap bittikten sonra bir boşluğa düşebilirsiniz. "Ee şimdi ne olacak?" gibilerinden. Hayatınız değişecek fakat birden değil, belli bir süre sonra bu kitabın felsefesini benimsemiş olacaksınız. Tamam evi, malı , mülkü boşverin bi yıkıntıda yaşayacaksınız demiyorum ama kitapta da dediği gibi tarihin ortanca çocukları olacaksınız...
Müthiş bir kitaptır. Tyler durden' ın kendisiyle yaşadıkları, mücadeleleri, değişimini anlatıyor. Hiç de adına benzer bir kitap olmadığnı söylemek isterim öncelikle.
harikanın ötesinde bir kitap yazarın dili özellikle muhteşem, ben en çok marla karakterini sevdim belki de filminde Helena Bonham Carter'ın oynamasından dolayıdır bilmem ama kitap bir başyapıt bence
aslında filmi olan kitaplarda kitaplar herzaman bir adım öndedir benim için ..kitabın verdiğini veremez filmler benim gözümde.. filmlerde en önemli nokta hep eksiktir..
ama bu sefer eksik kalan kitaptı.. :/ film daha iyi geldi bana belkide çok sevdiğim bi film olduğu için ama ilk defa filmi daha tatmin edici buluyorum..
yinede okunmalı herşeyin, kitabın ,filmin yeri ayrı :)
Karanlık edebiyat adına, okuduğum en iyi örnekti. Hatta okurken Hakan Günday bu kitaptan mı etkilendi, diye düşündüm. Birçok yazarın esin kaynağı olmuştur kesin.
Tüketim toplumuna ağır eleştiriler getiren bir herkesin kütüphanesinde olması gereken bir başyapıt.
Bazı kitaplar vardır ki başucu kitabınız oluverir işte benim başucu kitabım da budur. Okursunuz ve bir bakarsınız hayatınız değişivermiş,olaylara bakış açınız vs.. Nedendir bu? Çünkü okurken öyle heyecanlanırsınız ki hop oturur hop kalkarsınız. Okurken gözünüz,kulağınız,ağzınız burnunuz ne varsa açar tüm duyu organlarınızı harekete geçirip yalayıp yutmak ister hiç bir satırını kaçırmak istemezsiniz, işte öyle bir kitap bu.
Tabi filmi de var ama hiç bir kitaptan uyarlanmış film asla kitaptan aldığınız tadı,zevki veremez çünkü o sizin hayal dünyanız,sizin karakterlerinizdir.
kitabıda filmde okudum izledim lakin ikiside çok farklı tatlar veriyo
filmini ve kitabını beğendim eserlerin 1. sırasında ve yerinide kaybedeceğini sanmıyorum eger bir Chuck Palahniuk daha doğmazsa.
Okumadım fakat filmini izledikten sonra kitaplarıyla tanışan biri olarak Chuck farkı hissedilir. Nitekim Chuck'ın okuduğum tüm kitaplarında aldığım tatda sinemadır biraz.Sinamaya uyarlanmalıdır diye düşündüğüm, sinemada izler gibi okurken canlandırdığım.
İşte malum deli çağlardayız. her çiçeğe konan böcek misali ya da eşini bulmaya çalışan bir kuş misali sevdiceğimize açılma arzusundayız. gün bugündür deyip, ilerlettiğim samimiyetime de güvenerek bir kıza açılmak için hazırlıklarımı yaptım. kendi çapımda esprili kişiliğimi, piç huylarımı ve kızla olan güzel muhabbetimi bir yana bıraktım doksan dakikalık mücadeleye hazırlanan, kadıköy’de fenerin karşısına çıkacak cimbomlu futbolcu gibi hırslıydım, azimliydim. bu sefer olacaktı. topu direğe nişanlamayacaktım. öncekiler gibi topu ceza sahasında çevirip uzun toplarla çıkmayacak, rakibe presi uygulayıp topu doksana çakacaktım vee gittim konuştum içinde ama ve olmazlar geçen bir ton cümle kurdu ama.............olmaz , ama..............mümkün değil , ama......................bilmem ne olur yine olmaz aradaki nokta nokta olan yerleri siz doldurun oralar flu bende ;Kitabı o günlerde okudum işte
Yukarda anlattığım kıza ne oldu nerelerde billmiyorum Sadece ;
ama ama amana koyim diyemedim ya hala üzülürüm
Yazarın alışılmışın dışında kendine has bir üslubu var, kitabın başında alışmakta zorluk çeksemde sonradan kendini sevdiriyor...
