Kurt Ve Kumru

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Kurt ve Kumru-Kathleen E.Woodiwisi

Orjinal Adı The Wolf and the Dove Goodreads puanı 5/4,14 Benim puanım 5/5
Şu ana kadar okuduğum en güzel orta çağ romanı ama oldukça da sert..

Çünkü roman Normanların İngiltere'yi işgal ettiği dönem yani Ortaçağın en sert dönemi olan 1066 da William’ın İngiltere’ye saldırdığı Saxson'ları esir alıp,topraklarını ele geçirdiği dönemde geçiyor..Kitabın daha ilk sayfalarında gerilmeye başladım diyebilirim..

Çünkü romandaki sahne çok acımasızca başlıyor..Normanlar tarafında işgal edilmiş bir kale ve İşgal edilen kalede yaşanan insanlık ötesi katliamlar..Kalenin efendisi öldürülmüş, .Boynuna bir ip bağlanan Darkenwald Malikânesinin kızı Aislinn ve kızını korumaya çalışan kalenin hanımının dizlerinin üzerinde süründürülmesi..Bu insanlık dışı manzaradan Demir Kurt Wufgar'ın kumandanı Ragnor de Maret sorumlu..İğrenç bir komutan..

Kalenin kızına iğrence tacavüz ettiği satırları nefret ederek okudum... Ertesi gün roman kahramanı Demir Kurt Wulfgar kaleye geliyor ..Aislinn'in karşılaşmaları..Aislinn Wulfgar'ın Ragnor'dan farklı olduğunu daha adil olduğunu anlıyor..Birbirlerinden nefret ediyorlar..Wulfgar onun güzelliğinden etkileniyor..

Ve Demir Kurt Wulfgarın nasıl biri olduğunu merak edersek, sevgisiz bir aileden gelmesi annesi kocasının savaşlara gidip kendisini ihmal etmesini bağışlayamamış şefkâtsiz bir annedir..Bunun acısını özellikle büyük oğlu Wulfgar'dan çıkartıyor..Babası ise onu piç olarak kabul edip uzaklara gönderiyor..Ailesinden sevgi görememiş bie adam..İşte bu sevgisizlik yüzünden kadınları sadece cinsel amaçla için kullanmış ve asla evlenmeyi düşünmüyor..Kadınları kullanmayı seviyor ama onlardan nefret ediyor...
.
Aislinn'i ilk iş Ragnor'un elinden alıyor..Aislinn'e Ragnor gibi acımasızca tecavüz etmiyor ama bir nevi baştan çıkararak tecavüzünü devamlı gerçekleştiriyor..Onu metresi ve kölesi yapıyor.. Aislinn'in ilk önce güzelliğinden büyüleniyor.Sonrada cesareti ve kişiliğinden etkilenmeye başlıyor....

Daha sonra kaleye Babası ve kız kardeşi geliyor.. Babası elindeki her şeyi kızı dışında kaybetmiş bir adam ve kız kardeş Gwyneth hani dersiniz koynunuzda yılan beslemek deyimi bu kadına çok da güzel uyuyor...Kaleye geldiği andan itibaren Aislinn ile devamlı uğraşıyor..akla hayale gelmeyecek entirakalar ile uğraşıyor..Tek zayıf yönü var Ragnor ona aşık olup neredeyse onu kölesi oluyor..O ne derse onu yapıyor...Ragnor ise Aislinn'i takıntı haline getiriyor..Onu Wulfgar'ın elinden almak için Gwyneth'i kullanmakta tereddüt etmiyor..

