uzun süre bekledim bu kitabı okuduğumda aklımdaki soru işaretleri daha da çoğaldı ne yani bunun için mi bekledim dedim ama yinede çok güzeldi birde o kadar çok karakter olmasa çoğunun kim olduğunu unutmuşum kafam allak bullak oldu bi satırı birden fazla okudum arkasındaki yaklaşık 20 sayfalık hanedanlarla ve kişilerle ilgili kısmı keşke daha önce okusaymışım dedim okuyacak olanlara tavsiyem önce kim kimdir iyice öğrenmeleri olacaktır. Birde bu kitapla birlikte 2.kısımı da aynı anda almanızı öneririm
http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/02/19-kargalarin-ziyafeti-george-rr-martin.html
kitaba başlamadan önce okuduğum yorumların abartı olduğunu gördüm.evet serinin diğer kitapları kadar heyecan verici olmasa da evet en sevilen pov lar olmasa da .yazarın dilive yeni karakterler bu açığı hemen hemen kapatıyor.
Kargaların Ziyafeti, serinin 4. kitabı olma şerefine nail olmakla birlikte ağırlıkta Kralın Şehrinde olan bitenlere odaklanmış. Sur ya da Essos hakkında hiçbir POV yok, haliyle Jon ya da Dany veyahut Tyrion hakkında neler olmuş bitmiş bilmiyoruz. Sur ile ilgili sadece Sam'in bir POV'u ile Jon'u bir kez görüyoruz ama sonrasında o da yok. Doğal olarak Jon Snow'un olmadığı bir kitap, benim için en sıkıcı kitap olmaya aday. Onsuz olmaz kardeş, cidden hoşlanmıyorum onsuz bir şeyi. Haliyle serinin acı-tatlı sonu Jon'suz olur ise bundan da hoşlanmayacam George dede, anladın? :D
Evet, 3. kitap baya korkunç olaylara gebe olmuştu ; Ygritte öldü(umurumda değilsin kızım), Robb korkunç bir şekilde öldü(üzdü), Joff öldü(çok sevindik) ve evet, Tywin de öldü(baya rahatladık Stark destekçileri olarak. Aferin Tyrion.).
Cersei POV'ları sayesinde hem onun geçmişi hem de Robert hakkında hatta Lannisterlar hakkında kayda değer bazı şeyler öğreniyoruz, bu açıdan Cersei POV'larını sevdiğimi söylemem gerekir. Sam POV'ları ile Braavos'u ve Hisar'ı gördük; Arya da hala orada ve eğitim görmeye devam ediyor; onu da gördük(zaten o da olmasa kitap toptan bayabilirdi beni; Jon'dan sonra desteklediğim 2. karakter).
Jaimie POV'ları sevdiğim bölümlerden oluşmakta, karakter ve geçmişi hakkında gene güzel şeyler öğreniyoruz. Brinnie ile kurduğu saygı/dostluk ilişkisi neticesinde biraz adam olmuşa benziyor ve iç muhasebe yapıp duruyor. Bu arada bu kadının povları çok sıkıcı geldi hızlı hızlı geçtim. Dorne sahneleri de gördük ki Prens Doran hiç de sandığımız gibi bir adam değil, bunu göreceğiz. :)
Genel olarak(Jon olmasa da) güzel ve entrika dolu bir kitap olmuş. Yazarın kurgu ve betimlemeleri her zamanki gibi güzeldi. Siz bunu okurken ben 5. kitabın yorumunu yazacağım. :)
bir çok kişi çok sıkıcı hiç beklediğimiz gibi değil aksiyon yok dese de ben okumaktan zevk aldım.
