http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/06/meral-kr-yolum-aska-dustu-sancaktarlar-3.html
Birçok okurun severek takip ettiği ancak benim şimdiye kadar tek bir kitabını okuyabildiğim yazar Linda Howard'ın aşk ve polisiyeyi müthiş bir şekilde harmanlayarak yazdığını biliyorsunuzdur. Okurken gizem ve cinayetlerle dikkat kesilip meraklandırırken aşk ile de kalbinizi pır pır ettirip yüzünüzde gülümseme oluşturduğunu... hayranlıkla kitabı bitirdiğinizde keşke daha uzun olsaydı ya da sıradaki kitabı diye beklenti içerisine giriyorsunuz... İşte insan üzerinde böyle bir etki bırakan bir yazar Linda Howard! Bunu ben tek kitabını okumuş olarak söyledim ki hemen hemen her kitabını okuyan biri daha iyi bilir.
Eminim "yorum yazdığı kitaba bak bahsettiği yazara bak kız kafayı yedi sonunda!" diye düşüneniniz vardır ama çok güzel bir bağlandı geçeceğim, siz merak etmeyin ;)
Evet, Meral Kır'ın, Linda Howard'ın Türkiye şubesi olarak gördüğümü söyleyebilirim. Tam olarak öyle bir yazımı var hele ki şu son kitap... tam anlamıyla muh-te-şem-di!
Çok iddialı oldu farkındayım ama cidden okurken düşündüğüm şeylerdi bunlar.
Aylardan Aşk ve Aşkı Seçtim kitaplarından tanıdığımız Sancaktarlar'ın erkeklerinden olan Ahmet ve onların komşu kızları, Asya ve Tanem'in arkadaşı, diğer bir deyişler kardeş gibi sevdikleri Sena'nın hikayesi Yolum Aşka Düştü.
Sena'nın Ahmet'e olan duygularını daha ilk kitaptan beri biliyorduk, şimdi sıra Ahmet'in duygularını öğrenmeye geldi. Sıradan bir aşk hikayesi beklemeyin, Meral Kır'ın diğer kitapları gibi bunda da aksiyon ve beklenmedik olaylar var.
Kitabın konusundan birazcık bahsetmek gerekirse, Sena'nın evinin yakınında işlenen cinayet sonrasında maktulün Sena'nın tanıdığı biri çıkması daha Sena ne olduğunu anlamadan kendini bu cinayet soruşturmasının içerisinde bulmasına neden oluyor. Ona en büyük destekçi ve yardımcı da o an yanında olabilecek olan tek kişi Ahmet oluyor! Derken her ikisi de bu cinayet vakasının çözülmesini canı gönülden isterken hiç de planlandığı gibi gitmez olaylar ve bu süreçte birbirleriyle fazlaca vakit geçiren Ahmet ve Sena aralarındaki kıvılcıma ve çekime engel olamayıp yenik düşerler, derken bom! İşte o an olaylar patlama noktasına çıkıyor.
Gizemli cinayetin kimin işlediği, bu cinayetin Ahmet ve Sena için önemi, sonuçları ve onları nasıl etkileyeceği derken ikisinin arasındaki gelişmeler ve bu inatçı ikilinin bu gelişmelere duygusal yakınlıklara karşı verdikleri karşılıklar... Sancaktarlar'ın bütünlüğü, her daim beraber olmaları, birbirlerine destek olmaları... atışsalar da kavga etseler de her zaman her şeyden önce birbirlerini düşünmeleri...Aşk, aile, arkadaşlık, polisiye, gizem... ne ararsanız var =)
Evet, aşk romanı! Ama... işte amalarla beraber bu kitap sıradan normal bir aşk romanı olmaktan çıkıyor bambaşka bir şey oluveriyor.
Spoiler vermeden kitabı nasıl anlatabilirim bilmiyorum ki o kadar çok anlatmak istediğim şeyler var ki... kendimi nasıl tutuyorum anlatamam! Resmen işkence çekiyorum şuanda bu yorumu yazarken amam... susuyorum!
Kitabın tanıtım toplantısında Meral ablaya dediğim gibi üç kitabın en iyisi buydu! Evet, Dorukçu olarak Aşkı Seçtim benim için bambaşka olabilir ama dürüst olmak gerekirse bu bir değil birkaç tık daha üst seviyeydi. Bu durumda beklentiler tavan yaptı Meral abla Mehmet'ten dehşet bir şeyler bekliyoruz haberin olsun ;)
Bence okumayarak çok şey kaçırıyorsunuz! Bir Türk yazardan böylesi büyük bir başarılı kalem çıkıyorsa mutlaka okumalısınız.
