http://kitabisevda.blogspot.com/2012/12/obsidiyen-jennifer-l-armentrout.html
Okuyucu testi için linki ziyarte edin :))
Uzun zamandır gerçekten bir kitaba bu kadar büyük bir beklentiyle başlamamıştım, gerek orjinalini okuyan bloglar olsun, gerek DEX'ten paylaşılan bilgiler olsun yaklaşık 1 aydır kitap için meraktan ölüyordum. Eh birde yayınevinin kendisi Deamon'a öküz diye girişince bu merak tavan yapmayı bırakın Nirvanaya kadar ulaştı!
Değdi mi peki? Cheshire kedisi gibi sırıtarak, tatmin olmuş bir şekilde evet diyorum. Size şöyle ifade edeyim; kitabı elime aldım ve bırakamadım, ertesi gün 5 de kalkacağımı bile bile saat 2'ye kadar okudum ve 3 saat uykuyla, bugün, benden daha mutlusu olamazdı.
O bir öküz!
O bir uzaylı!
O gizli bir kahraman!
O bir Adonis!
Kimden mi bahsediyorum? Gönülleri fet eden bir öküzden, Daemon'dan!
O bir Blogger!
O bir kitap kurdu!
O bir vahşi cazibe!
Onun adı Katy :D
Bu iki karakter beni gerçekten çok eğlendirdi. Aralarında geçen her sohbet çok eğlenceli, romantik ve bir şekilde Daemon'un öküzlük yapması ile son buluyordu.
Katy'nin blog bağımlısı olması çok hoş bir ayrıntıydı :D
Obsidiyen beni daha ilk sayfadan içine çeken bir kitap, Florida'dan küçük bir kasabaya taşınmış olan Katy, en yakın marketin yerini sormak için kapı komşusunun zilini çalıyor ve insana dilini yutturacak kadar yakışıklı, yarı çıplak ve bir o kadarda öküz Daemon açıyor kapıyı. Daha ilk karşılaşmada kıvılcımlar kopuyor ama işte Daemon ağzını açtığı an Adonis kılıklı bir canavara dönüşüyor. Ağzından her çıkan söz bir hakaret! Toplanıp dövsek mi, kaçırsak mı?
İşin garip yanı bu öküzün bir o kadar da sevimli bir ikizi var, adı Dee. Kız kardeşi ile Katy hemen arkadaş oluveriyorlar. Ama bu kasabada, ikizlerde garip bir şeyler var.
Bu gariplik Daemon'un Katy'nin hayatını kurtardığı bir gece ortaya çıkıyor. Aslında onlar uzaylılardır. Şok!
Bu Katy için hiçbir şeyi değiştirmiyor tabii. Bir kaç ufak güç gösterisi dışında :D
Kitap bana biraz Alacakanlığı hatırlattı, konu açısından değil, anlatımın ise alakası yok ama büyük şehirden küçük kasabaya taşınan, kendi güzelliğini bilmeyen bir kız; paranormal bir yakışıklıya aşık olur ve onun ailesi ile tanışır. Lise sahneleri, benden, bizden uzak dur sahneleri...
Bunlar dışında tamamiyle farklı, bana kahkaha attırıp umulmadık tepkiler çalan, tutkuyla diğer kitaplarını bekleyeceğim bir kitap.
Kitabı Daemon ile Katy okutuyor bu bir gerçek, aralarındaki çekim muhteşem. Karakterin üzerindeki tehlike geri planda, sonu ise biraz eksik ama boşverin bunu. Daemon! Bende bir uzaylı istiyorum!
Peki bizler bu uzaylı öküzden kendimizede istesek -ki istiyorum-işaretleri nasıl tanırız?
İşte burada devreye Uzaylı Öküz Tanıma Rehberi Giriyor :D
*Nutkunuzu tutturacak kadar yakışıklıysa,
*Yeşil Gözlüyse,
*Üçüz ise ve üçüzlerle geziyorsa,
*Kasları mükemmelse,
*Kapısını çaldığınızda size özürlü muamelesi yapıyorsa,
*Sizi öfkelendirmekten zevk alıyorsa,
*Matematik dersinde sizi kalemle dürtüyorsa,
*Karışık sinyaller veriyorsa,
*Arada sırada ışık topuna dönüşüp, zamanı durdarabiliyorsa,
karşınızda bir uzaylı öküz vardır, dikkat edin ya da üzerine atlayın.
