Çok büyük beklentiyle okumaya başlamıştım ama bitirdiğimde gereğinden fazla duygusal olduğunu düşündüm.Aslında daha düşük puan verecektim ama karakter tahlili ve güçlü betimlemeler sağ olsun.
Kitap hakkında güzel yorumlar duymuyo değildim hani... Neyse şunu bi okuyim dedim kitabın sayfasını bi açtım neredeyse hiç boşluk yok sanki kitabı yazanın klavyesinde space tuşu yok . Dedim bi başlayim olmazsa bırakırım kitabı tek solukta bitirdim resmen hani bazen bazı kahramanlara kızıyosunuz diyosun mübarek bi insan hiç mi sinirlenmez onun yerine sen sinirleniyosun ama bence bu da iyi bişey yani demekki yazar iyi anlatmışki böyle hissediyosun ama genel gerçekten güzel bir kitaptı
ne etkiledi bilmiyorum neden bu kadar beğendim bi fikrim yok. sadece son zamanlarda asını çok duyduğum için okumaya başladım. büyük ihtimal sıkılırım diyodum. şimdi ilk defa bi kitabı ikinciye okumak istiyorum...
Okumadan ölünmemesi gereken kitaplar arasında. Nasıl da iyi beceriyor romanlarının içine okuyucuları da sokmayı. Gerçekten çok etkileyiciydi.
edebi kitapları okurken rastladığım insanlara ve hayata dair tespitlere çok kıymet veririm çünkü bunların birçoğuna psikoloji ve kişisel gelişim kitabında rastlamak mümkün değil.
kitaptan bir kaç alıntı;
nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış bir ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz.
insanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır?
etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum.
ben de kendimi tutamamış, ağlamaya başlamıştım; bu ancak fevkalade büyük ve sahici kederlerde görülen, sessiz, hıçkırıksız ağlayışlardan biriydi.
zaten muhitimden uzakta duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi?
ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım...
Türk edebiyatında yeteri kadar kadri kıymeti bilinmeyen,hep filminin çekilmesini istediğim ama o durumda da aynı keyfi alıp almayacağımı kestiremediğim bir başyapıt.
103.
Ona yalan söylememek, kendimi tahrif etmemek, hiçbir şeyi değiştirmemek için o kadar gayret sarf ediyor, hatta bu gayrette bazen ileri giderek kendi aleyhimdeki noktaları o kadar tebarüz ettiriyordum ki , bu suretle gene hakikatten ayrılmış oluyordum.
Kötü bir kitap kesinlikle değil! Hatta yazıldığı dönemi düşünürsek çok iyi bir kitap ve kurgu. Ancak o kadar çok yorum duymuş ve okumuştum ki beklentilerim çok yüksekti. Bu kitabın bendeki tek talihsizliği budur...
"Sabahattin Ali" yine ağlattı. Yüreğimize dokundu, tasvirleriyle duygularıyla düşünceleriyle ..
Bir portreye aşık olan adamın sevdasına doyum olmaz. O , sesini duymadan, tenine dokunmadan karşılıksız sevebilmiştir.
" Bir insanın diğer bir insanı , hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu ? ".
Aşktır, Aşk ki içinde hüzün varken bile ; O'nun iyiliği seni de mutlu eder.
Yazacak çok şey var ama yazamıyorum. Böyle bitmemeliydi. Böyle bitmeseydi bu kitabın tutulur bir yanı da kalmazdı. Kendi tezimi kendim çürütmeye başladıysam, bu yorumun burda bitmesi gerekir.
Enfes tahliller betimlemeler barindiran sizi derin dusuncelere gark eden yer yer kendinizi buldugunuz yer yer elestirdiginiz ve bittiginde icinizi sizlatan bir kitap.
İnanılmaz sürükleyici bir kitap,karakterlerin iç dünyası mükemmel anlatılmış,betimlemeler çok başarılı.Bence yağmur yağarken,kahvenizin dumanı tüterken,biraz da canınız sıkkınsa okumalısınız.Çünkü göreceksiniz ki;her insan zaman zaman sizinle aynı duyguları yaşıyor,hissediyor,aşık oluyor,acı çekebiliyor..Kesinlikle okunması gereken bir eser.
Ne söylenebilir ki. Hüzün dolu bir roman. İki kere okudum ve ikisinde de tarifsiz duygular yaşattı bana.
Bu kitap hakkındaki yorumları okuduktan sonra okumayı çok istediğim bir kitaptı.Kitabı alıp okumaya başladığım an çok iyi bir eser olduğunu anladım.Daha ilk başlarında bile acaba neler olacak diye merak ettiren bir kitap.Kurgu cidden mükemmel.Bayılarak okudum.Türk klasiklerini sevmeyenlerin bile okuduğu hatta klasikleri bu kitapla seven çok insanın olduğunu duydum.Hatta bu ara baya rövanşta bir kitap, kaç dizide gördüğümü hatırlamıyorum bile.Kesinlikle okuyun!