Alıntılar için: http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/06/meral-kr-yolum-aska-dustu-sancaktarlar-3.html
Yazar artık dilini, tarzını iyice ortaya koymuş bu romanda. Tebrik etmek lazım :) kitabın sonunda yazmıyordu ama dördüncü kitap Mehmet'in hikayesi olacakmış gibi, merakla bekliyorum
Sancaktarlar Serisinin 3. kitabı, Yolum Aşka Düştü. İlk kitaplar Aylardan Aşk ve Aşkı Seçtim'i de çok beğenmiştim ve bu kitabı da merakla bekliyordum. Çocuklukları komşu evlerde geçen Ahmet ve Sena'nın hikayesi. Konu böyle bakınca bir aşk hikayesiymiş gibi dursa da hiç de öyle değil. İşin içinde Sena'nın yakın çevresindeki insanların öldürülmesiyle başlayan bir polisiye var. Bir yandan bu insanlar kim tarafından neden öldürülüyor diye düşünürken Ahmet ve Sena'nın bir yakınlaşıp bir uzaklaşmasını okuyorsunuz. Aşkı, yalnızlığı, keşkeleri okuyorsunuz. Kısacası ben çok beğendim
Kurgu yine süperdi nasıl başladım nasıl bitirdim anlamadım ve sonunda yine yok artık dedim. Güzeldi. Bakalım sırada despot abi Mehmet mi var yoksa iskolik Serra mı ☺
Okumak için en doğru zamanı beklediğim bir kitaptı Yolum Aşka Düştü. Sindire sindire okuma fırsatını beklediğim için de şu an çok memnunum.
Meral Kır'ın ilk iki kitabını okumuş ve her geçen gün kendini daha da geliştirdiğine şahit olmuş biri olarak beklentim tabii ki yüksekti. Ayrıca aynı zevki paylastığım arkadaşlarımın beğeni dolu yorumları da vardı. Ve her şeyden öte, Ahmet, benim serinin ilk kitabından beri deli gibi merak ettiğim adamdı. Çapkın, muzur, ukala halleri ve kardeşleriyle didişmeleriyle, onlara olan koruyucu , sevgi dolu halleriyle ve Sena ile olan ne olacağını merak ettiğim halleriyle hep ilgimi çekmişti. Dolayısıyla beklentimin yüksek olması çok doğaldı ve karşıladı mı beklentimi diye sorarsanız, ...Çok belli olmuyor mu karşıladığı :):)
Heyecanla okudum, aşkı neredeyse her satırda hissettim. Yeri geldi gözlerim doldu, boğazımın düğümlendiğini hissettim. Adrenalin bende de tavan yaptı. Bittiğinde ise tebessüm ile kitabın kapağını kapattım.
Kitap Sena ve Ahmet üzerine kurulu ama başroller onlar değil. Başroller tüm Sancaklar ailesi, damatları, torunları hatta çok az bir yerde geçen Sena'nın anne ve babası bile. Herkes, her şey etkiliyor bu kitapta insanı.
Şimdi sıra Sancaktar biraderlerin titiz, disiplinli, kontrolcü Mehmet'inde. Son sayfalarda merak ettim kendisinin akıbeti nedir acaba? Bir de Serra var o da aynı merak konusu. Serinin devamını merakla bekliyorum.
Meral Kır'dan yine harika bir roman hatta öncekilerden bile iyiydi diyebilirim. Sürükleyici ve okuyucuda merak uyandıran bir kitaptı. Sonraki safyada ne olacak acaba diyerek bir solukta kitabın sonuna geliyorsunuz. Kesinlikle tavsiye ederim.
Elbet bir gün olmasa , bir gün mutlaka ,yolunuz aşka düşer..
Yazarın bu okuduğum üçüncü kitabı da beni yanılmadı ve kitap okuma keyfini sonuna kadar tattırdı. Diğer kitaplarında da olduğu gibi ana konu aşk olmasına rağmen tali konuları da başlı başına heyecan, merak, gizem ve komedi konularıyla okuyucuyu sarıp sarmalıyor. Bu kitapta Ahmet ve Sena'yı okuduk. Sena'nın duyguları anlatılırken Ahmet' , Ahmet'in duyguları anlatılırken de Sena'ya aşık oluyorsunuz okurken. Kurguya bayıldım desem inanın . Her kitabı birbirinden güzel olmakla beraber her bir roman bir öncekinden çok daha güzel, çok daha OKUNASI.... ve aldığım tüyolara göre sevgili yazarımız Meral Kır dördüncü kitabını yazıyor.. Büyük merak ve heyecanla Sancaktarlar Ailesinin hikayelerini bekliyoruz..Muhteşem bir yürek, muhteşem bir kalem..
