çok güzel bir roman çok güzel bir anlatım çok güzel ve fedakarlıklarla dolu bir aşk :)
Paulo Coelho ‘nun okuduğum 3. kitabı bende uyandırdığı hislerime dayanarak yazar ve yazdığı kitaplar için; kendisinin çıktığı içsel yolculuk ve hac serüveni etkisiyle evrensel ahlak ilkesi, mistisizm, sufizm, felsefik düşünceler ve tabi altını çizebileceğiniz özlü sözleriyle okuyucuyu kitaba ve kendisine bağlayıcı bir yeteneği var diyebilirim. Yazarlıktan önce şarkı sözü yazıyor olması da ayrı bir hoşluk. Hatta hazır hala hayattayken bir kişisel gelişim kitabı yazsa hiç fena olmazdı smile ifade simgesi
Kitapta yer alan dini öğretiler ve kahramanımızın sonu gelmeyen melankolik halleri ara ara sıksa da geneli itibariyle sonsuzluğa uzanan bir aşkı anlatan güzel hikâyesi var. Beni en çok etkileyen yanı iç sesimiz yani “öteki”. Kimi zaman bende içimdeki “öteki”yle “ne kadar kabulleniyorum, ne kadar susturabiliyorum” gibi bir çelişkiye düşmüşümdür.
Kitabın verdiği mesaj ise; “her gecenin bir sabahı vardır” bu yüzden bizi mutsuz eden ne varsa değiştirebilme gücümüz ve zamanımız da vardır.
Ve son olarak kitapta maymunlarla ilgili yapılan bir deneyin gerçekliği bana hiç inandırıcı gelmedi. Deneyin doğruluğuna inanan ve anladığını anlatabilecek arkadaşlar varsa benimle iletişime geçsinler lütfen smile ifade simgesi
Kitaptan Altını Çizdiklerim:
-Evren istediği kadar saçma görünsün, düşlerimizi gerçekleştirmek için verdiğimiz savaşımızda bizim yanımızdadır.
- İnsanın kendi bedenine egemen olabilmesi, aklına da egemen olması anlamına gelir.
- Dünya üzerinde bu kadar çok acı varken, Tanrıya nasıl inanabilirim?
- Hayır, hayal kurmuyorum beni sevmediğini biliyorum ama hayatta uğruna savaşılmayı hak eden bazı şeyler vardır ve sen buna değersin.
-İnancı ne olursa olsun kişi Tanrı'ya saf bir sevgi ile bağlandığında Tanrı ona hakikatin kapılarını açar ve ona mucizelerini sunar.
-Aşk her zaman yenidir. Yaşamımızda bir kez on kez sevmiş olmamızın önemi yok,kendimizi her zaman bir bilinmezle karşı karşıya buluruz.Aşk bizi cennete de cehenneme de götürebilir,ama her zaman bir yere götürür.Onun kabullenmemiz gerekir çünkü varlığımızı besleyen o dur.Ondan kaçarsak gözümüzün önünde meyve dolu dallarıyla duran o ağaca baka baka,elimizi uzatıp,istediğimiz meyveyi koparmaya cesaret edemeden açlıktan ölürüz.Nerede olursa olsun,aşkı arayıp bulmamız gerekir.Bu bize saatlerce,günlerce,haftalarca süren düş kırıklıklarına,üzüntülere mal olsa da.Çünkü biz aşkın peşine düştüğümüz anda, o da bizi karşılamaya çıkacaktır.Ve bizi kurtaracaktır..
- Sevmek tehlikelidir. Sevmek; uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün, daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliğini sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun. Ama yavaş yavaş onun varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp, iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlılarının uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır.
Evet verdiği dersler vardı ama sıkıcı bir kitaptı. Paulo Coelho'dan okuduğum ilk sıkıcı kitap.
Klasik bir Coelho romanı. Aşk, felsefe, dram ne ararsanız var. Okunmalı diye düşünüyorum.
Simyacı kitabını okuduktan sonra bu kitap pek sarmadı.