Aisslinn ise neredeyse kusursuzluk timsali başına gelenleri büyük bir vakur ile kabullenirken cesaret ve gücünü asla kaybetmiyor...Wulfgar'ı o iyiliği ve güzelliği ile dize getiriyor..Güzellik derken karakter ve huy olanından bahsetmek istiyorum..
Wulfgar ona o kadar bağlanıyor ki Ragnor ile dövüşmekten kaçınmadığı gibi kaybetmekten de çok korkuyor..Onun hasretini çektiği satırları okumak çok güzeldi..Özellikle odalarında her yerde Aislinn'i görmesi onu araması...Okuyun bence çok seveceksiniz...
Yazar mekanı çağı ve aşkı o kadar güzel harmanlayıp bize aktarmış ki..Tekrar tekrar bu yazara hayran oldum...Kitabı özellikle sonlarına doğru elimden bırakamadım..Wulfgar'ın Aislinn'e aşık olduğunu ve yaşamının ondan başka öneminin olmadığını anladığı sahne müthişti..Kucağındaki bebeğin babası olup olmadığını bilmediği halde onu kucağında tutup o koca şövalyenin kollarında uyuttuğu sahne çok özeldi...
Çok sevdim..Tavsiye ederim..Ama Rüzgarda Savrulan Küller benim için yazarın bir numarasıdır..
Keyifli Okumalar...



9 puan

Kurt ve Kumru /Kathleen E. Woodiwiss
‘’Kumru’’ ben bu hitap yüzünden kitaptan yarım puan kırdım ve 4.5 verdim. Kaldıramıyorum. Nasıl olur da ‘’kumrum’’ hitabını Ragnor denen o öküz yapar. Yazar bu kitapta beni çileden çıkardı. Reva mı bu şimdi ?? Elin öküzü kıza ‘’kumrum’’ desin , ben de bunu normal karşılayayım. Hiç de bile.
Kitap baştan sona bir şaheser.Daha giriş bölümünde sizi ele geçiriyor. Ama bu yazarın tecavüzle ilgili bir takıntısı var bence.İhtiras Çiçeği’nden sonra bu kitapta da görünce biraz şaşırdım.Neyse..
Bir piç olarak dünyaya gelene Wulfgar Norman ve Sakson’lar arasındaki savaşın süre geldiği bu zamanlarda William’ın en iyi şövalyelerinden biridir ve onun adına Sakson topraklarını yağmalayıp gasp eder.Tabi bu sırada kendi görevlendirdiği birkaç adamın –ki aralarından biri Ragnor olan öküz- Darkenwald Malikanesi’ni ele geçirmesi ve Darkenwald’lı Aislinn’i yani oranın prensesini kirletmesiyle başlıyor her şey. Kızın Ragnor tarafından köpek misali boğazına ip geçirilerek tecavüze uğraması ise tam bir dehşet anı.Wulfgar Darkenwald’ı görmek için gittiğinde güzeller güzeli, asi , ama yaralı Aislinn ile karşılaşır ve onun büyüleyici çekiciliğine kapılır. Eh , işte bu karşılaşmanın incisi Aislinn’de kendini yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş bulur ve Ragnor yerine Wulfgar’ın koruması altına girmeyi tercih eder.
Aislin’in kitap boyunca çektiği sıkıntı beni delirtti. Zaten bir de annesi 46 denecek derecede delirince –özellikle sonun da kadının 46 olduğuna kanaat verdim- zavallı kız her şeyle tek başına yüzleşmek zorunda kalıyor.Wulfgar deseniz tam bir öküz (!) Bir insan bu kadar odun olamaz.Mümkün değil.Kendisi gayri meşru bir şekilde dünyaya gelmiş ve bunu çok acı verici bir şekilde öğrenmiş.Bu yüzden de başta annesi olmak üzere tüm kadınlardan nefret ediyor. Sonuç olarak da elinin altında Aislinn olduğu için tüm acısını ondan çıkarıyor.Bir bölümünde üvey babası ‘’Öfkeni ve acını kız kardeşin ve benden çıkar. Aislinn herkesten daha masum.’’ diyordu. Ki gerçekten de öyle ama Wulfgar kitap boyunca herkesin içinde kızı sürekli küçük düşürdü.
Ha , tabi bir de Ragnor’un sürekli etrafta dolaşması mevzusu var.Bu kısımlardan ötürü Wulfgar’ı kınadım.Kız için ‘’O benim. Benim olanı kimseyle paylaşmam.’’ diye söyleniyor ama Ragnor’da her yerde kıza sulanıyor.Adamın her yerden çıkması ve ‘’kumrum’’ demesi beni çileden çıkardı.
Aislinn’e gelince çoğu yerde onu da yadırgadım. Yahu adama kafa tutuyor ama olur olmaz şeye de boyun eğiyor.Nasıl bir kişilik çözemedim kızı.Gerçi onun psikolojisini de anlamak lazım.Kendi krallığında tecavüze uğruyor , yetmiyor kapatma durumuna düşüyor.Dahası bir de Wulfgar’ın üvey kız kardeşi –resmen süpürgesiz cadı- Gwyneth kızı gerek sözleri gerekse hareketleriyle yerden yere vuruyor. Hatta bir kısımda olayı kırbaçlamaya kadar götürmeye kalktı. Ama Wulfgar’ın olayı öğrenmesiyle ‘’ Dikkat et kardeşim . Senin başkasına yaptığını ben sana yapmaktan çekinmem.’’ diyerekten gerekli mesajı veriyor.Fakat nafile bir çaba.Zira Gwyneth tam bir pislik olduğunu kitabın her satırında her cümlesinde hareketleriyle bağıra bağıra gözünüze sokuyor.Bir de Ragnor’u onurlu bir şövalyeymiş gibi savunması yok mu , tam bir komedi.
Wufgar’ın 400 sayfa boyunca ben de edindiği kötü izlenim ise ‘’Kalbimde öyle bir yer var ki Sakson Kızı , yalnızca sen incitebiliyorsun.’’ cümlesi ile tamamen silinip gitti.
Güzel bir kitaptı Kathleen E. Woodiwiss’den okuduğum ikinci kitap ama İhtiras Çiçeği hala gözümde eşsiz. :)))