Sancaktarlar Serisi'nin 3.kitabı Ahmet Sancaktar ile Sena'yı anlatıyor. Bu seriyi seviyorum ama kitabı bitirmem biraz zaman aldı. Normalde bir kitabı bitirmem bu kadar uzun sürmez. Üçüncü kişi tarafından anlatılan kitaplar beni hikayeye çekmekten çok itiyor. Sanırım bundan sonra alacağım kitaplarda artık buna dikkat edeceğim. Meral Kır'ın eline sağlık. Yine güzel bir hikaye hazırlamış bize. Olaylar hiç durulmadı, aksiyon ilk sayfadan son sayfaya kadar devam etti. :)
Serinin 4.kitabı hakkında bir bilgim yok ama eğer yazmayı düşünüyorsa yazarımız, Mehmet'in hikayesini yazsın lütfen. Serra'yı sona bıraksak ta olur :) Belki benim gibi düşünenler vardır; Üçüncü kişi tarafından değil de birinci kişi tarafından yazsa kitabını daha çok severiz.
Meral Kır'ın ilk okuduğum kitabı Aylardan Aşk'tı. Kitabı pek beğenememiştim. Klişe ve uzatılmış olduğunu düşünmüştüm. Kütüphanede serinin 3. kitabının olduğunu gördüm ve bir şans daha vereyim dedim.
Öncelik olarak beğenmediğim kısımlar hakkında görüşlerimi belirtecek olursam, Ahmet ile Sena'nın 20 küsür yılda pek yakın olmayıp bir anda birbirlerinin hayatlarına dahil olmalarını garipsedim. Kitapta eksik hissettiğim ilk nokta buydu. Sonrasında Sena'nın karakterine pek ısınamadım. Yalnız yaşamış, etrafında insanlar olsa da yalnızlığa mahkum olan ve acı çeken bir insan. Hayatı boyunca iyi bir kariyer için çabalamış ve bir eğitimci olmuş. Kitapta bir iki kısımda öğrencileri ve odasını paylaştığı meslektaşlarına söylediği sözler inanılmaz rahatsız edici ve gerçek dışı geldi. O sözler bir eğitimcinin söyleceği sözler kesinlikle olamaz. Hele ki yüksek lisans yapıp kariyerinde ilerlemiş bir insanın ofisini paylaştığı insanlara ''fosil'', ''yakışıklılarla günümü gün ederim'' tarzı söylediği anlamsız şeyleri kitapta hiçbir yere oturtamadım. Saçma ve sahte geldi. İkinci olarak Sancaktar Ailesi'nin varlıklı ve güçlü olduğundan bahsediliyor. Varlıklı ve güçlü soyadlarına sahip ailelerin erkek fertlerinin ''benimsin'' mesajları vermeleri artık klişenin de klişesi oldu. Ahmet'in de bu tutumunu beğenemedim. Diğer bir görüşümse, Sena'nın kitapta hep güçlü ve karakterli bir insan olarak gösterilip sonra nişanlısını aldatması oldu. İki anlamsız cümle söyleyip her şey bitmişti ayağına yatılması, aşkının peşinden gitmek diye belirtilen yerler bana göre Sena'nın Onur'a ihanetiydi. Kişisel olarak, bunu aşk ya da karakter meselesi olarak algılayamam. Bu benim gözümde insan dışı bir olay o yüzden Sena ve Ahmet'e daha da önyargılı yaklaştım. Ana karakterlere ön yargılı yaklaşınca kitaba da o şekilde yaklaşıyorsunuz malesef. İmla hataları vardı, bu kitaplar hiç mi gözden geçirilmiyor acaba? Ve son olarak da Onur'un Yandere hislerini tüm ilişki boyunca saklayıp sonda ortaya çıkarması mantıksız geldi. Bu denli bozuklukları olan insanlar kendilerini çabuk belli ederler diye düşünüyorum.