Bu kitabı bir an önce edinip okumalısınız ki birlikte Daemon diye ayılıp bayılalım. Çok sevimli bir öküz, tabii odun ve ayrıca hıyarda.
Sen kızı öpüp sonra nasıl çekip gidersin be adam!
Jennifer L.Armentrout ilk kitabıyla gerçekten iyi işler başarmış.Uzaylı konusu ve aşkı ele alarak ortaya çok hoş bir kurgu sunmuş.Bence fantastik kitapseverlerin okuması gereken kitaplardan biri.Serinin ilk kitabıyla çok iyi bir çıkış yakaladığını düşünüyorum.Karakterler ve anlatım çok kuvvetli olmuş.Sıkıcı unsur bulunmuyor bile.İyi bir yazar olduğunun kanıtını bu kitabında göstermiş yazar.
http://illekitap.blogspot.com/2013/01/jennifer-l-armentrout-obsidiyen.html
Lux serisinin ilk kitabı ve ben çok beğendim. Başlarda biraz sanki Twilight havası sezinledim. Uzaylı bir çocuk uzak durması gereken insan bir kız... Hatta bazı sahneler anımsattı da ama genel anlamda özgünlük olan ilginç ve çok kolay okunacağı gibi zevkli okuma saatleri vaat eden bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Yazarın dili çok iyi... Cidden çok sade, anlaşılır, kolay okunan, akıcı ve sürükleyici bir dili var. Kurgusu da çok iyi kopukluklar yok ve tamamen oturtulmuş... Karakterleri olsun, yer betimlemeleri olsun tam okuyucunun kafasında canlandıracağı şekildeydi.
Yazar kitabın sonunda iki bölüm tam anlamıyla Daemon tarafından merak edeceğimiz sahneler onun dilinden yazılmıştı. Kitap hep Kat'in dilindendi ama en merak ettiğim -okuyan çoğu okuyucunun da merak edeceğini düşündüğüm- iki kısım Daemon'ın ağzından anlatılmıştı ki bunu çoook sevdim. En azından onun da tarafından okuduk ve içindekileri gördük :)
Daemon'a zaman zaman sinir olsam da sevdiğim bir karakterdi ve açıkçası bazen bazı sinir edici sözleri onda sevimli hale geliyordu. Dee ise tam bir şeker kızdı. Kat'in davranışlarını ise hep onayladım ki bu ilk defa bir kitapta oluyor. Hep öyle böyle şöyle yapmamalıydı dediğim bir ana kadın karakter olurdu ama Kat... Harikaydı. Hele ki Ash'in kafasına makarnaları indirmesi... Anlatılamaz...
Çok konuşup kitap içeriğine girmeyeceğim. Kitabı hatta seriyi tavsiye ederim eğer fantasik&aşk kitapları seviyorsanız. Ben çok sevdim... İlk DEX kitabımdı ve yayınevinin çevirideki kusursuzluğu çok hoştu. Gerçi küçük imla hataları gördüm ama önemsemiyorum şahsen. Umarım ikinci kitap kısa zamanda gelir.
Küçük bir dip not olsun :) Kapağa bayıldım :))
Alacakaranligin uzayli versiyonu gibiydi.akiciydi..daemon ve edwardin tek farki daemonin bir okuz olmasi idi... :)
http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/obsidiyen-obsidian-by-jennifer-l.html
Lux Serisi birinci kitaptır.
Dikkat bu öküz hem kalbe hem akla zarar!
Okuduktan sonra NASA'yla irtibatlaşıp gezegeni bulmak isteyebilirsiniz!
