diğer palahniuk romanlarını düşününce zayıf. ama yine de sürükleyici, yine şaşırtıcı. yine özel bir dil.
kimi zaman rahatsız edici derecede çarpıcı ilerleyen ve karakter atlamalarıyla bazen yoran bi roman.sanırım bazı insanlar tarafından sevilmemesinin nedeni de bu.hızlı karakter geçişleri eğer ki adapte olunamam9ışsa karakterlere çok sıkıcı olabilir.ama en başından karakterlerin ruh haline inilebilirse bu roman tam bir macera ve gerçeklik vaadediyor.
benim palahniuk okurken onun beynine girdiğimi hissetmem dolayısıyla -ki bu bana bir de kafka 'da olur- kendisinin garip takıntıları olduğunu, garip olandan, mesela iğrenç kokulardan, kimsenin ilgilenmediği plastik çiçek işleme sanatından, ne bileyim burnunu karıştırdıktan sonra tatağı yiyen değil de g.tüne sokandan hoşlanması ve onlara karşı bir yakınlık hissetmesi durumu var. kitapları için araştırmasını çok iyi yapıyor. tüm bu garip huyları, yemekleri, işleri çok iyi buluyor. schiller kitap yazmanın bir matematik işlemi gibi olduğunu savunur. bu adam,yani chuck palahluluk (soyadı zor ne yapayım) tüm bu işlemleri kafasından yapabiliyor. bunu daha önce tolstoy'da şolohov'da ve onlar gibi büyük yazarlarda da gördük. işte palahluluk'un aynı klasmanda olduğu adamlar bunlar. ancak kendisinin bile büyük ihtimalle farkında olmadığını düşünüyorum. yeraltı edebiyatı 'ymış. 'sorunlu adamlar' mış. sanki dostoyevski çok normaldi! tolstoy çok normaldi! işte dönememizin kalıba koyma alışkanlığı nedeniyle harcanan bir yazar palahululuk. seçtiği konuların, bir porno yıldızının birkaç saati gibi konuların tolstoy'un kendi döneminde anna karenina'yı seçmesiyle hiçbir farkı yok oysa ki. ikisi de marjinal bu açıdan bakarsak eğer. ikisi de deha, ikisi de kendi istedikleri şeyleri kendi üsluplarıyla söylemekte usta. ancak pahaluluk'daki o 'boşverme'cilik işte tam da bu anda kendini gösteriyor. dananın kuyruğunun kopmaya başladığı, artık araştırmasını yapıp kalemi eline aldığı anda onun benzini olacak şeyi bulamıyor. tolstoy'un toplumsal gerçekleri ve karakterlerinin iç dünyasını yansıtma isteği gibi duygular palahuluk'da yok. kararmaktan, iğrençlikten zevk alma dürtüsü zaten karanlık bir iş olan yazmak ile birleşince git gide dibe batıyor ve o kadar büyük saplantılarla takip ettiği olayları bir çırpıda yazıveriyor. kurtulunmak istenen, şekilden şekle sokan, tuvalette kıvandıran mide bozukluğu gibi aynı. sifonu çekip kurtulmak istiyor bir an önce.
Saçma Salak Ne Olduğu Belirsiz Mantıksız Tek Düze Sıkıcı Gereksiz Falan Filan...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Ziyadesiyle yeraltı var fakat edebi anlamda pek bir şey bulamadım. Zaman kaybı oldu sanki.
Adından anlaşıldığı gibi değil, fakat chuck palahniuk üstadın en güzel kitaplarından diyebilirim.
Konuyu anlatarak detaylandırmayacağım. Kitaba 7 puan vermemin sebebi, bu sektör hakkında çokça bilgi ile donatılmış olması ve tabularla dolu olması. Bazı yerlerde anlam kayması yaşansa da, psikolojiyi aktarmak için -özellike- çevirmen çok başarı bir iş çıkarmış. Kitap sadece bazı bölümlerde sürükleyici olabiliyor maalesef. Olaylar sıralı bir şekilde gitmiyor. Herkes kafasına göre konuştuğu için sizin de kafanı karışıyor. Bilmiyorum, belki de Palahniuk'un amacı kafamızı karıştırmaktı bu kitapta.