Profil Resmi
10 puan

Keşke yazar aramızda olup böyle muhteşem eserlerden çok daha fazla yazabilseydi...
Gerçektende yazmış... Kitapta tek bir kusur bile yoktu...
Her şeyden biraz vardı ve bunların hepsi karın doyurucuydu.
Epsilon duy sesimi , böyle iyi yazarları harcama...
Lisa Kleypas gibi bir yazarı ki bekletiyorsunuz size daha ne denir bilmem ama yine de teşekkürler...

10 puan

şu an kasım ayındayız kitabın sonuda kasım ayının soğuğunda bitiyor ama öyle güzel bir son ki benim içimde mayıs tomurcukları yeşilleniyor..eğer tarihe meraklıysanız ve kitabın geçtiği dönemlerin şartlarının ne olduğunu zihninizden çıkarmazsanız kitabın başını okurken 21.yy ın da içinde pek çok vahşet barındırdığını düşünürseniz kitaba ve yazara değil insanın içinde ki kötülüğe isyan edersiniz. Bu kitabın sayfaları arasında kendime kah ağız dolusu gülecek hikayelerde buldum kah bir erkeğin anatomisinin 1066 yılından bu yana pek evrim değiştirmediğine hayrette ettim. Spoilerlar dilimin ucuna gelip gidiyor ama kendimi tutuyorum. şu an salonumun zeminine saman dökülmemiş ya da şömineden tüten dumanla nefessiz kalmamış ya da eşimin geyik avından dönmemiş oluşuna hayret ederek kitabı anıyorum. Herşey o kadar gerçek gibiydi..Sanki o kahramanların hepsi kalenin(evimin) içinde bir yerlerde yaşıyorlar. Şu an Kurt'un atı Hun (o ne muhteşem ne tarz bir hayvan) 'un homurtusu kulağıma geliyor. Mutlaka okunmalı..Kitapla ilgili kötü birşeyler kulağınıza çalınırsa gözümle görmeden inanmam deyip sizde mutlaka bu kitabı okuyun. Aşk romanı severseniz bu fırsatı kaçırmayın derim..

2 puan

Yazarın İhtiras Çiçeği adlı romantik romanını beğenince bu kitabını da okumak istedim ama hiç beğenmedim. Saçma sapan bir senaryosu var. Kitabın yarı sayfasından fazlasını okumadım. çok sıkıcı. esasında yarım bıraktım bile diyebilirim. puanınım iki olmasına sebep ise ki 2 yi de bana göre hakketmedi sadece ihtiras çiçekleri hatırına olmuştur

11 yıl, 11 ay
8 puan

Kitabın konusu hakkında arkadaşlar yeterince detaylı ve güzel bilgiler vermişler. Ben konusuna girmeyeceğim. Yazar, ilk önce çelik eldivenlerini giyip, okuyucuyu sersemletene kadar hırpalamış, sonrasında daha yumuşak bir anlatım yoluna girme gereği duyarak kadife eldivenlerini giyip bu kez okuyucuyu okşamış. Bazen görünen değil, arkada kalan gerçektir. Bu kitapta gölgeler gerçek, görünen ise gölge.