Kitap bittikten sonra düşüncelerimi anlatmaya çalıştım ama hislerimin tarifi yok. Yeni bir sözcük ve kavram eklesek sözlüğe o bile yetersiz kalır arkadaş! Böyle, hani ilk kez aşık olmuş sersem genç kızlar vardır ya. Dünya etraflarında döner, her şey toz pembe olur. Hah işte ben ondan bile beterim ve Dünya'nın etrafımda dönmesini bırak kendi etrafında dönemeyecek kadar dondu her şey! Yahşuhlu öküzüm Deamon'Mun her haline ayrı bir kalp çarpıntısı yaşadım. Bir insan bir öküze aşık olabilir mi? Ben oldum. Hem de çok feci şekilde....
Şimdi siz "bu kız neler diyor, kimlerden bahsediyor, aha sonunda bir kitap kurdunu daha kaybettik iyi mi?" tarzında şeyler söylüyor olabilirsiniz. Bunu söyleyenleri biliyorum.
Siz daha bu muhteşem kitabı okumayan kitap kurtlarısınız ve benim koleksiyonum nadide mi nadide, muhteşem mi muhteşem, öküz mü ÖKÜZ, hıyar mı HIYAR, seksi mi SEKSİ.... öhöm tamam toparlanıyorum. Evet, salyalarımı da sildim. Nerde kaldık, ah, evet, koleksiyonumun "yahşuhlu öküz" kategorisinden kıyyymetlimmmm, biricik aşkım Deamon'M ile tanışmamışsınızdır demektir. Ki kendisi öyle bildiğiniz erkeklere benzemez. Hoş böyle bir erkeği bileceğiniz de sanmam çünkü kendisi bir uzaylı. Evet, yanlış okumadın o bir uzaylı amma ne uzaylıııı *.* Bir bakışı önce yakıyor sonra küle çeviriyor. Durum vaziyet bu olunca kim takar uzaylı olmasını ya da tam bir öküz olmasını!
Kitap, kızımızın taşınma sonrası yaşadığı o sevimsiz ruh haliyle başlıyor. Etrafta açılması gereken onlarca kutu ve güncellenmemiş bir blog da sizde aynı etkiyi yapar. Bunlar yetmezmiş gibi annesi de yemek yapacağım diye etrafı dağıtır ve yumurtaları yakar. Yine de tüm bunlara rağmen kızımız annesine kızamaz çünkü babası öldükten sonra dağılan annesi kendisini toparlamak ve kızıyla arasını eskisi gibi yapmak için çaba harcıyordur. Kitap boyunca annesi ile olan ilişkilerini sevdim. Annesi çok muzur ve kızını sürekli bir şeylere teşvik etse de Katy pek o tarafların insanı değil. Yani değildi. Ta ki sevgili öküz Deamon'la tanışıncaya kadar.
Deamon ile karşılaşmalarına öyle bir dalmışım ki kız ne yaparsa ben de aynen tekrar ediyorum. Hem tekrar etmemek elde mi? Böyle bir ilk karşılaşma olabilir mi ki? Aklınızdaki tüm o efsanevi ve peri masalı karşılaşmalarını unutun. Daha önce böyle bir ilk karşılaşma yaşamamışsınızdır eminim. Sizinle bu karşılaşmayı paylaşmayacağım boşuna beklemeyin. Okuyun ve sonra bana "iyi ki yazmamış ya yoksa büyüsünü bozardı" diyerek bolca Deamon'lı dilekler yollayın. Seve seve, koşarak ve sekerek kabul ederim böyle dileği sevgili okuyucu O.O *.*
Kızımızın hayatı bu karşılamadan sonra değişiyor zaten. Çünkü bu karşılaşmadan sonra yahşuhlu öküzümün kızkardeşi Dee ile tanışıyor, Siyah Giyen Adamlar vari insanlar görüyor, kasabalıların gözleri ona dikiliyor, bazen gördükleri yüzünden kendinden şüphe duyuyor, sessiz sakin Katy'nin yapmayacağı bir şekilde bir kıza haddini biliriyor ve okulda bayağı konuşuluyor, içindeki güçlü bir karakter uyanıyor ve belki de her ne kadar itiraf edemese de ilk aşkı ve getirdiği üzüntüleri yaşıyor. Fazla üzücü oldu sanki bu son durum. Merak etmeyin elbet rüzgar ters eser ve her şey düzelir. Hatta düzelmiş bile olabilir. Orasını keşfetmek size kalıyor.