Yazarın dili hoşuma gitmedi fakat işlediği konunun farklılığı bakımından ve aralara serpiştirilen bilgiler bakımından gayet hoşuma gitti bu kitap.
Çevirisinden mi yoksa yazarın kendisinden mi anlayamadım ama tutunamadım konuya. Dİyaloglar karmakarışık konu dağılmıştı. Okuduğum ya da okuyamadığım ilk ve son yeraltı edebiyatı romanıydı.
Chuck,okuduğum diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da kaybedecek bir şeyi yokmuş gibi görünen ve hiçbir şeyden memnun olmayan karakterlerden örülü ve tüm konusu itibariyle oldukça farklı bir kitap çıkarmış.Ağır bir dramla çevrili,yer yer kara-mizahı barındıran ve yine diğer kitaplarında olduğu gibi araya serpiştirdiği 'bilgi dolu' örnekleri olan bir kitap.Olay örgüsünü üç ayrı karakterinden bakışından ilerletmesi,kitabın heyecan ve merak duygusunu artırmış.Finali de bence en az kitabın tamamı kadar belki de ondan daha fazla ilginçti.. Sert gibi görünen ama sayfalarını çevirdikçe oldukça masum bir kitap..
Homofobik bir kitap olmuş bu üzücü. Ayrıca sonu iyi bağlanamamış, bağlanamadığı gibi karakterlerin derinine inilememiş. Bunlardan dolayı beni maalesef hayal kırıklığına uğratmıştır..
Bazen anlatmak istediğiniz şeyleri çok çirkin bir yolla anlatmayı tercih edersiniz. Yaptığınız şeyi değerli kılacak olansa, anlatmak istediğiniz şeyin ve üslup güzelliğinizin seçtiğiniz o yolun ne kadar çirkin olduğu ile ters orantısıdır. Palahniuk tam da öyle yapmış. Anlatmak istediği şeyi, en güzel bir biçimde aktarırken bunu belki de seçilebilecek en çirkin yolu seçerek, en zoruna girişerek yapmış. Kitabı değerli kılan ya da kılacak olan da sanırım bu...
yeni tek bir şey bile öğrenebiliyorsam o kitap benım için değerlidir şahsen.vajinal embolik sendromu bu güne kadar bir kadın olarak bilmiyordum.Chuck sayesinde öğrenmek varmış :)
çevirmeni sırf isminden dolayı davalık olsa dahi bu kitap cesaretinizi sınayan türden.
4 karakterin gözünden, farklı bakış açılarıyla anlatılmış. İlginç ve konularla alakasız serpiştirilmiş bilgiler hoşuma gitti.
Chuck Palahniuk kalitesine bence yakışmayan kitap.
Her şeyden önce bu kitabı okurken ,toplum içinde okuyorsaniz,insanların önyargı ile nasıl her şeye yaklaştıklarını kolayca görebileceksiniz. Bu kitabı adı itibariyle toplum içerisinde okumak ayrı bir dert. Anlamsız bakışlar , anlamsız yorumlar. Vs vs.. Ya ne oluyoruz arkadaşım , adamı tanısan yanlış anladığının farkına varirsin deme ihtiyacı duyabilirsiniz çevreye karşı.
Her neyse..
Kitap bekkentilerimi karşılamadı. Porno sektörüne farklı bir pencereden bakmış. Porno yıldızının 600 erkekle yatmasına dair rekor girişimi , birkaç karakter uzerinden anlatılmış. Karakterler detaylıca okuyucuya tasvir edilmiş burası hoş falan da konusu çok zorlama olmuş. Sonu biraz şaşırtsa da genel itibariyle'' okumasak da olurdu yahu '' dedirten bir kitap. Chuck hatrina okumuş oldum.