Profil Resmi
10 puan

Kitapların konusunun çok detaylı anlatılmasına karşıyım..

Bu kitabı inanılmaz merak ediyordum ve yorumlarını beğendiğim birinin kitap hakkındaki görüşlerini okudum.İlk defa böyle bir şey yaptım ve çok pişmanım.Kitabı öldürdü yazdıkları.
Bütün vurucu noktaları kitap hakkında yorum diye uzun bir özetle yazmanın anlamı ne?

Maalesef mükemmel olabilecek bir kitaptan alabileceğim zevki kısıtladım. Yine de çok akıcı bir kitaptı.Zaten bu yazar hep favorim olmuştur.Kitabın içinde o döneme ait gerçekliği yansıtmasını beğendim.Diğer tarihi kitapların aksine her şey peri masalı gibi değildi. Özellikle kızın yaşadığı ikilemi çok iyi anlatmış..

Son olarak, çevirmeyi başarılı bulduğumu belirtmeliyim.Beğendiğim kısaca :)

11 yıl, 11 ay
9 puan

Yine konuya çok girmeden yazarı ve anlatımı hakkında düşüncelerimi yazmak isterim ..Çok akıcı, heyecanlı sürükleyici yazıyor :)
Farklı zamanları anlatıyor ve kötü kadın karakterler baki diğerleri değişken ...
Okurken sinirimin tavan yaptığı an şöyle düşünmüştüm,
''Gwyneth denen kadını nasıl bu kadar nefret edilesi kurguladığına hayret ediyorum !?
Rüzgarda Savrulan Küllerde Roberta karakteri,İki Yabancıda Marelda... kötü kadın karakter yaratmakta üzerine başka yazar tanımıyorum !''

Boş safsatalarla sayfa doldurmuyor,zengin çoklu karakterler yaratıyor hikayeyi çok güzel kurguluyor...İyinin de kötünün de aklından geçenleri dillendiriyor.

Gelelim eleştirilere,kitabın adına takıldım ''Kumru'' kötü adam Ragnor'un Aislinn'e ve cadaloz Gwyneth'e söylediği bir ifade sonuçta ,beklemezdim yani .. ya o özelliği ile tanınan biri olmalıydı ya da asıl erkek karakterin onun için kullandığı bir tanımlama olmalıydı diye düşündüm.

Sayfa 111 de son paragrafta ''bu bağlamda'' diye bir ifade var, çevirmenin kendini kaptırdığı andı sanırım ;) Yoksa genel olarak çeviri çok iyiydi :)

Ve son... kitabı okuyanların neden bu kitap hakkında ''Türk Filmi''tadında dediğini anladım :D Nasılsa meraklısı herkes okumuştur spolier içeriyor olduğunu düşünen henüz okumamışlar varsa burayı geçsin ;)

Doğum lekesi mi :o ? Hemde birer nesil atlayarak oluşan doğum lekesi :))))) İkna edilecek ya ;)
Doğum lekesi ispatı,kimlik tespiti ve Aislinn'in aslında ilk beraber olduğu kişinin Wulfgar olduğunun ortaya çıkması, çocuğu meşru kılmak için fazla abartılıydı ;) Yazar sonuna gelince bıraktı da başkasına mı yazdırdı diye düşündürttü :P

