http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/02/150209_televizyon_gizlilik?ocid=socialflow_twitter
İnsan sosyal bir varlıktır. Kendini ifade etmek istemesi kadar normal bir şey olamaz. Gizlilik ise daha farklı. Ben aile fotoğraflarımı yakınlarıma açmışken başka birileri beni gözlüyorsa burada mahremiyet delinmiştir. Kaldıki bizler (en azından birçoğumuz) mahremimizi herkese açmıyoruz. Ama bu bilgilere çok rahat bir şekilde ulaşılabiliyor üçüncü şahıslar tarafından. Telefonlar dinlenmekte, internette gezindiğimiz siteler bilinmekte, yaptığımız yorum ve beğeniler ile analiz edilmekteyiz. Google bile girip çıktığımız adreslere göre önümüze reklam getiriyor.Şikayetçi olduğumuz nokta insancıl bir sınırın çizilmemiş olması ve potansiyel bir tehditmişiz gibi fişlenmiş olmamız.
Güney Koreli teknoloji devi Samsung, müşterilerini akıllı televizyonların sesli kumanda özelliği açıkken kişisel meseleleri konuşmamaları konusunda uyardı. Şirketten yapılan uyarıda söz konusu kurulumun televizyon sahiplerini dinlediği belirtildi.
Konuşmaları kaydeden televizyonun söz konusu konuşmaları Samsung ya da üçüncü taraflarla paylaşabildiği de ifade ediliyor.
Gizlilik hakkını savunan aktivistler, bu teknolojinin kendilerine George Orwell'in herkesin takip altında tutulduğu otoriter bir gelecekğin kurgulandığı 1984 adlı romanını hatırlattığını söylüyor ve şiddetle karşı çıkıyorlar.
'Kişisel konuşmalar üçüncü kişiye aktarılıyor'
Şirketin yaptığı uyarı, Daily Beast internet sitesinde yayımlanan bir yazıyla ortaya çıktı.
Konu süpper.
Kesinlikle hiçbir gizlimiz, özelimiz kalmadı. Artık bunların hesabını yaparak sürekli paranoya yaşamak da sıktı artık. Bariz bir şekilde köleleştirildik, zekamızla dalga geçildi, gençliğimizi saçma bir eğitim sistemine kurban verdik, hurafelerle beynimize kement vuruldu ve daha da fazlası. Bir ülkenin değil sadece, dünyanın sistemi bu. "Yeni dünya düzeni". Adında her ne kadar "yeni" varsa da firavunların kölesi olduğumuz asırlık bir sistemi yaşıyoruz. Kale alınmıyoruz, umursanmıyoruz. İnsanların öldürülmesi çok normalleştirilmiş zihinlerimizde. Evet, insanlar ölür ama ölen sadece birkaç insan değil insanlığımız... Böylesine vasıfsızlaştığımız bir dünyada "özel hayat" aramak komik. İnsanların hayat hakkı olmadığı dünyada özel hayat....
Sosyal paylaşım ya da değil internete girdiğimiz her an bu böyle değil mi? Günümüz insanı, görülmek, duyulmak ya da anlaşılmak gibi bir arayış içinde.Okuduğumuz kitapları girerek , ya da tartışmalarda fikirlerimizi açıklayarak kendi özelimizi isteyerek paylaş mıyormuyuz? Bu düzene hepimiz ayak uydurduk bir şekilde. Artık geri dönüş yok! Zannımca bu büyük oyunu ' gördüğümüzü' sosyal paylaşım sitesinde tartışmak da işin başka bir ironisi :)
veri madenciliği ile karıştırmayalım casusluğu.
sıradan insanların özeliyle kimse uğraşmaz, istatistik toplanır sadece.
Dijital ayak izi konusunda cok cahil durumdayiz. Bir cogumuz bu kavrami duymamistir bile.Dijital ortamda biraktigimiz her iz dijital ayak izi olarak adlandiriliyor. Facebook'ta yaptiginiz yorumlar, instagram'da paylastiginiz "kahve qeyfi" fotograflari, uye oldugunuz abuk subuk siteler. Arama cubuguna yazdiginiz seyler, tercihleriniz, porno izleme oraniniz hepsi. Aslinda "Buyuk Birader" epeydir is basinda.
1984'un aksine bir zorlama da yok. Seve seve her seyimizi onune seriyoruz. Fisleneli cok zaman oldu.
Buyuk sirketlerin hepsi sabikali bu konuda. Buradaki konu "Zeki Muren'de bizi gorecek mi?" den otede artik.
Google,Apple, Samsung,Facebook vs vs.
Distopyalari bundan dolayi seviyorum. Aslinda bir distopya'nin icinde yasiyoruz ancak bunun henuz farkinda degiliz. Buyuk Birader bizi zaten gozluyor. Beni korkutan bir baska haberi de ben vereyim. Bir de dalga gecer gibi adini "Skynet" koymuslar.
http://gizmodo.com/5016312/britain-launches-final-real-life-skynet-satellite-dubs-it-skynet-with-no-sense-of-irony
Duzeltme notu: Bir de bu var.
http://www.tgdaily.com/security-features/52203-us-military-builds-a-mini-skynet?device=desktop
Çok fazla uzağa gitmeye gerek yok tele ekran konusunda. 1984'de tv görünümündeyken şimdi herkesin elindeki cep telefonu olarak tanımlanabilir. Cep telefonlarımızın görüntülü konuşma özelliği ile bizi izledikleri bile rivayet edilmekte. Ben çok fazla paranoya yapmıyorum bu konuda teoride evet yapılabilir ama uygulamada kitapsever34'in de dediği gibi sıradan insanları izlemek için vakit harcanacağını sanmıyorum.
Rukal'e ve kitapsever34'e katılmıyorum. Sıradan insanların izlenmediği yargısı bence çok yanlış tamam belki samsung gibi devler tarafından izlenmiyoruzdur ama sonuçta okulda, alışverişte, trafikte, sınıfta, ofiste toplum içinde ya da yalnız başımıza dışarıda sürekli izlenen bizler değil miyiz?. Daha birkaç gün önce okuduğum okulun herbir köşesine kameralar takıldı ve üstlerimiz tarafından izleniyor her yaptıklarımız kayıt altına alınıyor, kontrol altında tutulmaya çalışılıyoruz. Bunlar da bir nevi tele ekranlar gibi işlev görüyor. Yani 1984 is real.