Beğendiğim kısımlara gelecek olursak, yazarın sadece aşk yazmaması ve bir cinayet ile aşkı birleştirmesi güzeldi. Aylardan Aşk kitabında da böyleydi. Tahmin ediyorum ki diğer kitaplarda da böyle. Olayları çözmek istemeden, akışına bırakarak okuduğum için katilin kim olduğunu ve gelişmeleri öğrenince şaşırdım çünkü böyle bir gelişme beklemiyordum. Bu da kitabın sıkıcı olmamasını sağladı benim açımdan. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, yazar inanılmaz seviye atlamış. Hele ki ilk kitabı ile karşılaştırdığım zaman. Hissedilen boşluklar daha az, dil daha güzeldi kesinlikle. Okurken pek de sıkılmadım bu sebeple.
Genel olarak, kötü değildi ama çok iyi de değildi.
Bir arkadaşım okumamı önerdiğinde ismine bakıp şiddetle karşı çıkmıştım. Israrla polisiye yönü de var deyince kıramadım. Her zamanki gibi bir seriye daha tersten başlamış oldum. Ama değdi. Dili sade, yalın, okuyucuyu yoran uzun anlatımlar, tasvirler yok, direkt konuya olaya odaklı. Aralarda geçen aile bireyleri gerekse Ahmet ile Sena arasındaki diyaloglar iyi düşünülmüş, özellikle Ahmet ile Sena arasındakiler, zor ve gizli aşkın sinyalini tamamen okuyucuya yansıtıyor, bu yönüyle de başarılı buldum. Anlatımda karşılaştığım sıkıntı tekrarlarla alakalı. Evet serinin üçüncü cildi karakterleri ve karakterler arasındaki etkileşimi okuyucuya elbette yansıtmak zorunda ama sürekli hatırlatmaları da yersiz buluyorum, geçmiş ciltleri okumayanlar çok önemseniyorsa kısa bir özet ve karakter tanımının ardından ana hikaye yoğunlaşmak daha mantıklıdır, bu uygulamanın yerine cümle aralarındaki "Sancaktarların oğlu Ahmet" ... gibi karakter açıklamaları ve sık tekrarları, kitabın başlarında yaşanan olayların ilerleyen sayfalarda hatırlatmaya yönelik tekrarları - ki Okuyucu 5-10 sayfa önce geçen bir olayı unutmaz, aklındadır o, hatırlatmak okuyucuyu saf, unutkan yerine koymak gibi bir şeydir bana göre - bir de isim tekrarları beni ciddi anlamda yordu. İki kişi arasındaki gelişmeleri ve kişilerin iç sesini verirken ya da o anki halini anlatırken kimi anlattığını, okuyucuya anlatma gayretine düşmüş gibi sürekli bir isim tekrarı yapmış. Neyse ki olaylar ilerledikçe içine düştüğünüz bu girdaptan çabuk kurtuluyorsunuz, daha az dikkatinizi çekiyor. Polisiye yönü tabii ki aşkın gölgesinde kalmış, ama bu kitabı daha az sürükleyici yapmıyor, fazla etkilemiyor bile, bu arada duygusal hesaplaşmaları iyi yansıtmış yazar.
Meral KIR / Yolum Aşka Düştü
Bence çok başarılıydı.Özellikle bir Türk yazar olarak aşk-polisiye dalında ki kitaplarını çok başarılı buluyorum. Her şey dozunda ne bir eksik ne bir fazla. Gerçi ben ''Aylardan Aşk''ı da çok beğenmiştim ama ''Yolum Aşka Düştü'' kesinlikle yazarın diğer kitaplarından kurgusuyla bir tık daha yukarıda. Sıkılmadan,sayfalarını heyecanla okuyacağınız sürükleyici bir kitaptı. İçinde aşk, aile,dostluk, polisiye, aksiyon, gizem.. her şey vardı.
Sancaktar serisinin bu üçüncü kitabında; merakla beklediğimiz Ahmet Sancaktar ve Sena'nın hikayesini okuyoruz.İşlenen bir cinayet ve sonrasında zan altında kalan Sena, Sancaktar ailesinin özellikle de Ahmet'in desteğini alarak zor günlerini atlatmaya çalışıyor. Ahmet'in umursamaz, rahat tavırlarına zaman zaman sinir olsanız da kimsenin bilmediği gizli dünyasını da öğrenmek gerçekten keyifliydi. Ben okudum çok beğendim.Size de sadece bu kitabı değil, Meral Kır'ın çıkan bütün kitaplarını okumanızı kesinlikle tavsiye ederim..
(Alıntı)
Başını adamın göğsüne yasladı ve''Bu hayal gibi,'' dedi.
Kollarını sıkıca dolayan Ahmet ise, ''Sen hayal kur ve onları gerçekleştirme işini bana bırak '' diyerek Sena'yı hiç bırakmayacağının garantisini dokunuşlarıyla verdi..