http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2015/09/kitap-yorumu-marsl-andy-weir.html
Nasıl bir yorum yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok. Çünkü daha önce hiç bilim kurgu kitabı okumamıştım. Diğer insanlar ne düşünüyor diye bakmak için Goodreads - Vikitap yorumlarına baktım ve kitaba bayılanlar kadar hiç beğenmeyenlerin de olduğu gördüm. Bu türle yeni tanıştığımdan, karşılaştıracak bir şeyim olmadığından mı bilmiyorum ama ben çok beğendim. Hatta bayıldım!
NASA tarafından, Mars'a ilk kez insanlı uzay aracı göndererek daha çok bilgi edinmek için Ares isimli bir program başlatılıyor. İlk iki ekip görevini başarıyla tamamlayarak Dünya'ya dönüyor ve sıra Ares 3'e geliyor. Altı kişilik mürettebat Mars'a sağ salim varıyor ama görevlerinin altıncı gününde çıkan kum fırtınası yüzünden her şey iptal ediliyor. Bütün ekip dünyaya geri dönmek için uzay aracına gidecekken, fırtına yüzünden kopan iletişim çanağı Mark Watney'e çarpıyor ve onu diğerlerinden ayırıyor. Yeterli yiyeceği ve iletişim sistemi olmadan yaralı bir şekilde Mars'ta tek başına kalan Mark'ın macerası da böylece başlamış oluyor.
Andy Weir'ın kalemini çok sevdim. Mizahi ve hafif -yaa ne demezsin dediğinizi duyar gibiyim :P- argoya kaçan anlatımı sayesinde o kadar bilimsel cümleye rağmen beni hiç sıkmadı.
Okurken insanları en çok rahatsız eden şey yazarın sürekli bilimsel terimler kullanması olmuş. Onların aksine ben kitabın bu yönünü çok sevdim. Yani evet bazı yerlerde "Ne diyorsun sen allasen?" diye düşündüm ama genel olarak o kısımlar eğlenceliydi. :D Bence kitabın tek sorunu Mark'ın duygularına çok az yer verilmiş olmasıydı. Çok zeki, çok azimli, kendine güveni tam bir karakter yaratılmış ve sadece bu yönleri üzerinde durulmuştu. Okurken Mars'ta tek başına kalmış bir adamın çaresizliğini, sürekli bir şeyler berbat olduğunda yaşadığı korkuyu ya da işine yarayacak, hayatta kalmasına yardımcı olacak bir şeyler bulduğundaki sevinci hissedemedim.
Ve gelelim sayın çevirmene... Kendisini tebrik ediyorum, çok başarılı ve özenli bir iş çıkarmış. Bu kitap çeviriyle berbat bir şeye dönüşebilirdi. Muhtemelen böyle bir kitabı çevirmek çok zordur, helal olsun vallahi. Çevirinin benim gözüme çarpan hiçbir hatası yoktu. :')
Yazının başında da dediğim gibi daha önce hiç bilim kurgu okumamıştım. O yüzden "Bilim kurgu sevenler mutlaka okumalı," tarzında bir cümle söyleyemiyorum. Benim zevkime hitap eden bir kitaptı. Kitap zevkinin benimkine yakın olduğunu düşünenler varsa mutlaka okusunlar. Ben beğendim, onların da beğeneceğini düşünüyorum. ^^
Bilimkurgu seven bir mühendis olarak "Marslı"ya bayıldım diyebilirim.
Bu tarz kitaplarda edebi değere çok takılmamak lazım. Yazar hikayeyi başarıyla kurgulayıp sürükleyici bir şekilde, hele de esprili bir dille anlatıyorsa kitap benim için başarılıdır.
"Otostopçunun Galaksi Rehberi"ni okurken, "3 Idiots"ı izlerken aldığım keyfi aldım. İlk fırsatta filmine gidip sinemanın büyülü dünyasında da yaşayacağım bu keyfi.
