“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. ”
İletişim’den gönderilen kitaptan tadımlık bölüm ise şöyle: “İhsan Sait muhabere borusundan motör kabinine, ‘Yarım yol tornistan!’ emrini verince yine nişângâh başına geçti ve attığı tenvîr fişeği artık söndüğünden, işini sağlama bağlamak için hedefine bu kez üç adet 220 puntluk bomba bıraktı. Birbiri ardı sıra işitilen patlamalar kabinin camlarını zangırdatmıştı. Derken sancak alabanda edip artık boş olan hangarın üzerine doğru tam yol seyretti. Havanın aydınlanmaya başladığı o saatte, senelerini geçirdiği hangara son bir kez baktı ve nişângâhtan rüzgârı hesaplayıp, 660 puntluk bombaları hangarın ve imâlâthânenin üzerine yolladı. Korkunç patlamalar o kadar şiddetliydi ki, her bir patlamada sarsılan zeplinin zarar görebileceğinden korktu. Aşağı baktığında hangardan, imâlâthâneden, barakalardan eser kalmadığını gördü. Demir Minâreler artık tarih olmuştu!”
“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak ... tümünü göster
“Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?”
“Yılın en iyisi... Bildiğiniz şaheser.”
Nick Hornby
Time, Guardian, Amazon, Esquire, People ve Kirkus’un “YILIN EN İYİ KİTABI” seçkilerinde.
BAY VE BAYAN FANG yaptıkları şeye sanat diyorlardı. ÇOCUKLARINA göre ise bu bir tür şeytanlıktı.
Şayet Caleb ve Camille Fang gibi hayatınızı performans sanatına adamışsanız, ve yapıtlarınız gerçekliği çarpıtmak üstüne kurulmuşsa, konu ebeveynliğe geldiğinde kimse sizden harikalar beklememeli. İnanmazsanız Buster ile Annie Fang’e sorun. Onlar kendilerini bildi bileli (istemeden) anne babalarının zirzop yapıtlarında rol aldılar. Ama sonra büyüdüler, önce anne babalarının yarattığı garip dünyanın ötesine adım attıkları yaşa, ardından o dünyada tutunamayıp, kurdukları yaşamların başlarına yıkıldığı yaşa geldiler. Biri sancılı bir yazar, diğeri Hollywood'da umut veren bir aktris olan iki kardeş, büyüdükleri eve dönmekten başka çare göremediler. Ancak anne babaları onlarla ilgilenemeyecek kadar meşguldü; “başyapıtımız” dedikleri son bir performansı hayata geçirmeye hazırlanıyorlardı. Çok geçmeden hırslar çarpıştı ve her bir Fang üyesi çok önemli bir kararın eşiğine geldi: Önemli olan aile miydi, yoksa sanat mı?
Kevin Wilson'ın pek çok yayın organı tarafından "yılın en iyileri" seçkisine dahil edilen ve yakında sinemaya uyarlanacak romanı FANG AİLESİ, sürekli çatışan ama birbirini sevmekten asla vazgeçmeyen tuhaf bir ailenin eşsiz hikayesi.
“Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?”
“Yılın en iyisi... Bildiğiniz şaheser.”
Nick Hornby
Time, Guardian, Amazon, Esquire, People ve Kirkus’un “YILIN EN İYİ KİTABI” seçkilerinde.
BAY VE BAYAN FANG yaptıkları şeye sa... tümünü göster
“Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?”
“Yılın en iyisi... Bildiğiniz şaheser.”
Nick Hornby
Time, Guardian, Amazon, Esquire, People ve Kirkus’un “YILIN EN İYİ KİTABI” seçkilerinde.
BAY VE BAYAN FANG yaptıkları şeye sanat diyorlardı. ÇOCUKLARINA göre ise bu bir tür şeytanlıktı.
Şayet Caleb ve Camille Fang gibi hayatınızı performans sanatına adamışsanız, ve yapıtlarınız gerçekliği çarpıtmak üstüne kurulmuşsa, konu ebeveynliğe geldiğinde kimse sizden harikalar beklememeli. İnanmazsanız Buster ile Annie Fang’e sorun. Onlar kendilerini bildi bileli (istemeden) anne babalarının zirzop yapıtlarında rol aldılar. Ama sonra büyüdüler, önce anne babalarının yarattığı garip dünyanın ötesine adım attıkları yaşa, ardından o dünyada tutunamayıp, kurdukları yaşamların başlarına yıkıldığı yaşa geldiler. Biri sancılı bir yazar, diğeri Hollywood'da umut veren bir aktris olan iki kardeş, büyüdükleri eve dönmekten başka çare göremediler. Ancak anne babaları onlarla ilgilenemeyecek kadar meşguldü; “başyapıtımız” dedikleri son bir performansı hayata geçirmeye hazırlanıyorlardı. Çok geçmeden hırslar çarpıştı ve her bir Fang üyesi çok önemli bir kararın eşiğine geldi: Önemli olan aile miydi, yoksa sanat mı?
