Lise yıllarında öğretmenin zoruyla okuduğum bir kitaptı.Öyle bir psikolojisi vardı ki yıllar sonra aklıma geldiğimde aklımda beliren korku ve trajedi oluyor.
Sanki kitap değildi... yıllar önce olmasınında etkisi vardır ama, yanımda oluveren bir yaşam yada gördüğüm etkilendiğim bir rüyaydı.. kitaptan bana hatırladığım çok az şey kalmış olmasına rağmen adını duyduğumda ürperdiğim kitap...
İç savaşın bir toplum üzerindeki etkilerini sarsıcı bir aşk hikayesi beraberinde anlatan bir roman ve şu ana kadar okuduğum en iyi kitap.
Harika bir roman
http://nesrinmutlu.blogspot.com/2012/07/buket-uzuner-kumral-ada-mavi-tuna.html
detaylı inceleme burada
Buket Uzuner'in en güzel kitaplarından biridir.
Karakterlerin duygularını birebir içimde hissettim okurken.
Bir de Buket Uzuner'in en heyeceanla beklediğin, en tırnakalrını kemirdiğin noktaları bölümlerin sonunda sıradan, küçücük, tek bir cümleyle söylemesi defalarca tüylerimi diken diken etti.
Kesnlikle okunması gereken bir kitap.
Ne söylenebilir ki bu kitap hakkında. Okumayan varsa vakit kaybetmesin hiç. Kitabı okuduğum sıralarda Tuna'ya aşık olmuştum :)
Buket Uzuner'in ilk okuduğum kitabı.
İçinde hem aşk hem de kendinin değerlendirmesi yapan bir kitap.
Konusu ve kapağının uyumluluğu ise bambaşka bir konu. Severek okuduğum kitaplardan biridir.
Okuması kolay, insanda değişik duygular uyandıran bir kitap... Ancak daha çarpıcı bir son beklerdim. Yine de güzeldi.
Yine beni benden aldı Buket Uzuner. Bu kitabı okuyup da ona hayran kalmamak elde değil. Okuyan herkesi etkilemesine, akıllardan çıkmamasına şaşmamak gerek.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/09/kumral-ada-mavi-tuna-buket-uzuner.html
Mükemmel bir kitap herkesin okumasını tavsiye ederim.Bir çırpıda okuduğum ender kitaplardan biri ve insana aşık olmayı öğreten bende manevi değeri her zaman olucak muhteşem bir eser.
Okuduğum ikinci Buket Uzuner kitabı ve çok çok geç kaldığım bir kitap.. Bir iç hesaplaşmanın bir iç savaşla içiçe geçtiği geçmişle bugünün birbirine kenetlendiği mükemmel bir eser gerçekten. 4 yaşam ve bu 4 yaşamın etrafında dönen bir dünya. Farklı aile yapıları, aşka farklı bakış açıları, farklı yaşam tarzları en güzel nasıl biraraya gelir. İşte böyle gelir :) Aşk buymuş dememek elde değil mutlaka okunmalı.
Yıllar önce okuduğum sanırım Buket Uzuner'le tanıştığım romandı. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Yıllar geçse de bazı kısımları aklımdan çıkmadı. Kurgusuyla anlatımıyla çok başarılıydı.
Biraz önce bitirdiğim harika bir kitap. Uzun süre aklımdan çıkmayacak özel bir hikaye...
Çocukluğun masumiyeti,ilk aşklar,büyüme sancıları ve savaşın vahşeti...Bu kitap tüm bu duyguları içinde barındırıyor.Ve bu duygular kitap içinde öyle bir şekilde harmanlanıyor ki...
Kitaptaki aşkın kitaba fazla geldiğini düşünüyorum, yani o aşk öyle büyük ki kitabın sonunun daha farklı olmasını beklerdim, ne yani bu kadar mı böyle mi bitti diye sordum uzun bir süre.
Mavi Tuna'nin icine dustugu Kumral Ada kara sevdasi yuzunden yasadigi ic savasi okumak,bilmek keyif vericiydi.Yeni rejime gecis izlerinin hala hissedildigi, ahsap konak kokan cocukluklarindan itibaren icinden gectikleri hayat evrelerini bir bir yasiyorsunuz.Binevi sosyolojik,psikolojik,felsefik durumlarin sebebiyet verdigi karmasanin insanin icinde harmanlanmasi diyebiliriz.
Askerlik anıları olmasa gayet güzel kitap ama o askerlik bölümleri insanı çileden çıkarıyor. Ayrıca son 100 sayfa öylesine yazılmış gibi. Sayfa sayısını 500 e tamamlamak için adeta.
Onun dışında tam bir aşk kitabı :)
Evet, merak ettigim bu kitabi sonunda bende okudum. Cok güzel oldugu söyleniyordu. Olabilir fakat Tuna'nin buhranlari bana buhran gecirtti. Hikaye güzel. Konu ask olunca her sey güzel sanki ama kitabin ic savas bölümlerini atlamak istedim, nedense. Yine de kurgu olarak güzel bir kitap olmus.
Kitapta yer yeni bölümün meshur bir söz ile baslamasi hosuma gitti.
Not aldiklarim:
"Akil, ask ve can! Bu ücü ücgendir. Her derde care, her yaraya merhemdir."
Mevlana Celâleddin Rumî (II. Divan Kebir)
"Biz asker milletiz oglum", derdi annesi, "Gecmisimizde iki kara illetten; düsman ve cehaletten hep asker sayesinde kurtulduk." O sirada salonda tam televizyonun üzerinde asili duran yakisikli Atatürk fotografine derin bir askla bakardi annesi.
Zorbalar, basa cikamadiklari, korktuklari her seyi tarih boyunca daima yakmislardi. Zorbalar, insanlari, kitaplari ve binalari hep yaktilar...
"Ne zaman 'Türkiyeli olmak' kavramini hepimiz sahiden anlayacagiz ve kabul edecegiz, iste o zaman kurtulacagiz!" dedi, fisildayarak.
Sonu güzel değildi, sevemedim bir türlü ama kitabın kendisi gerçekten güzel. Sadece savaş tasvirleri daha az olsaydı diye düşünmüyo değilim, karakterleri ise çok sevdim.
sonu cok sacmaydı tunanın askerlik maceraları sıkıcı ve gereksiz yere eklenmişti psikolojisine inilememişti hayal mi gercek mi insan iki arada kalıyor