Şimdi şu uzaylı meselesine gelirsek. Katy'nin bunu öğrenene kadar haşatı çıkıyor resmen. Çünkü bizim sevimli Luxen ırkını öldürmek isteyen karşı gruptan bir Arum kızımızı fena hırpalıyor. Neyse ki Deamon'nun bir diğer kişiliği olan kahramanlık baş gösteriyor ve kızımızı kurtarıyor. Üstelik bu son değil. Biliyorum inanması zor ama Deamon'M benim ondan her şeyi bekleyin. Tahmin edilemez bir uzaylı o hem de hıyar olanından. Tabi Arum saldırıları bununla bitmiyor. Kitap bizi sonuna kadar bir diken üstünde tutuyor. Katy ve Deamon ateşle barut olunca yan yana geldiklerinle onlar bu fitili ateşlemezse evren ateşler misali olaylar oluyor. Bu olaylar sonucunda kızımız Deamon'nun uzaylı olduğunu öğreniyor. Kızımız bu durumu sakin karşılıyor yani hemen hemen. Dışarıdan pek belli etmese de içinde bazı şaşkınlıkları oluyor. Kitabı okuduğunda merak ettiğiniz bu uzaylı türünü daha iyi anlayacağınızdan sizden bu bilgileri mahrum bırakıyorum ;)
Şimdi gelelim kitabımızın karakterlerine:
Katy: kendisi bir blog sahibi ki bu özelliği onu bir kez daha sevmemi sağlıyor. Diğer sevme nedenlerim de hem düşünce tarzını beğenmem hem de hemen hemen her konuda samimi olması. Öyle diğer kızlar gibi sadece dış görünüşe aldanmıyor, anne babası gibi bir ilişki istediği için Deamon'a bile karşı koyabiliyor. En azından bir yere kadar. Ben olsam üstüne atlardım heralde daha ilk karşılaşmada :) Sonra kızımız böyle çok zorlu durumlarda bayılan baş karakterler gibi değil. Sonuna kadar dayanıyor. İçinde güçlü bir yan var. Karşısındaki iyi biri olduktan sonra türü umrunda değil ya da başkalarını düşünceleri. Kim ne derse desin ve ne olursa olsun Dee'ye asla sırtını dönmüyor. Hatta arkadaşı için hayatını tehlikeye atıyor.
Deamon'M: ne desem yetersiz kalır. Zaten onu bir anlatmaya başlasam uzun olan yazım kendini aşıp Dünya'nın en uzun yazısı olur, sonsuzlukla buluşur. Bu yüzden size kısaca anatırsam. Kendilerini her görüşte aşkım diye bağrıma bassam da bir yerde öyle bir öfkelendiriyor ki damarlarım alev alıyor. Beyzbol sopası ile beynini dağıtmak ve adam etmek istiyorum. Nasıl olsa iyileşebileceği için öldürme korkum da yok. Tabi ben ona ne zaman kızsam, böyle pataklamak istesem hooop bir şey yapıyor ve bende tüm film kopuyor. Sonra tekrar sırıtıyorum ve erimeye devam ediyorum. Tamam, çok öküz ama kendi çapında da bir romantikliği var. Hıyar, öküz ve çok uyuz olabilir ama unutmayın ki yaşadıkları onu böyle biri yapmış. Tüm bu bileşimleri düşününce insan kendinden geçmiyor değil. Size bir uyarım var, olur ki onu bir yerde görürsünüz lütfen benimle irtibata geçiniz hemen! Aramıza girmeye çalışmanızı tavsiye etmem. Zira bu yahşuhlu öküzüm için seri katil bile olabilirim. Ve kurbanlarımı da Deamon'M hayranlarından seçerim ona göre!
