serinin ilk üç kitabının büyük bir hayranı olarak diyebilirimki bir şeyler eksikti.
En büyük eksiklik ise bana göre Lisbeth.
Kadın karaktere bayılıyorum. Her durumdan daha da güçlenerek çıkmasını okumak büyük bir hayranlık uyandırıyor bende.
O nedenle bu kitapta istediğim kadar okuyamamak üzdü beni Lisbeth'i.
Evet kabul ediyorum kitabın içinde çok çok fazla karakter vardı ancak bu kitabın baş karakteridir Lisbeth. Onun çok daha fazla olması gerekirdi.
Yazar kesinlikle bir Larsson değildi. Ancak kalemi sıkmadı. Akıcı ve okuyucusunu hikayeden koparmadı.
Ama diyorum ya Lisbeth ve tabi Camilla.
Diğer kitap nasıl ilerleyecek merak ediyorum
Yanlış hatirlamiyorsam kendini şöyle tanımlamıştı bu kez de örümcek ağına takılan kızımız "Kadınlara ve çocuklara eziyet eden adamlara eziyet eden kadın" kısaca Lisbeth Salander👏 Serinin yazarı Stieg Larsson öldükten sonra yeni yazarın aynı kurguyu, heyecanı ve anlatımı yakalayabileceğini düşünmemiştim. Tempo hız kesmeden devam ediyor.
Kadro yine çok geniş ve tüm karakterler detaylarına kadar anlatılmış. Serinin sevdiğim bir diğer yanı kitabı okurken bir çok konu hakkında da bilgilendirme yapması. Bir günde okundu bitti, sırada serinin son kitabı var.. 📖📚
Başlarda biraz yordu beni ama sonra hızlandı ve elimden bırakamadım
İlk 3'ü kadar güzeldi.
Güzeldi her zamanki gibi sürükleyicilik had safhadaydı. Ama final kısmını çok basit buldum...Daha aksiyonlu olmasını beklerdim.
Lisbeth Salander ile tekrar buluşmak keyifliydi. Serinin diğer kitaplarından ayrı düştüğünü düşünmüyorum. Yazar farklı olsa da aynı keyfi aldım. Çok fazla söze gerek yok güzel kitap.
David Lagercrantz Steig Larsson'dan aldığı Millennium efsanesini yeniden dirilterek çok başarılı bir iş çıkarmış ortaya ve bizi yeniden Lisbeth Salender'ın o suç ve hack dünyasına götürüyor ve bu sefer kız kardeşiyle de tanışıyoruz!
Başkasının hele de çok erken vefat etmiş başarılı bir yazarın serisini devam ettirmek pek akıl kârı gibi durmuyor. Sevilen bir karakterin özlenmesinin getireceği avantajı, kıyaslanmak gibi dev bir dezavantaj ezip geçiyor. Bu açıdan oldukça zor bir işin altından iyi kalkılmış doğrusu. Teknik olarak yazım tarzında rahatszlık derecesinde bir sapma göremedim. Elbette hissedilen bir tat farkı var ama ilk üç kitabın özünden pek uzaklaşmadan, öğrenmeye fırsatımızın olmadığı bir noktadan (ikiz kardeş) devam ederek mantıklı bir rota çizilmiş. Tabi teknik detaylılığını ve Lisbeth’in kendi çapında da olsa bu kadar insani ilişkilerde bulunmasını yadırgamadım değil. Larsson nasıl tanımlardı, kafasında ne tür bir yol vardı bunu artık öğrenemeyeceğiz. Ruhu huzur bulsun. Fakat bu haliyle seri devam ettirilebilir görülüyor. Yine de gönlüm 5. kitapta tam anlamıyla bir final yapılarak eserin gerçek sahibine de bir saygı duruşunda bulunulması yönünde.
başlarda iyi gibiydi ama sonlara doğru koptum ilk 3 kitap da ki lisbeth ve michael karakterlerine uygun olmamış. sonu aceleye getirilmiş. 5.kitap için bence
Herkesin kafasında ki soru isaretleri maalesef bende de vardı. Yeni bir yazarla seri nasıl olacaktı? Bu yüzden de okuma sırası bir türlü gelmemişti. Oysa baş ucumda okunmayı bekliyordu.
Güçlü ,her zorluktan güçlenerek çıkan kadın karakterli kitaplara ayrı bir düşkünlüğüm var. Lisbeth yine bildiğimiz soğuk, kimseye güvenmeyen ve kendi göbeğini kendi kesen aynı karakter. Hatta artık daha sert. Herkesten uzak. Şimdi büyük bir belaya davetiye çıkararak NSA'yı heckliyor. Bunun sebebini aslinda kitabın sonlarına doğru daha iyi anliyoruz. Çünkü Lisbeth hiçbir şeyi nedensiz yapmaz. Bu sırada yapay zeka konusunda çalışmalar yapan Prof. Balder öldürülüyor ve olayın tek görgü şahidi olan oğlu tehlikeye düşüyor. Öncelikle August bir savant. Savant'ın ne olduğunu kitapta öğrenirsiniz. Ve senelerdir görüşmeyen Lisbeth ile gazeteci Blomkvist'in yolları yine kesişiyor. Tehlikelerle dolu macera yine başlıyor. Unutmadan Lisbeth için geçmişten gelen hayaletler iş başında. Daha doğrusu Lisbeth yine geçmişini kurcalanaktan geri durmuyor mu desek ...
Benim açımdan önce ki kitaplardan kopuk değil. Hatta aynı heyecanla okudum. Kitapla ilgili tek sıkıntı belki o da kitabın ilk yarısında ki yavaşlık ve kalabalık karakter yapısı. Kitabın ikinci yarısında ki hız ise inanılmaz. 5.kitabı ise artık daha çok merak ediyorum.