MARK WATNEY UMUDUMUZDUR!!!
:)
Özellikle uzay , nasa gibi konulara ilginiz yoksa çok ama çok sıkılırsınız. Ben ridley Scot ın yönetmenliğini yapacacağı için aldım okudum çok beğendim .
prometheus filmini izleyin sizi cezbetmezse okumanızı tavsiye etmem.
Uzay temalı okuduğum ilk romandı.Gerçekten çok beğendim ama sadece birkaç şeyde sorun vardı.ilk önce karakterlere soyadı ile hitap ediliyor.bu karakterin cinsiyetini öğrenmemizi zorlaştırıyor.ayrıca sonu güzel bir şekilde bitti ama bence yazar sonu hakkında biraz daha bilgi verebilirdi.çünkü mürettebatın hermese güvenli vardıklarını biliyoruz ama dünyaya sağ salim ulaştılar mı orası belirsiz. ama bunların haricinde çok güzeldi.
Mükemmel bir kitap. Yazarın dahi olduğunu düşünüyorum. Bu kadar handikaplı olayları bu kadar ince ayrıntılarla besleyip, inanılmaz çözümler bulma konusunda müthiş kurgulanmış. Şiddetle tavsiyedir.
İlk sayfalardan insanı içine alan bir kitap. Nerd'ler daha fazla zevk alacaktır. Bu kadar samimi bir bilim kurguya rastlamamıştım.
Bilimsel terimleri ve bazı işlem mevzularını anlamasamda bence güzel bir kurguya sahip ve Mark kesinlikle çok güçlü bir karakter... Bilim kurgu sevenler kesinlikle beğenerek okuyacaktır.
o kadar da kotu degildi. ama "Interstellar" izledikten sonra biraz yavan geldi. tipik American Heroes tarzinda.
Konusu ilginç ama geri kalanı hayatta kalma üzerine sonu tahmin edebileceğiniz bir eser olmuş. Bilim kurgu konusunda o kadar fazla okumasam da gerçekçi bir eser fakat anlattıkları hep basit şeyler.
Sadece Türkiye de mi bu kadar abartılmış dedim ama Goodreads'de de en çok okunan 2014 yılının kitabı seçilmiş. Çok ilgincime gitti. Popülerite salgın hastalık gibi sanırım.
Uzun süredir yabancı roman okumayışımın da katkısıyla epey hoşuma gitti. Macera sevenler kaçırmasın. Teknik terimler de var ama gidiyor her türlü. Filmi gelmeden okumak lazım. Filminin vizyon tarihi 2 Ekim 2015 bu arada.
Tam tatilde okunacak kitap, çok eğlenceli. Kitapta geçen olayları önümüzdeki 20 yılda görebileceğimizi düşünüyorum. Roman gerçeğe dayalı bilim-kurgu; Marsta yaşam, uzayda yolculuk, tarım işleri, Andy Weir gerçekçi olması için sağlam araştırma yapmış. Tabi geçtiğimiz aylarda Marsta su bulunması işleri biraz değiştirmiş olabilir.
İçinde pek çok kimya,botanik,mühendislik... bilgileri barındırmasına rağmen mizahi yönü ve cümlelerinin kolay anlaşılabilir ve açık olması okunmasını kolaylaştırıyor.Sonunun az çok tahmin edilebilir olması kitabın soluksuz okunmasına engel değil.Bilmenize rağmen Mark Watney'nin karşılaştığı zorlukların içinden ustaca çıkmasını,zekice çözümlerini kitaptaki dünyanın içinden takip edip,oradaki insanlarla birlikte heyecanlı bir şekilde Watney'nin kurtuluş planına şahit olmak eğlenceliydi.Bundan böyle Watney benim 2. Sherlock'um sanırım. :)
Kitaptaki bilimsel terimler oldukça yoğundu ara sıra sıkılır gibi olsam da Mark Watney karakteri o kadar esprili ve eğlenceli bir karakterdi ve kitap o kadar akıcı ve sürükleyiciydi ki elimden bırakamadım. Acaba kitapta Mark'ın hayatta kalmak için yaptıkları bilimsel olarak gerçekleşmesi mümkün mü yoksa kurgudan ibaret mi merak ettim. Andy Weir nasıl da zeki bir adam. Bu türü sevenlere kitabı mutlaka tavsiye ederim.