Tüketim toplumunun acizliğini, anarşizmi ve şiddeti güzel işlemiş Chuck Plahniuk
Ancak filmi çok daha güzel ....
Bu adamı her okuduğumda farklı bir tat alıyorum.Yine bilinmez sonlardan ama müthiş etkili:))
Şimdi kitap tabii ki güzeldi ama filme de haksızlık etmemek gerek... Gayet iyi uyarlanmış, detaylar atlanmamış gayet güzel...
Kitabı da bu tatla okudum ve çok hoşuma gitti...
Bir dahakine Gösteri Peygamberi'ni alacağım...
Bir solukta okuduğum nadir kitaplardan biri Dövüş Kulübü. Defalarca okunması gereken, hayata bakışınızı değiştiren bir başyapıt. 10/10
Filmini zaten, herkes gibi, ben de çok sevmiştim, kitabı da aynı güzellikteymiş. Filmde olmayan detayları okumak keyifliydi. Sonunu bilerek okuduğum için de filmde fark etmediğim şeyleri fark etme olanağı buldum.
Kısacası, filmini izleseniz dahi, okumanız gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Akıcı, altı çizilesi cümlelere sahiplik yapan, keyifli bir kitap. Chuck Palahniuk'un üslubunu sevdim, diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
"... Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur."
Nedir Dövüş Kulübünü farklı kılan ?Tyler Durden'ın karın kasları değil elbette.: “Tyler Durden’ın her şeyine hayranım. Cesaretine, zekâsına. Soğukkanlılığına. Tyler komik, çekici, etkileyici ve başına buyruk biri. Erkekler ona gıpta ediyor ve ondan dünyayı değiştirmesini bekliyorlar. Tyler "güçlü ve özgür". Aslında Tyler Durden anlatıcının olmak istediği kişi ve aslında Tyler Durden kendisi.Ve ancak her şeyini kaybederek, her şeye karşı çıkarak içinde ki Tyler Durden'ı "gerçek kişiliğini" ortaya çıkarabilir.
Gerçekten de Tyler Durden ve onu izleyenler, toplumsal rutinin akışını bozan gündelik yaşam gerillalarıdır.Ancak kendini mahvederek "ruhunun gerçek gücünü "keşfedebileceğine inandığından fiziksel güçle ve mülkiyetle olan tüm bağlarını koparırlar.İşte bu özgürlüğün ilk adımıdır
Yıllar önce filminden çok etkilenmiş (hikayenin gücü, Edward Norton - Brad Pitt uyumu,David Fincher'in muhteşem yönetimi), kitabı bir solukta tamamlamış, filmin çok başarılı bir uyarlama olduğu sonucuna varmıştım.
Fight Club 2 - çizgi roman olarak çıkmaya başlayınca tekrar okuduğum kitabı yine çok beğendim.
Hâlâ filmin çok başarılı bir uyarlama olduğunu, çok iyi bir film olduğunu düşünüyorum. Yine de edebiyatın yeri atrı diyerek, çnce kitabı okumanızı, sonra filmi de mutlaka izlemenizi öneriyorum.
Zeten filmi izlediyseniz, önce kitabı okumanızı, sonra da filmi tekrar izlemenizi öneririm...
Ana karakterimizin ismi yok. Karekterimiz uyuyamama hastalığından mustarip. Doktoru ise bir tavsiye veriyor: "Git terapi gruplarına bir günlüğüne katıl, gerçek acıyı gör" diyor. Karakterimiz uyumaya başladığını fark ediyor ve hergün değişik terapi gruplarını geziyor. Bu böyle iki sene devam ediyor. Ta ki kendisi gibi sahtekar, hasta olmadığı halde terapi gruplarına katılan Marla Singer ile karşılaşana kadar. Uyuyamama hastalığı hortluyor. Bir gün tatile çıktığı zaman ise Tyler Durden ile tanışıyor. Bir sorun oluyor ve Tyler Durden'dan yardım istiyor. Tyler ise tek bir şartla yardım etmeyi kabul ediyor ve diyor ki: "Bana bütün gücünle vur" ve Dövüş Kulübünün temelleri atılıyor.
Genel olarak toplumu, dünyayı, insanları hatta her şeye genel bir eleştiride yapılıyor Dövüş Kulübünde.