üç günlük bir rize gezisinde yagmurun acizliğine uğrayıp kitaplıkta bulup okumustum. severek okudugum bir yazarın hayat hikayesi olması ilgimi cekti. yasanılan sıkıntılar, tekrar hayata tutunabilme cabalarıyla okunası bir kitap..
"Daha önce neredeydin?" divan edebiyatı konusunda militarist tavırlar sergileyen, sansüre karşı özel ilgisi olan İskender Pala'nın samimiyetsiz "rant" kitabı.
dönemi güzel anlatan bir kitap olmasına rağmen yazarın tercihlerini uygun bulmadığım için bendeki sonuç negatif.
Samimi, içten yazılmış bir kitap. Beni çok etkiledi.. İskender Pala'ya bir kez daha hayran kaldım.
Başta sadece anılar anlatırken çok hoşuma gitmişti ancak sonlarında işin siyasete kayması hoşuma gitmedi. Yine de aslakötü diyemiyeceğim bir kitap. Anlatımı çok güzel.
Yazarın askerlik yıllarını anlatan bir kitap. Gerçekten büyük sıkıntılar çekmiş ama hiç pes etmemiş bir insan İskender Pala. Kitabı okuyunca bu adamı daha bir sevdim.
yazım dili çok basit olan iskender pala'ya yakıştıramadığım bir kitap. yarım bıraktım zaten
Kitap objektiflikle ele alınmış ve anlattığı sürecin etkisini hafızasında canlı tutmakta yazar. Asker olmak Mana'sız yaşanmayı gerektirmez.Geleceğe örnek olarak tekrar ayni hadiseler zuhur etmemeli.
Yakın tarihimizde yaşanan ve muhafazakar insanları hedef alan,çok acılar yaşatılan; 28 Şubat dönemine ışık tutan,o dönemi bizzat yaşayan bir insanın kaleminden okunması ve ders çıkarılması gereken harika bir kitap..
İskender Pala'nın otobiyografisi. İçine divan edebiyatından sentezler katmadığından olsa gerek, anlaşılır, sade, açıklayıcı ve merak giderici buldum. Aynı zamanda nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve askeriyemizde ne saçmalıklar döndüğünü güzelce özetliyor bence ve bu kitap için Ekrem Dumanlı'nın şu sözleri çok yerinde olacaktır:
"türk silahlı kuvvetleri'nde şerefiyle, onuruyla, namusuyla hizmet ederken insanların nasıl karalanabildiğini, alınlarının ortasına 'irticacı' damgasının nasıl vurulabildiğini anlatıyor yazar. acı tecrübelerini öfkeye kapılmadan naklediyor. bir dönem çalıştığı kurumun yıpranmasını arzu etmeden yazılmış bir eser duruyor karşınızda. ne var ki onca nezakete rağmen okuduklarınız içinizi kanatıyor. 'savaşa allah allah diye giden bir ordu' içinde bazı dindar kişilere 28 şubat döneminde nasıl kötü davranıldığını örneklerle görüyor, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. açıkça söylemem gerekir ki; kitabı bitiremedim. yüreğim burkuldu, üzüldüm, kahroldum. bizim ordumuzda bu kadar büyük yanlışlar yapılmamalı; velev ki 28 şubat'ın anormal şartları söz konusu olsun."
Sık aralıklarla yapılan atamların hayatında birçok zorluğa neden olduğunu kabul ediyorum ama yine de olaylara çok yanlı ve tek taraflı baktığını düşünüyorum. Okurken çok kızdım ve haksız bulduğum çok yönü oldu. Ama sonunda 28 Şubatın ona da bazı gerçekleri göstermesi beni mutlu etti.
Yazdıklarını ve bunları yazma amacını da çok samimi buldum. Okunması gereken bir kitap.
yazarın askerlik mesleginde başından gecen olayları anlattıgı akıcı anlatımlı bir kitap
İskender Pala'nın o muhteşem yazım diliyle kendini ve 28 Şubat sürecini anlatması harikulade olmuş. Şu an hala okuyorum.
devletin kaypak insanların eline geçince neler olduğunu gayet güzel anlatıyor...
İnançları nedeni ile kurunun yanında yaşın da yandığı bir hayat hikayesi. Her iki tarafa da haklı diyebileceğim alanlar vardı. Zaman zaman kızdığım her iki taraf da... Yine de her bakış açısını öğrenebilmek adına okunması gerektiğini düşünüyorum.
Yakın tarihe ışık tutan otobiyografi romanı. Yazarın kendi hayatından bir kesit olduğu için daha samimi geliyor. Birçok kişi aynı olayları yaşamış olabilir ve bu açıdan belki bu kitap bir dert paylaşım aracı. İskender Hoca'nın da dediği gibi tarihe düşülen bir not. Kesinlikle tavsiye ederim.
28 Şubat dönemini anlatan samimi bir kitap.Çekilen acılar, yaşananlar..Kitaptan akımda kalan çok güzel bir cümle: ''Rahmet ile zahmet arasında bir nokta farkı vardır, Allah dilerse zahmet'teki noktayı kaldırıverir.''
Başka bir yazarın biyografisini okurken sıkılabilirsiniz ama bu adam kelimeleri o kadar güzel seçiyor ki biyografisi bile roman tadında.
Anlattıklarına inanıp inanmamak elbette kişinin kendi yorumu ancak hem askere gittiğimden hem de çok yakın tanıdığımın başına gelenlerden şaşırmadım okuduklarıma.
Askeriye hakkında bir çok söz söylenirdi , bilirdik ama bu kadarını beklemiyordum. Ne şanslıyız ki hayat birikimi olan insanlar bizlerle bir şeyleri paylaşıyorlar. Onlar da olmasa kör ve sağır devam edeceğiz. Tepkili miyim ? Evet , ama önceki birikimlerimin de üstüste gelmesinden dolayı. Dönemi merak edenlere okumasını öneririm.
Bir ülke de yöneticilerin halkı ile zıt düşüncelere sahip olması ve yöneticilerin o halkın benimsemiş olduğu düşünceyi zorlama ile değiştirmeye çalışması bir felaket neden olur. Aynı şey bir ülkenin ordusu için de geçerlidir. Işte bu kitap Türkiye ordusunun adıl görevini
sağlamak yerine halkıyla uğraşan ve halkının benimsemiş olduğu düşünceleri zorlama ile değiştirmeye çalıştığını bir göstergesidir. Yani bu kitap Türkiye'de bir felaketin yaşandığının ispatıdır.
rant diyen arkadaşa cevap vermek istiyorum herhalde hiç iskender pala okumamış çünkü okuyan insan onun rant a ihtiyacı olan en son yazarlardan biri olduğunu bilir . Kitap o yıllarda yaşanan şeyleri birde farklıtaraftan izlemek için ideal bir kitap . Düşünen herkese tavsiye ediyorum .
fantazi degil, kurgu degil, hele birilerine camur atma hic degil, yasanmis gercek bir hayati anlatmis sayin pala.
Duygusal zamanıma denk geldi.Ama bunların gerçek olduğunu başka bir dilden tekrar duymak.Güzel memleketim sen nelere kadirsin.