Çok gerçekçi, akıcı, yalın bir anlatım. Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'unu da okuyun mutlaka..
Erken kaybedilen bir yazar!
Brahms - Symphony No.3 - Poco Allegretto eşliğinde okuduğum harika kitap...insanın iç dünyası...yaşamı hakkındaki düşünceleri ancak bu kadar güzel anlatılabilir...iyi ki okumuşum...keşke daha önce okusaymışım dediğim enfes bir eser :)
Okuduğum ilk klasikti ve harikaydı. Beni klasikleri de okumaya iten bir kitap olduğunu söyleyebilirim
Sabahattin Ali "İçimizdeki Şeytan" kitabından da hissettiğim kadarıyla kadını olumsuz tipleyemiyor. Kadına dair hayatında yaşamış olduğu sorunlardan kaynaklıdır muhtemelen, hep sorunlu olan kendisiymiş üzerinden bir kadın yaratıyor romanlarında. Ve romanlarında kadına olan hayranlığının yanında kendi içindeki iyiyi ona ispat etme mücadelesi yaşıyor. Değersizlik duygusu hakim. Kadını bu duyguların onda oluşturduğu atmosfer içerisinde tanımlıyor. Kadın yönetici, sorgulayan, ve memnun kalmadığında bitiren konumdadır. Kişiliği nettir. Kazanmaya çalışan erkektir. Sabahattin Ali'nin dünyasında oluşturulan kadın hep ihtiyaç duyan değil, duyulandır.
gayet güzel bir kitap kendimi hiç yanlız hissetmedim kitap boyunca galiba aynı duygu ve anıları yaşadığımdan olsa gerek
Okuduklarım arasında beni en çok etkileyen sayılı kitaplardandır. Çok doğru tespitler içeriyor. Her sayfası dolu dolu...
1 günde bitirilebilecek bir kitap iken sırf bitmesin diye günlere dağıtarak okuduğum beni derinden etkileyen herkesin okuması gereken nacizane bir kitap.
‘Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir… Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?’
böyle bir cümle geçer içinde. Sıkça kendime rastladığım bir kitaptır, bihaber olduğum taraflarıma rastladığım kitaptır...
Sabahattin Ali / Kürk Mantolu Madonna
Aksiyon yok, Gerilim yok, Cinayet yok bu kitap diğerlerinden biraz farklı en azından benim okuduğum kitaplardan farklı. Aşk var içinde bir tutam hasret bir tutam yalnızlık, bir tutam keşke var içinde. Sabahattin Ali insanın şah damarına dokunup yüreğinde bir yerlerde gizli tutuğu sevdayı gün yüzüne çıkarmayı başarabilecek bir kitapla geldi geçti ellerimden. Bazı kitapları anlatmaya dil dönmez , Okumanız gereklidir
Kitabı okuyup da kendinden bir şey bulmamış insan azdır herhalde
Muhteşem bir aşk anlatımı ve çok hüzünlü bir son
Etkisinden kurtulmak uzun sürecek...
Maira Puder'e hayran kalmamak imkansız. Kimi zaman Raif gibi kaçarım insanlardan.Bu yüzden de beni oldukça etkilemeyi başaran bir kitap.Okurken çok keyif aldım.
geçen gün aklıma bir film geldi. bir kadın portresi vardı bir adamın aşık olduğu. kadın uzaklara gidiyordu adam kadınlara küsüyordu, daha sonra adam öğreniyordu ki yıllarca haber alamadığı kadın meğerse ölmüş. düşündüm düşündüm bulamadım hangi filmdi diye. sonra birden aklıma geldi, ben izlememiştim ki bunu, okumuştum!
işte böyle bir kitaptır kürk mantolu madonna.
-
bir fransız, ingiliz, rus vs. yazar tarafından yazılsaydı eminim şu anda dünyanın en büyük klasiklerinden biri diye bahsediliyor olurdu.
Öyle sanıyorum ki, bu roman benim ''için ilk aşk'' kadar özel ve unutulmaz olacak. Ziraa, zorunlu olarak okuduğum ilk romanı saymazsak, bugüne kadar okuduğum ilk kitap, ilk roman. Ama özel olması bunlardan ziyade bana yaşattığı duygular ve okumaktan aldığım haz, desem daha doğru olur. Bir anda kendimi bütün yaşananların gizli tanığı gibi hissettim. Bazen içimde bir hüzün, bazen yüzümde bir tebessüm, bazen kalbimi hızlandıran bir heyecan, bazen benliğimi saran bir mutluluk, bazen ruhumda bir yalnızlık bir isyan... Gözyaşı ile ıslanmış kirpiklerim birbirine yapışmış, buğulu gözlerle son sayfa bitiyordu. Ve nihayet son satır da bitti. Artık hıçkırıklarıma da engel olamıyordum. Bir an, Raif Bey ve Maria Puder yanımda ve aynı kaderi paylaşırcasına birbirimize sarılmış ağlıyor, hissine kapılmama neden olmuştu!
Mutlaka okunması gerekenlerden...