Roman oldukça akıcıydı. Kitaptaki bilimsel terimler bile sizi yormuyor aksine sorunları nasıl çözeceğine dikkat kesilmenizi sağlıyor. Açıkçası ben yazarın, kahramanın Mars'ta tek başına kalmışlığına odaklanmamasını da sevdim. Onun tek hedefi hayatta kalmaktı ve bunun için uğraştığından üzülmeye yeterince vakti yoktu diye düşünüyorum. Ha dili oldukça basit tutulmuştu ama zaten kim bu kitabı edebiyat bilgisini genişletmek için okur ki?
Bir kitaptaki karakterlerin zeki olmasi için o yazarın da en az karakterler kadar bilgili ve zeki olması gerektiği kanaatindeyim.Ve Andy Weir...şu ana kadar okuduğum tüm kitapların yazarları arasindaki en zeki yazar diyebilirim.Ve eminim sizde okuyunca bana tamamiyle katılacaksınız.Adam sanki gerçekten böyle durumlarda kalmış gibi bize Mars'tan tüm zorluklara rağmen bilimle kurtuluşunu kurguda benim zannımca hiçbir hata yapmadan veyahut bize en ufak kusuru hissettirmeden zira aklınızın ucuna bile gelmiyor hata olduğu ki yok zaten,her neyse,anlatmış.Bayıldım ya.O bilimsel açıklamalar falan ,ne sıkması ben çoook sevdim o bölümleri.Sadece bu kitaba özel galiba.Sadece Andy'e özel.
Kitaba başlarken bu kadar güzel bir bu kadar da komik (çok komik olduğundan bahsetmiş miydim?) olduğunu bilmiyordum.Hem yorumları okusam bile inanmadım.Dedim sonuçta Mars yani,Yıldızlararası filmi gibi beni sıkacak bir kitap olacak galiba.Ah demez olaydım.Kitaba küfretmişim.Özür dilerim Andyciğim.
Yıldızlararası filmini çok seven var.Ben sevemeyen o azıcık kısımdayım.Çünkü ne kadar bilimkurgu filmleri sevsemde şu filmlerdeki uzay yavaşlığı beni çok sıkıyor.Bir an önce bitsin istiyorum.
Bu kitabı da sevmeyenlerin olacağını anlayabiliyorum ve herkesin seveceğini de sanmıyorum.Çünkü bilimsel anlatım çok yapılmış .Yok nitrojeni yakmadır ,yok O2 ve CO2 dönüşümleridir,yok RTJdir falan.Var bayağı böyle terimler.Ki olması lazım.Bu kitabı bu anlatımı göze alarak okumalıyız.Adam bu konuda sıfır bilgisi olanlar için (bkz.ben) en baştan ayrıntılarıyla anlatmış.Sonuçta 'Marslı' adlı kitabı okuyoruz.Ve adam daha nasıl anlatsın o terimlere değinmeden.Ki bu bilimsel anlatım kısımlarını bile esprili bir dille gayet başarılı bir şekilde işlemiş.Ah anlatmayacağım daha, ben çok sevdim.Favorinin de favorisi.Bilimsel bir kitap ancak bu kadar akıcı olabilirdi diyecek kadar büyük konuşabilirim bu kitap için.
