Hacminden çok çok fazlası olan kitaplardan biri. Yalnızlığa, sevgiye ve dostluğa dair acayip laflar ediyor.
Bu kitap her yaşa, her döneme hitap ediyor. Ben iki kez okudum. İki okuyuşumda da farklı dersler çıkardım. Bu kitabı hem okumalısınız hem okutmalısınız.
Küçük prens… Sanırım hayatım da beni gerçekten değiştirdiğine inandığım az sayıda kitaptan bir tanesi. Filmi de izlemişken yorum yapayım dedim. Aslında ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Okurken önce geç kaldım dedim sonra da hala geç değil yapacağın, unutmayacağın, hatırladığın çok şey var dedim. Ders çıkardığım o kadar şey oldu ki o kısacık sayfalarda. Benimde bir küçük prensim oldu artık. Bir gerçekte var ki yaşım biraz daha küçük olsaydı o ince eleştirileri ve dersleri alabilir miydim emin değilim. O yüzden geç kalınmış değil. Hala okuyabilirsiniz. Hatta neden bir çocuk kitabı gibi görüldüğüne bile anlam veremiyorum...
Prensimiz, gezegenleri dolaşıp, o gezegende ki büyükleri eleştiriyor. Eleştirdiği noktalar aslında tüm bu düzen diyebilirim. İnsanların birçok şeyi yok sayması, bakarken ‘gerçek onu’ görememeleri, sürekli bir memnuniyetsizlik halinde olmaları, kibirleri… Kitap bitti ve keşke büyümeseydim dedim. Büyüyüp unuttuğumuz o kadar şey var ki bunların hatırlatması gibiydi. Bizlerde çocuktuk bir zamanlar. Masum desek daha yerinde olur belki. Büyük bir kabulleniş içine de girdim. Çocukken olduğum kadar hayallerim geniş değil, her şey olabilir gözüyle bakamıyorum artık dünyaya. İmkânsız yoktu o zamanlar şimdi ise çoğu şey ulaşılamazmış gibi görünüyor. Çelişkidir ki işte bunlar aynı zaman da bir ders oldu benim için. Kabullenişin altında bunları yapmamam lazım da diyorum.
Ne kadar büyürsek büyüyelim bir tarafımızı çocuk bırakalım hep. Sanırım söyleyebileceklerimin tümünü bu cümleyle anlatabilirim.
En iyisi Alıntılarla baş başa bırakayım sizleri mutlaka oyun diyorum ve susuyorum.
Ne de olsa kendini beğenmişlerin gözünde diğer insanlar birer “hayran”dır.
“Eğer kelebekleri tanımak istiyorsam iki-üç tırtıla katlanmam gerekir…”
“İnsanların artık hiçbir şeyi almaya zamanları yok. Onlar her şeyi tüccarlardan satın alıyor. Ama dost satan tüccarlar olmadığı için, artık insanların dostları yok. Eğer sen bir dost istiyorsan beni evcilleştir.”
"Unutma,” dedi tilki, “gülün için harcadığın zamandır, gülünü bu kadar önemli yapan. - gülüm için harcadığım zaman... Dedi küçük prens, hatırlamak için...
http://satellitebook.blogspot.com.tr/2016/04/yorum-kucuk-prens-antoine-de-saint.html
Hayatım boyunca okumaktan sıkılmayacağım derecede mükemmel bir kitap. Kütüphanemin baş tacı diyebilirim.
Küçükken okuduğumda pek bir şey anlamadığım (daha okumayı yeni öğrenmiş olduğumdan olsa gerek) ancak yaşım büyüyüp tekrar okuduğumda beni derinden etkileyen ve daimi başucu kitabım olmayı başarmış kitap. Büyüdükçe unuttuğumuz ve aslında dünyayı daha güzel ve yaşanılabilir yapan şeyleri çocuksu bir şekilde hatırlatan Küçük Prens, benim süper kahramanım. İnsan düşünmeden edemiyor belki de diktatör liderler bu kitabı bazı şeyleri anlamlandırdıkları dönemde okumuş olsalardı, yani diktatör olmadan önce demek istiyorum belki de çok farklı bir dünyada yaşıyor olurduk kim bilir. Gel gelelim ben onun sayesinde herkesten ayrı görüyorum yıldızları çünkü benim kahramanım oturuyor onlardan birinde ve o gülüyor diye geceleri gökyüzüne baktığımda bütün yıldızlar gülüyor. Zor anlarımda, yalnızlığımda bile benimle olduğun için, gülmeyi bilen yıldızlar için teşekkürler.
Benim için şimdi, sen aynı sana benzeyen yüz binlerce küçük çocuklardan birisin. Sana ihtiyacım yok benim. Senin de bana. Senin için diğer yüz binlerce tilkiye benzeyen biriyim. Ama sen beni kendine alıştırırsan birbirimize gereksinim duyarız. Sen benim için dünyada bir tane olursun. Ben de senin için dünyada tek...