Dee: Deamon'nun kız kardeşi ve öküzümüze göre oldukça iyi biridir. Sevecen, güzel ve kendi türünden çok insanları seven bir kızdır. Katy ve o en iyi arkadaştır birbirleri için. Uzaylı gezegeninden gelen diğer üçüzlerden Adam ile çıkmaktadır. Onu sevmemek elde değildir.
Ash: bu kız varya bu kız, bu uyuz sinir ve pislik insanı -pardon uzaylıyı elime verseler evire çevire meydan dayağı atarım. Gerçi bu her okuduğumda gözlerimden ateş fışkırmasına sebep olan kıza yüzü gene Deamon veriyor. Bu sebeple öfkem iki katı artıp Fantastic Dörtlü'nin Johhny'sinden daha fazla ısı yaydığıma eminim. Kızımızın bir ara ona haddini bildirmesi bile bana yetmiyor ya neyse...
Diğer karakterlerde okurken arada karşımıza çıkan ve sevip sevmemin size kaldığı karakterlerdir. Ben yukarıda benim için önemli ya da uyuz olan karakterleri tanıttım. Gerisi tamamen sizin insiyatifinize kalmış.
Kitaptaki keilme saçimleri ve atışmalar kitabı okumayı oldukça zevkli kılıyor. Kitabı okurken insan kendini sürekli sırıtırken buluyor. Gerçekten komik yerlerle dolu. Arada bazen duygulanıp ağlama noktasına ya da o üzüntüyü derinden hissedeceğiniz noktalara da geldiğiniz oluyor. Zaten bu iki hal durumunda değilseniz eminim bolca Deamon'a sövüp sayıyorsunuz demektir.
Kitapta olumsuz olarak, bazı yerlerinde bana alacakaranlığı hatırlatması hoşuma gitmedi. Deamon'nun ruh halinin çok değişken olması da beni ayrı sinir etti. Hele kızımızla onca şey yaşadıktan sonra bunu krediye bağlaması ya da Ash'le çok samimi olup "hayır biz çıkmıyoruz" demesi beni deli etti. Kayışı kopardığım yer aslında şu yemekhanedeki rezil etme kısmı olabilirdi ama kızımız haddini bildirince benim için o nokta, yaşadıkları hızlı bir sahne sonrası bunu izi geçirmeye bağlaması oldu. Bir de sevgili blogger arkadaşımın dediği gibi son yerdeki karışılamada Arum öldürdüğü yer beni tatmin etmedi. Olayı daha iyi anlatabilirdi ya da olanları daha iyi bir şekilde açıklayabilirdi yazar hadi hiç olmadı bu gösteriyi yahuşuhlu uzaylımız yapsaydı belki gizeminden daha tatmin edici bulabilirdim. Bunlar dışında bir de en sonda hafif bir tatminsizlik yaşadım ama belki de böylesi daha iyi oldu. İkinci kitaba bizi keyifli bir kedi-fare oyunu bekliyor olabilir ;)
Son olarak verdikleri yahşuhlumun bakış açısından bölümleri okurken kalbim nasıl dayandı hiç bilmiyorum. Ama bitirip devam edince ve böyle bir süprizle karşılaşınca halimi siz düşünün O.O <3
Bitirdikten sonra tek düşüncem, sıradaki kitabın bir an önce çıkması için Dünya'nın yarısını gözümü kırpmadan Arum'lara teslim edebileceğim oldu.
bu kitap hayatımda okuduğum en iyi aşk kitabı (aslında ben daha çok savaş kısımlarına bayılıyorum)
Daemon tam bir öküz :) Ama farklı bir öküz:) Katy ye kedicik deyişi,aralarındaki diyaloglar aldı götürdü resmen :) Çok güzellll.
İlginç, eğlenceli, komik ve paranormal... Jennifer L. Armentrout artık sahiden favori yazarlarımdan!!! Obsidiyen'i gerçekten tavsiye ediyorum=) İYİ OKUMALAR =D
Mükemmel !! Uzun zamandır okuduğum en mükemmel kitaplardandı, alın okuyun ve Daemon Black'e aşık olun! Kitap tüm beklentilerinizi karşılıyor.
ergen kitabı olduğunun farkındayım lakin kafa dağıtmak başka dünyalara yolculuk etmek için sevdiğim fantastik bir kitap.