Profil Resmi
8 puan

Çocukluğundan beri gerçek sevgiye muhtaç fakat yaşadığı olaylar yüzünden kalbini kimseye kaptırmayacağına yemin etmiş yaralı bir savaşçı ile toprakları Norman savaşçılar tarafından talan edilen ve sevdiği insanları kaybeden asi ama bir o kadar da gururlu bir leydinin hikayesine tanık oluyoruz. Kitabı sürekli ertelememin sebebi birkaç yorumda okuduğum üzere Aislinn'in başından geçen talihsiz olaylar yüzündendi ama son zamanlarda sürekli karşıma çıkması ona bir şans vermeme sebep oldu. Uzun ve bence gereksiz ayrıntılar dışında kitap çok güzeldi. Aislinn'in intikam duyguları taşırken zamanla Wulfgar'a karşı içinde bir sevginin büyümesi, Wulfgar'ın vurdumduymazlığının diğer romanlar karakterlerinden fazla olması biraz sinir olsa da Aislinn'e özen ve ihtimam göstermesi çok güzel işlenmişti. Buna karşılık Aislinn'in masumiyetiyle Wulfgar'a yeniden değer vermeyi ve sevmeyi öğretmesi biraz zaman aldı ama sonunda amacına ulaştı.
Kitap öyle birbirine saçma sebepler yüzünden kırılmalar, entrikalar, yalanlar olmadığı için daha da okunabilir oldu benim için. Sizde benim gibi ön yargıyla yaklaşanlardansanız bu kitaba bir şans vermelisiniz. Hem belki kitabın sonlarında önceleri fark edemediğiniz bir sürpriz sizi bekliyor olabilir. :)

8 puan

Adam nerdeyse bebek kayboldu diye sevindi yahu :) kitap genel anlamda güzel detaylara girersen birkaç detay gercekten göze çarpıyor bu konuda bazı arkadaşların yorumu doğru geldi bana .ama yazarın diğer kitapları mükemmel :)

9 puan

Kitabı genel olarak çok beğendim.Mutlu sonları seviyorum.Ama kitabın sonunda olanlar hadi canım bu kadarı da fazla dedirtti bana.

11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
9 puan

Çok zor okunan bir kitaptı. Zorlusu Kumrunun çektiği acılardı. Her iki erkekten de çekmediği kalmadı. Kitabı yarıladığımda Allah allah dedim kitap mutluluğa yelken mi açıyor nerdeeee acılara devam.

Kitabın sonlarına doğru öyle şeyler oldu ki koca 500 küdür sayfayı okuduğuma bir kat daha sevindim, durdum düşündüm helal be dedim yani müthiş bir kurgu.

Hani derler ya ilmek ilmek işlenmiş kitap aradan geçen zamandan karakterlerin bazen anlamsız gelen-sıradan hareketlerine kadar her bir parça yapboz parçaları gibiydi.

8 puan

Kitabı beğendim. Yazarın anlatım tarzı çok iyi ayrıca kitabın sayfasına göre cinsellik kısımları hiç yoktu bunu beğendim çünkü bu tarz kitaplarda konu ve kurgudan ziyade cinsellik bölümleri oluyor. Karşı olduğumdan yada sevmediğimden değil ama fazla olunca sıkıyor. Kitaba gelirsek birbirine yakışan bir çift..Neden herşeyin kitabın sonunda ortaya çıktığını anlamadım bence daha önce olmalıydı.hatta bir ara kitap belirsiz bir şekilde biticek diye korktum ama yazar kitabın sonunu iyi bitirdi

6 puan

gereksiz karakterlerin bolca yer aldığı ve bu sebeple kitabın gereksiz uzatıldığı kanısındayım 😒

10 puan

Normanlar ve Saksonlar arasında savaşın olduğu dönemlerdir. İngiltere Normandiyalı William'ın işgali altındadır. Her yere askerlerini gönderip teslim olduklarından emin olmaya çalışır. En iyi şövalyelerinden Demir Kurt Wulfgar'ı Darkenwald'a gönderir. Wulfgar'da soylu şövalyelerden Rognor'u Darkenwalda gönderir. Aislinn koca Normandiya ordusuna karşı koyabilirmiş gibi karşılarında durmuştur. Annesine ve kendisine yapılan tüm işkencelere rağmen ağzından tek bir merhamet isteği ve af sözcüğü çıkmamıştır. Ertesi günde Wulfgar gider fakat kalede tam bir facia ile karşılaşır. Lord ve birçok kişi öldürülmüş, kalenin güzel leydisi Aislinn'e Ragnor tecavüz etmiştir. Wulfgar hemen idareyi ele alır güzel leydi Aislinn'i beğenir ve kendisi ile Ragnor arasında seçim yapmasını ister Aislinn tabi ki Wulfgar'ı seçer ve onun metresi olur. Bu durumdan ne kadar nefret etse karşı koymaya çalışsa da bunu başaramaz.