Kitapla ilgili kötü yorumlara aldanıp okumayı sürekli erteliyordum. Keşke biraz daha sabredip ejderhalarla dans çıkınca ikisini birlikte okusaydım. Kitap kötü olduğu için değil meraktan çatladığım için. doğrusu çoğu kişinin aksine ben kitabı oldukça beğendim. Yeni eklenen karakterler olayları başka hanelerin bakış açısından görmemizi sağlıyor. özellikle dorne bölümleri çok hoşuma gitti. Arya bölümleri keşke daha fazla olsaydı. bu kızın başına neler gelicek çok merak ediyorum doğrusu. sonuç olarak epsilon son kitabı biran önce çıkart ne olur.....
Kılıçların Fırtınası'ndan sonra çok temposuz, heyecansız bir kitaptı. Serideki diğer kitapları 4 günde bitirirken bunu 17 günde ara vere vere bitirdim.
Serinin bu kitabı diğerlerine nazaran sıktı beni. Yine de güzeldi diyelim =)
Kitabın talihsizliği serinin en iyi kitabı olan Kılıçların Fırtınası´ndan sonra geliyor olması. I. Kısımda fazla heyecan, aksiyon yok ama kesinlikle sıkıcı değil. Martell ve Greyjoyları daha yakından tanıyoruz. Favori karakterler yok diye eleştiriliyor. 5. kitap ile 4.kitap aynı zaman diliminde geçtiği için o karakterlerin hikayelerini 5.kitapta okuyacağız. Mükemmel bir serinin çok güzel bir devam kitabı, kesinlikle okunmalı.
Martinin karakter çeşitliliği aklınızı başınızdan almaya devam ediyor bu seferde Dorne ve Bravosu keşfe çıkıyor ve yelpazeye her telden bir çok karakter eklemeye devam ediyoruz. Bütün seride olduğu gibi okudukça insan tadı hem damağınızda olacak. Bu yazarda mutlu sonlara yer yok :D Bu adamı cidden seviyorum.
Çok beğendiğim bir seri ama bu kitap çok sakin geçti bence serinin en sıkıcı kitabı tabi game of thrones ne kadar sıkıcı olabilirse:)
3. kitaptaki o kadar olaydan sonra ortalığın biraz durulması gerekiyordu o yüzden bence gayet güzel bir geçiş kitabı olmuş
Kargaların Ziyafeti, daha önceki kitaplara göre oldukça durgun geçiyor. Özellikle de favori karakterlerden ender bahsedilmesi, kitabın okudukça sayfa sayısının azalmasından ziyade artar gibi olduğunu hissettiriyor. Benim hiç ilgilenmediğim ve sevmediğim karakterlerden fazlasıyla bahsediyor ve onları tanımamız adına uzun uzadıya anlatılıyor. Bu yüzden benim için biraz daha fazla sıkıcı oldu bu kitabı okumak. Bir de uzun bölümler, kitap okumayı zorlaştırıyor. Keşke yazar daha kısa bölümler yazsa dediğim çok yer olmuştur. Yine de bu seriyi seviyorsanız bu kitabı da ilgi ile okuyabileceğinizi söyleyebilirim.
Bir diğer gözlemim ise dizi yapımcı ve senaristlerinin de bu kitaptaki durağanlığı fark ederek kitaptaki bazı olayları erken, bazı olayları daha geç vererek dizide bir denge sağlamış olmalarıdır. Birinci ve ikinci sezonda kitapla dizi neredeyse aynı doğrultuda ilerliyordu ancak üçüncü sezon itibariyle sapmalar olmaya başladı. Ayrıca diziye katmadıkları birçok şeyi kitaptan okuyabilmek, sizin bilmediğiniz sırları birinin kulağınıza fısıldaması kadar tatmin edici.
Küçük bir alıntı;
"Yemin etmeyi, o yemini tutmaktan daha kolay bulan adamlar her zaman var olmuştur." SF240
Serinin diğer kitaplarının - özellikle 3. kitap kısım 2 - gölgesinde kalmış. Daha çok karakterlerin iç dünyalarına ve geçmişlerine yöneliyor. Kehanetler, kin ve nefret duygularına temel oluyor.