Kitabın konusuna gelirseeeek;Mark Watney ve onun 5 ekip arkadaşı Mars'a Ares 3 programıyla çeşitli deneyler için gidiyorlar.Mürettebattaki her bir astronotun uzmanlık alanları var,görevleri var.Başarılı bir şekilde Mars yolculuğunu tamamlamış ve Mars'a varmışlardır.Ama Sol 6'da (Her sol bir buçuk Dünya gününe tekabül ediyor) işler değişiyor.Çok büyük bir fırtına bu maceracı,çılgın gençlerimizi tehdit ediyor.Bunun sonucunda ise görev iptali gerçekleşiyor NASA tarafından. Tam bu çılgın kardeşlerimiz Mars'ı terk etmek için MTA'larına binmeye çalışıyorlar.Bu sırada fırtına bir anteni koparıyor ve doğruca şanslı bir arkadaşımıza çarparak onu mürettabattan uzaklaştırıyor.O şanslı kişi:Mark Watney.Ve bundan sonra Mark'ın şahit olacağımız ve hiçbir astronotun başına gelmesini istemeyeceğimiz bir hayatta kalma serüveni başlar.
Bir kitaptaki bütün karakterler mi sevilir?Neredeyse bütün karakterler mi komik olur?O kadar çok güldüm ki...Sanmayın kötü durumlar olmadı,işler ters gitmedi diye zira her zaman işler kötüye gitti ama bizim keskin zeka Mark ve yazar Andy baş başa verip bütün sorunları aşıyorlar.Gerekirse Mars'ta patates bile yetiştirdiler ama yine de Mark vazgeçmedi.Hatta kitabın sadece yarım sayfalık bir yerinde umutsuzluğa kapıldı ki ben olsam kendimi boğardım o olayda,ama Mark hemen toparlandı ve neşesi tam gaz devam etti.
Diyecek çoook sözüm var bu kitap hakkında.Ama son olarak şunu söyleyeyim sonunu eksik buldum. Yani Mark kurtarıldıktan sonra Dünya'daki ilk günlerinden falan da bir şeyler okumak isterdim.Zira gayet komik olurdu diye varsayıyorum.
Her neyse,kitaba başlayınca benim gibi karamsarlaşmayın.Şayet bilimkurgu seviyor ve uzay hakkında,astronotlar hakkında bir şeyler okumak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.Bunlar hakkında bir şey okumak istemiyor da olsanız tavsiye ederim.Çok ilgi çekici bir kitap ve keyifli okumalar dilerim.Tavsiyeeeeeee!
Keyifli, eğlenceli anlatımıyla sürekli olarak problem çözme becerisi üzerine kurulu bir bir kitap. Bilimkurgu sevenlerin kesinlikle okuması gerek. Mizahla bilimkurguyu çok güzel harmanlamış.
Bu kitabı ya çok seviyorlar ya da hiç sevmiyorlar. Çok büyük beklentilerle başladım fakat sevmedim. Tam bir ayda okudum!
Beklenmedik bir şekilde bitti aşırıda sürükleyici değildi açıkçası. Filmi izlemek için okudum kitabını resmen
Kitaba başlamadan önce hiç böyle bir yorum yapacağım aklıma gelmezdi. Ne de olsa kitabı okuyanlar öve öve bitiremiyordu. Ülkemizde de, yurt dışında da bir tür internet fenomeni haline gelmişti kitap, haliyle beklentim büyüktü.
Açıkçası hiç beğenmedim. “Allah’ım nolur bitsin artık!..” diye diye bitirdim kitabı.
Bitmek bilmeyen bilimsel açıklamalar, sayısal terimler, teknik veriler, bla bla bla…Kitabın daha en başında bilgi bombardımanına maruz kalmaya başlıyoruz ve kitabın sonuna kadar bu durum hiç bitmiyor. Fenalıklar geçirecektim en sonunda.