Vampir, Kurt Adam, Zombi, Melek derken aramıza uzaylılar da katıldı, yer açın canlarım. Biz hep onları eciş bücüş, dünyayı ele geçirmeye çalışan yapışkan ve istilacı yaratıklar olarak tanırdık ama Deamon tüm ön yargıları kırdı... :)
Kat, annesiyle yeni bir kasabaya taşındığında tek yapmak istediği kitap blogunu yazmak ve bahçeye çiçek ekmekti. Kimseyle kaynaşma gibi bir niyeti yoktu... Zaten hiçbir zaman çok girişken biri olamamıştı... Ama annesi onu komşuları olan 2 kardeşle tanışmak konusunda cesaretlendirdi.
Kat "Market yolu" sorma bahanesine sığındı, kapıyı çaldı ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı artık... (vay be ne dramatize ettim:)
Kapıyı açan asık suratlı ama yakışıklı mı yakışıklı; dağınık simsiyah saçlarına ve kopkoyu yemyeşil gözlerine bittiğim Daemon'du. Daemon daha ilk dakikadan Kat'i terslemeye ve aşağılamaya başladı. İkiz kardeşi Dee ise Daemon'un tüm engelleme çabalarına rağmen Kat'in en yakın arkadaşı oldu... Ama bu ikizler Lux adlı gezegenleri yok olunca Dünya'ya yerleşen Luxen adında ışık varlıklarıydılar.
Karakterler:
Kat'e sevdiklerim kısmında değineceğimden kendisini atlıyorum.
Daemon, seksi uzaylımız. Seksi olduğu kadar da bir ÖKÜZ kendisi. Kitabı okumadan önceki yorumlarda Öküz dendikçe, bu çocuk ne yapıyor da Öküz demiş kızımız buna diye merak ediyordum, şimdi bakıyorum da gerçekten Öküz!!! Kızımıza karşı sürekli kırıcı ve alaycı davranıyor ısrarla. En büyük öküzlüğüyse: "Artık neredeyse hiç parlamıyorsun." repliğini kullandığı kısımdı.
Dee, Daemon'un dünya tatlısı ikizi. Kat'den çok farklı olarak neşe dolu bir kız ve Kat'in en iyi arkadaşı. Sevilesi karakterlerden.
Ash, kardeşleri ve Matthew'u şimdilik sevemedim. Simon ise elleri dost canlısı arkadaş, başına gelenleri hak etti bence...
Sevdiklerim:
İkilinin her saniye atışmaları beni benden aldı. Kitap boyunca tebessüm etmenizi sağlayacak hoş didişmelerdi bunlar. Birbirlerinde hoşlanmadıklarını her dk söylemelerine rağmen sürekli birlikte olmalarıysa daha da hoştu.
Kat'in kitap blogger'ı olması tabi ki. Ki ilk sayfada beni yakalayan bir şeydi bu. Eminim çoğumuz onda kendimizi gördük. Blogunun başına geçip yorum yazılmadığı için insanlar berbat, takipçisi arttığı için insanlar harika diye değerlendirme yapması gibi... :) Sıradan esas kız gibi dursa da oldukça zeki ve eğlenceliydi. Daemon'un laf sokmalarına çok yerinde karşılıklar verebiliyordu ki bu Daemon'un bile hoşuna gidiyor :)
Daemon'un kızımızı arka sıradan sürekli kalemle dürtmesi... :) Öldüm bittim orada...
Karkuşu'nun hikayesi ve karakterlerimizin daha sonra bu hikaye üzerinden yaptıkları sohbet.
Daemon'un sırrı açığa çıkma tehlikesine rağmen kızımızı hep koruması, kurtarması...
Kitabın sonunda kısa bir olayların Damon'u gözünden verildiği bir bölüm bulunması...
Sevmediklerim:
Kat'in çok sık da olmasa dudağını ısırması. Son okuduğum bir kaç kitaptan sonra bu dudak ısırma işi aldı yürüdü, bir seksepalite simgesi oluverdi, bu da benim hoşuma gitmedi...