Bir piç olan Wulfgar annesinden hiç sevgi görmemiş küçük yaşta evinden gönderilmiştir. Bu nedenle kadınlara hiç güveni yoktur ve evlenmeyi kesinlikle düşünmez.Fakat zamanla Aislinn'e iyice bağlanır onun o güzelliği, asilliği, cesareti onu iyice büyüler.
Rognor ise Aislinn'in peşini bırakmaz elde etmek için yapmadığı kalmaz. Nefret edilecek Rognor varken bir de Wulgar'ın üvey babası ve kız kardeşi gelir. Kız kardeşi geldiği andan itibaren Aislinn ile uğraşmaya başlar, onu kıskanır, bir türlü rahat durmaz. İkisinden de nefret ettim Neyse ki ikisinden de kurtuluyoruz.

Kitap harikaydı. Tek bir yerde bile sıkılmadım hemen bitti. Aislinn'in o gücüne cesaretine hayran oldum. Wulgar'ın iyice bağlanması o özlemi çok güzeldi. Kitabın finali de tam bir sürprizdi. Uzun zamandır okuduğum en güzel kitaptı diyebilirim. Çok beğendim, kesinlikle okunmalı.

4 puan

Kitap uzun zamandır kütüphanemin bir köşesinde duruyordu. Okunacak başka kitap kalmayınca iki güne yakın bir sürede bitirdim.

Kitap gayet akıcıydı. Karakterlerin kitap içerisindeki tutum ve davranışları çok başarılı bir şekilde aktarılmıştı. Özellikle Aislinn karakteri her kadının kendisinde taşımak istediği özellikleri barındırıyordu. Ayrıca bizim ülkedeki kapağını da çok beğendim.

Ancak kitap akıcı olmasına rağmen ben baya sıkıldım okurken. Sırf bitirmek için okudum denilebilir.Bunun sebebi kitapta olaylardan çok aşırı aşk üçgenlerinin bulunmasıydı. Maşallah her gören Aisllin ve Wulgraf'a aşık olmaktan kendini alamadı.

Kitapta Aislinn'in üzerine fazlaca düşmüş yazar. Birçok okuyucunun dediği gibi "Kumru" lakabını Wulgarf'ın değil Ragnor'un kullanması pek hoş değildi.

Bana kitabın sonu aşırı saçma geldi. Hadi çocuğun Wulgarf'tan olduğu kanıtlandı ama Ragnor'un, Aislinn'e olan tecavüzünü tam olarak gerçekleştirememesi ve onun bekaretini bozanın Wulgraf olması aşırı saçma ve iyimserdi. Bence yazar çocuğun kim tarafından olduğu da belirtilmeyecekti.

Ve Wulgarf'a kitabın sonuna kadar piç denip duruldu ancak kız kardeşi kitabın sonunda aslında piç olanın kendisi ve öz erkek kardeşi olduğunu, Wulgraf'ın meşru olduğunu söylüyor gel de şimdi sinirin bozulmasın. Bu iki olay romanın bütün gerçekçiliğini aldı.

Ayrıca Gwen kızı o kadar ezdi deniliyor ama ben tam tersini gördüm. Tamam Gwen baya aşağıladı kızı ama Aislinn sürekli verdiği cevaplarla onu susturdu Gwen bunu Aislinn üzerinde başaramadı.

Bana kalırsa yazar bence Kerwick ve Haylan'ın arasındaki aşkı anlatsa daha güzel olurmuş.

Veya Aislinn ;Wulgraf ve Ragnor arasından Ragnor'u seçse ve onu adam etme çabaları anlatılsa daha beğenirdim.

Ve şu dikkatimi çekti. Ben yazarın kurduğu bazı cümleleri anlamakta zorluk çekiyorum bunun çevirmenden kaynaklandığını sanmıştım ama her kitabını aynı çevirmenin çevirmemesi sonucu sorunun yazarda olduğunu gördüm.

Yazarı ve anlattığı konuları severim ama benim en hayal kırıklığına uğradığım eseri bu kitap oldu

geri ileri