Kevin Wilson'ın pek çok yayın organı tarafından "yılın en iyileri" seçkisine dahil edilen ve yakında sinemaya uyarlanacak romanı FANG AİLESİ, sürekli çatışan ama birbirini sevmekten asla vazgeçmeyen tuhaf bir ailenin eşsiz hikayesi.
“Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?”
“Yılın en iyisi... Bildiğiniz şaheser.”
Nick Hornby
Time, Guardian, Amazon, Esquire, People ve Kirkus’un “YILIN EN İYİ KİTABI” seçkilerinde.
BAY VE BAYAN FANG yaptıkları şeye sa... tümünü göster
Bu çağın zor ve acımasız şartlarından kendi şartlarını yaratan dört genç... Onların farklı, heyecanlı, düzensiz dünyası. Düzenin dışında, karşısında kurmuşlar hayatlarını. Onlar, yazarın deyimiyle, birer piç. Babaları belli olmadığı için değil, babalarının yaşam şartlarını reddettikleri, babalarına ihanet ettikleri için. Hakan Günday, Türk edebiyatının genç ve Batılı sesi olduğunu bu yeni romanında da bir kez daha gözler önüne seriyor. Piç, onun XXI. yüzyıl gençlerinin dünyasına içerden ve zaman zaman dışardan bakışının romanı. Gerçekçi ve akıcı diyaloglarla güçlendirdiği anlatımında kişilikleri de detaylı ve özenli bir biçimde ortaya koyuyor Günday. Romanı okurken, piçlerle dost oluyorsunuz, tabiî kimi zaman da düşman. Değişik ve çarpıcı bir ritmi var bu romanın. Bazen bu dört gencin macerasına kaptırıyorsunuz kendinizi, bazen de aniden olayların dışında buluyorsunuz. Çünkü Hakan Günday olay örgüsünü zaman zaman piçlerin tanımlamalarıyla kesmeyi tercih etmiş. Onların neyi neden yaptığını açıklıyor bize. Kahramanlarını ait oldukları topluluğun özellikleriyle ortaya koyuyor.Piç, genç ve güçlü bir roman. Türk edebiyatına Batılı bir ses getiren bu yazarı ve onun son kitabını göz ardı etmemenizi öneririz.
Bu çağın zor ve acımasız şartlarından kendi şartlarını yaratan dört genç... Onların farklı, heyecanlı, düzensiz dünyası. Düzenin dışında, karşısında kurmuşlar hayatlarını. Onlar, yazarın deyimiyle, birer piç. Babaları belli olmadığı için değil, babal... tümünü göster
Halit Kakınç, okuru yoğun, akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı, yapının içinde Metafiziğe, Parapsikolojiye ve UFOlara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması... Tüm bu konuların tek bir kitaba sığdırıldığını pek görmedim. Batıda birkaç örneği olsa da, bizde neredeyse hiç yazılmadı.
Bu dünyadaki yaşamında da Kakınç, gerçekten Çerkes bir kıza âşık ve evli. Kitaptaki öyküde Blena ile Zeynepin buluştuğu yerler o kadar belirgin ki… Böylece Blena/Ceylan ile Elbruzun öyküsü daha bir anlam kazanıyor.
Kadim dostum Halitin yaratıcılığının daha birçok esere imza atacağından hiç kuşkum yok. Ayrıca eminim ki; tarihin, siyasetin, sosyolojinin, etimolojinin, metafiziğin, New Agein ve aşkın harmanlandığı yeni bir yazım türünün yerini sağlamlaştıracak...
"Roman iki Çerkes gencinin aşkını ele alıyor. Başka kahramanlar, figürler de var. Olaylar, roman başkahramanı Elbruzla bağlantılı olarak günümüz ABD, Meksika, NaziAlmanyası/Avusturya, 1860lı yılların Çerkesyası ve 21. yüzyılın İstanbulunda geçiyor.
Özgür yaşama dileği dışında bir suçları yoktu...
Yıl 1864. Çerkesya ateş içinde, her tarafta dumanlar tutuyor. Çerkes direnişi sona ermiş... Rus askerleri Çerkes köylerini bir bir yakıyor, önlerine çıkanı ya öldürüyor ya da sürüp Türkiyeye giden gemilere dolduruyorlar. Halit Kakınç, sıradan, bilinen olaylara eğilmiyor. İnsanın yüreğini dağlayan ve kimselerin üzerinde durmadığı konuları ele alıyor. Sadece ele almakla da yetinmiyor, olayların kökenine iniyor. Nedenleri araştırıyor, soruşturuyor ve sorunu böylece açıklığa kavuşturuyor. Tabii bütün bunları roman diliyle ortaya koyuyor, ama tarihsel gerçeklere de bağlı kalıyor."
Ata Nirun
"Çerkes Soykırımı ile Metafizik içiçe… Gerçek dünya yaşamını aşan, zaman ve ölüm barajlarını yok sayan bir aşk hikâyesi..."
Cevdet Yıldız
Halit Kakınç, okuru yoğun, akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı, yapının içinde Metafiziğe, Parapsikolojiye ve UFOlara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması... Tüm bu konuların tek bir kitaba ... tümünü göster
CappJu şu anda kitap okumuyor.