Luxenlerimizin kendilerini gizleme ve bahane bulma konusundaki acemilikleri. Başka gezegenden dünyamıza gelmişsiniz, kimliğiniz saklı kalmalı diyorsunuz ama çok ihtiyatsız davranıyorsunuz bu konuda. Suyun altında 10 dk kalmalar, hızlı hareket etmeler, zayıf bahaneler. Daha ilk dakikadan bizde bir tuhaflık var dedirttiniz resmen.
Daemon'un Kat'e Kedicik demesi hoştu ama bu aralar birkaç kitapta daha karşıma çıkan bir hitap olduğu için nedense biraz soğudum bu laftan.
Ash karakteri ve karanlık varlıklar olan Arumlar tabi ki. Arum'lar ışık varlıkları olan Luxen'lerin en büyük düşmanları... Buldukları yerlerde öldürmek istiyorlar Luxenciklerimizi.
Savunma Dairesi olayı. Bence bunun altından bir şeyler çıkabilir ilerleyen kitaplarda. http://benherneysemo.blogspot.com/2013/02/obsidiyen-jennifer-l-armentrout-lux-1.html
Fantastik kitap severler bu kitabı atlamasın derim! İncelemem;
http://kitaplarinsenfonisi.blogspot.com.tr/2014/03/obsidiyen-jennifer-l-armentrout-kitap.html
İyiki okuoku.comdan sipariş etmişim ve okumuşum şuan serinin hepsi kitaplığımda var ve favori serilerimin arasında :) tavsiye ederim .
Güzeldi. Ancak keşke yazar Katy ve Daemon uzay hakkında konuştururken azıcık daha bilgi toplayıp kolaya kaçmasaymış.
BU KİTABA BAYILDIM. Uzun zamandır iyi kitaplara açlık duyuyormuşum ki resmen yedim ben bu kitabı 😂😂 Melez Sözleşmeleri'nden sonra bayılmıştım zaten Jen'e.Bu kitaptan sonra aşığım ona. Aiden'dır,Seth'tir,Daemon'dır... 😍😍😘
Daemon'a hasta oldum,evet ciddiyim.Ve bir bu kadar da,hiç tahmin etmezsiniz ama Kathy'ye bayıldım.Daha o kantin olayında büyük bir beğenimi kazandı kendisi.Hiç beklemiyordum o spagetti olayını,okuyanlar anladı 😂😍
Soluksuz ikinci kitaba başlamak istiyorum zira Daemon'dan ayrı kalmak çok zor.
Bazıları bu kitabın başlarını Alacakaranlık'a benzetmiş ama ben bir şey söyleyemeyeceğim.Çünkü okumadım o kitabı/seriyi.Biliyorum,dövmeyin beni. 😔😂
Melez Sözleşmeleri mi bu mu derseniz,hmmm,şöyle diyeyim:Lux Sözleşmeleri 😂😂😂
Çünkü iki seride farklı kulvarlarda ve ikisi de çok başarılı.Daha serinin başından bile belli oluyor güzel olacağı.Çünkü konumuz:Uzaylılar.İlk uzaylı temalı bir kitap okumamdı.Ve ilke göre gayet başarılı buldum.Nice Daemon'lı kitaplarımıza diyeyim ☺️
Şöyle dönüp baktım da ne kadar çok emoji/smiley kullanmışım.Bu demek oluyor ki,çok iyi duygular hissettirmiş bana.O yüzden sizde okuyun.
Şu an bu yorumu yazarken bile sırıtıyorum.Yeni bitirdim de kitabı,hala etkisindeyim o son kısımların.Hani "okumaya devam" yazan sayfadan sonraları...
Çok fazla uzatmadan ben ikinci kitaba başlamaya gideyim izninizle.Kesinlikle bu seriye bir fırsat verin! Belki şu an yeni bitirmemin etkisiyle biraz fazla puan vermiş olabilirim.Mesela 9 olabilir ama kıyamıyorum,bilirsiniz. 😘😍
Not: Bundan sonra en sevdiğim renk çimen yeşili ve kırmızı!!!