Çok daha farklı bir hikaye ve anlatım tarzı beklemiştim ben, Mars’ta tek başına kalan insanın çaresizliğini, yalnızlığını ve hayata tutunma isteğini etkileyici bir edebi metin ile okuyacağımı sanıyordum. Ama ciddi bir hayal kırıklığına uğradım. Kitabın çok basit bir dili var ve hiçbir şekilde bir derinliği ve etkileyiciliği yok. Bu konuda kesinlikle uzman değilim ama “bilimkurgu edebiyatı”nın bu olmadığını gayet rahat bir şekilde söyleyebilirim.
Roman kahramanımız olan Mark Watney karakterine (gerçi ortada bence bir karakter bile yokya) ise hiç alışamadım ve beni hiçbir şekilde “Mars’ta tek başına kalmış bir adam” olduğuna inandıramadı. Issız bir çiftlikteymişçesine patates yetiştiriyor, gezintiye çıkıyor, duş alıyor vs. Ayrıca bütün sorunları lay lay lom şeklinde hiç zorlanmadan çözüveriyor. Esprileri ise "hadi sıkıldınız burada, bari biraz gülün" dercesine çok çocukça ve zorlama.
Okurken hiçbir aksiyon, heyecan ve gerilim yaşamadım. Bu da bana göre kitabın başarısızlığını gösterir.
Sonuç olarak, bu kadar ilginç ve farklı bir konu ancak bu kadar teknik bilgilere boğdurularak, sıradan ve sıkıcı bir metin haline getirilebilir, tebrikler sevgili Andy Weir. Çok büyük bir hayal kırıklığı!.
Öncelikle sci-fiction olmasına rağmen biz göremesek bile (ki muhtemelen bunu yakalayacak kadar yaşama ihtimalimiz de az değil) yakın zamanda Mars'a insanlı uzay aracı bir şekilde gönderilmeye başlanacak. Bu açıdan bakıldağında o kadarda sci-fi gibi bir kategori içinde değerlendirilmesine içim vermiyor.
Okuyucuların bir kısmına göre kitap içinde çok fazla bilimsel açıklama bulunduğundan yorucu gelmiş olabilir ama kendi açımdan baktığımda (ki astronomi eğitimi almış biri olmamın bu bilimsel açıklamalara aşinalığımın olması normaldir) çok gerçekçi temeller üzerine atılmış ve uzun araştırılmalar sonucunda bu kısımların özenle yazılmış olduğunu hissettim.
Mars'ta Cuma'sız bir Robinson Crusoe okurken çok eğlenceliydi. Özellikle sadece bir insanın hayatını kurtarmak için milyarlarca insanın nefesini tutması harcanan o kadar para yazarında dediği gibi "her insan evladının diğer insanlara yardım etmek için temel bir içgüdüsünün olması" ilkesini hissetirmesi çok güzel.
Fragmanıyla ilgimi çeken ve kurgusuyla baya iyi iş çıkarmışlar dediğim bir kitap. Soluksuz okutuyor kendini.
Yalnız mars'ta yalnız kalan birine göre ruh hali otobüsü kaçıran biri gibi değil de biraz daha travmatik işlenebilirdi. Ardı ardına gelen sorun çözümleri de yok artık dedirtebiliyor.
The Martian (Marslı), Goodreads'te okuyucu oylarıyla 2014 yılının en beğenilen BK romanı seçilmiş olduğundan ilgimi çekmişti. Böylece, goodreads oylarının da IMDB puanlarına benzer şekilde ana akım okur/izleyici ağırlığına sahip olduğunu "tecrübeyle sabit" hale getirdiğimi söyleyebilirim.
Roman, düşük bütçeyle kotarılmış bir film tadında. Mekanın/dekorlar ikna edemediği, arka planda inandırıcılığın kurulamadığı bir yapıya sahip. Kısacası son derece sığ...
"Edebiyat, zamanda, mekanda seyahatimizi sağlayan; yaşadığımız gerçeklikten başka bir gerçekliğe geçiş kapısı olan bir sanattır" diye düşünüyorsanız, bu kitaptan uzak durun.
Goodreads değerlendirmeme uyarak (1/5), on üzerinden iki veriyorum.