Konusu diğer kitaplarda olduğu gibi aynıydı. Pek sevemedim. Belki bir çok kitabını okuduktan sonra artık sıkılmış olabilirim de.
Yoğun ve ağır bir kendini sorgu.. Aşkını, sadakatini, bağlılığını, terkedişleri sorgulama.. Psikolojik bir baskı oluşturuyor okurken ama bitince durup düşündürüyor insanı.. Okunmalı :)
Yalnız kaldığında ya da karar vermek zorunda olduğunda yol gösterici olabilecek nefis bir kitap. İlk kez ortaokulda okuyup bir kenara bırakmıştım. Yeniden okudum ve bu kez hayatıma doğru zamanda girdiğini anladım.
Bu kitapta okuduğum güzel kitaplar arasında yerini aldı. Menkıbelerle süslenmiş, zaman zaman nasihatler içeren, belli bir amacı olan, insanı, her bireye farklı etki edecek şekilde belli bir hedefe yönlendiren bir çalışma Paulo Coelho’dan.
Simyacı’dan sonra bu yazara bu kitapla devam etmem isabet oldu diyebilirim.
Bu kitap için kısaca, batılı fakat doğu mistizminden beslenen yazar Poulo Coelho’nun “Leyla ile Mecnun” benzetmesi diyebilirim. Mistizm severler için şiddetle öneriririm. 7.3/10
Mirac aka Harun Dinç
http://miraconline.net/post/30107707680/piedrairmagininkiyisinda
Hristiyanlık yıllar önce yapmış olduğu katliamları kalıba sokmak,onları mantığa bürümek konusunda oldukça yetenekli.
Tanrıya bir cins olma sıfatını yasak olduğu için hiç veremedik.Ve inadına zihnimizde erkeğimsi canlandı.
Sizi çeldirme günahına katlanabilirseniz, bu kitapta tanrının kadın yüzünü görebilirsiniz.
Yine de Paulo Coelho'nun eserde değiştiremediğimi bir şey var.Tanrı bir kadın siluetine de sahip ;ancak havarileri her daim erkek!
Hallelujah...!
Kotu bi kitab deyildi amma sanki bi seyler catismiyodu. kitab rafimda yuksek yeri tutamadi.
"Sevmek uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün, daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerinde ki egemenliğini sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika boyunca düşünür, sonra ki üç saat boyunca unutursun. "
Benim çok ayrı bir yeri olan kitap. İlk defa bir kitabı okurken yer yer altını çizerek okudum.
Gerçekten güzel ve okunası bir kitap
tek başıma konuşmayı sürdürdükçe daha bilge bir sesin benim yerime konuşmaya başladığının farkına vardım .
Gerçeküstü, mitolojik kitap severler asla sıkılmadan okuyabilirler, güzel bir aşk hikayesi .
İçsel yolculuğa çıkmak isteyenler için birebir. Tarafımca geç keşfedildiğini de belirtmem lazım.
Sevgi - narkotikdır. Əvvəlcə eyforiya,
yüngüllük, tam vəhdət hissi yaranır. Növbəti
gün sən yenə istəyirsən. Sən hələ içinə
çəkməyə macal tapmamısan - baxmayaraq ki,
hiss etdiklərin xoşuna gəlir - ancaq əminsən
ki, istənilən an onsuz keçinə bilərsən. Sən
sevimli varlıq haqqında iki dəqiqə
fikirləşirsən və üç saat yadına da düşmür.
Lakin tədricən ona öyrəşirsən və tamamilə
ondan asıla hala düşürsən. Onun haqqında üç
saat fikirləşirsən və iki dəqiqəliyə
unudursan. Əgər o, yanında yoxdursa, sən
növbəti dozadan məhrum olunmuş
narkomanların yaşadıqlarını hiss edirsən. Belə
dəqiqələrdə dozaya görə qarətə, qətlə,
istənilən alçaqlığa hazır olan narkomanlar kimi
sən də sevginin xatirinə hər şeyə hazırsan. (Poulo Koelyo)