Zaman zaman bir ailenin başına da bu kadar çok şey gelir mi dedirtse de, akıp giden rahat okunan bir kitap.
sanki bir senaryo okudum, sırf dıyaloglardan oluşmuş. sinan akyüz gene çok güzel bir konuyu gereksiz konuşmalarla harcamış bence. incir kuşlarından biraz daha iyi ama çok yavan bir anlatımı var. gerçi buna anlatım dememek lazım: karşılıklı konuşmalar...
Edebi bir yönü olmayan, kurgusal olarak olay akışlarında pek çok hatanın bulunduğu fakat konusu güzel ve ilgi çekici bir roman. Ayrıca kitaba adını veren karekterler şahika ve feraye'nin hikayesine gelene kadar 320 sayfa kadar okunuyor, esas hikaye bundan sonra baslıyor.. Sanki 2 farklı kitap iç içe gibi bir duruşu var.
Piruze ve İncir Kuşları'ndan sonra tam bir düşüş olmuş.
sadece konusu için çerez niyetine okunabilir.
Diğer kitapları gibi akıcı ve sürükleyici bir roman tarihi olaylar ve aşkın savurduğu iki kardeş ve hayatları
.2 günde bitirdim.Elimden bırakamadım.536 sayfa nasıl akıp geçti anlamadım.Tarih,kader, aşk, hüzün içiçe.Devam kitabını sabırsızlıkla bekliyorum.
çok değişikti..yazarın okuduğum ilk kitabı oldu ama bi ailenin başına bu kadar çok şeyin gelmesi.biraz fazlaydı bence...
çok beğendim favorilerimden biri oldu.
böyle acıklı bir kitabı okuyabileceğimi düşünmüyordum ama iyi ki okudum.
Hasan'a sinir oldum Cemal'in aşkına saygı duydum. zor hayatlar, çetin bir savaş ve bu savaşın şekillendirdiği bir ülke.
ülke de yaşamak, hayatla savaşmak zorunda kalmış bir aile...
yaşananlara bazen sinir oldum bazen de kaderin oyunlarına alkış tuttum.
gelelim kitapta beni rahatsız eden şeylere; bir ulusun haklı savaşını anlatırken bir ulusun tüm fertlerini bu şekilde itham etmek bence biraz ağır olmuş. özellikle genellemeler gerçekten kırıcı. sadece o bölgede olan bir hainlik tüm etnik kökene bağlanmamlıydı bence.
yine de kitap çok başarılıydı. bu yazarın diğer kitaplarını da alıp okuyacağım.
baştan savma tutarsızlıklarla dolu bir roman olmuş akıcı bir şekilde okunsa da zorlama bir kitaptı sanki...piruze'den aldığım tadın yanına bile yaklaşamadı
akıcı bir kitap sayfaların nasıl geçtiğini anlayamadım. gerçek hayat hikayesi olması ayrıca etkiledi
Diziden uyarlanmış gibiydi açıkçası, dizi yapılsa daha çok tutardı diye düşünüyorum. Piruze gibi değildi kesinlikle
sinan akyüz bu işi biliyor, ilk etapta tutunamadığım fakat sonra elimden düşüremediğim bir gecede bile sürüklene sürüklene okunup bitirilebilecek bir kitaptı..
Türkiye - Ortadoğu sarmalında geçen bir hikaye.. içtenlikle söyleyebilirim ki bu eser edebi bir kaygı taşımıyor. hikaye abartılı anlatımla sıradanlaştı benim nazarımda. yazarın üslubu bana zevk vermiyor.
İnsanı yormuyor ve sayfalar o kadar hızlı akıyor ki anlamıyorsunuz bile. Tarihi bilgilerinde olması kitabı çok daha güzel yapıyor. Ama edebi açıdan aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bazı kilit anlarda o kadar basit bir cümle kurulmuş ki tüm etkiyi yarıya indirtmiş.
Anlatımı sade basit ,olayları da bilindik türden...Açıkcası beklentimin altında kaldı.Kitabı okurken neler olacağını tespit edebiliyorsunuz zaten.Dümdüz bir solukta okunabilen bir kitap.
Birşey kattı mı ? Pek değil.
Harika bir kitap yaşanmış bir olay olması da ayrı ilgi çekiyor sinan akyüzün çoğu kitabını okudum hem kendisine hemde kitaplarına hayranım her kitabında olduğu gibi bu kitabında da hayran olduğum bir karakter var o da muhammed diğer kitaplarında araplarla ilgili hiç iyi seyler düşünmemistim ama muhammed onlardan değil :)
Çok sürükleyici olduğunu söyleyemem. Daha önce yazarın İncir Kuşları kitabını okumuştum. Onun ardında bu kitap doyurucu olmadı.
Kurgusu basit,iki farklı kitap okumuş hissi uyandırıyor.Etkilendim diyemem...
kesinlikle okunabilir bir kitap ama incir kuşlarındaki tadı bulamadım
kurgu çok basit geldi, bazı olayların basitliğine şaşırdım hatta...
kitabın yarısını geçtikten sonra şahika ve ferayeye ağırlık veriliyor kitapta adı geçen isimler kitabın ilk yarısında 2. planda kalmış
etkilendim diyemem ama kötüde değil, okunabilir
Çok akıcı ve sürükleyiciydi. Sonunu pek beğenmedim. Sanki yazar yazmaktan sıkılmış gibiydi. Bir anda konudan konuya atlamaya başladı. Ancak okuyucuyu zorlamayan kitapları severim. O açıdan bana hitap etti.
Bir de diyaloglar samimi gelmedi bana. Acemiceydi. Bu devirde böyle bir konuşma yapılmaz diye düşündüğüm çok konuşma vardı.
Srikamis da donarak savasmadan kaybedilen bedenlerin anlatildigi bolumun yasanmis bir donem olmasi ne kadar uzucu... Ruhlari sad olsun insallah demekten alamiyor her satirda insan kendini...
Romanin devaminda ise devam kitabini sabirsizlikla bekliyorum, yazarin ilk okudugum kitabi olmasina ragmen son olmayacagi kesin...