Türkiyenin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKYde... Yaşar Kemal Anadolunun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABDden İngiltereye, İtalyadan Tunusa, Norveçten Kanadaya, dünyanın dört bir yanında tanındı. Yazdıkları doğu ile batı arasında köklü bir kültürün ve verimli bir coğrafyanın yarattığı, çağlar ötesi gür ses olarak kabul edildi, sevilerek okundu; okunuyor. 15 Ocakta okurla buluşacak 40 olağanüstü kitabın tasarımında Abidin Dinodan Avni Arbaşa, Turan Eroldan Bedri Rahmi Eyuboğluna kadar pek çok Türk ressamın resimleri ve Ara Gülerin fotoğrafları kullanıldı. Türkiyenin Evrensel Yazarı Yaşar Kemal tüm Yapıtlarıyla karşınızda. TADIMLIKBir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistana gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır.Tanyeri Horozları, yeni bir yaşam kurma çabası, korku, özlem, umut, sabır ve geçmişin acıları arasında, aşktan ve insan olmaktan duyulan sevincin romanıdır. Denize, adaya, insanlara duydukları aşkın geçmişin acılarıyla gölgelenmesine izin vermeyen, sevdalarını yüreklerinde sır gibi taşıyan adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar yüzlerini yeni bir hayata dönerler. Yaşar Kemal, yirminci ve yirmi birinci yüzyıl yazınının en büyük romancılarından biridir.Barry Tharaud, (A.B.D.) Yaşar Kemalin romanlarını okumak coşkular dünyasında bir mola zamanı gibidir. Jean-Pierre Deleage, (Fransa)Yaşar Kemalin imgelemi, insan ruhunun inceliklerini kavraması, anlatımının şiirsel derinlikleri üstüne titreyeceğimiz bir sanat eseri yaratıyor. Bütün dönemlerin en iyi yapıtlarından biri.Jeremy Brooks, ( İngiltere) Yaşar Kemal zamanımızın en büyük epik romancısıdır. Onun romanlarını okuyan herkes bu kanıda birleşir. Zamanımızda hiçbir yazarın Yaşar Kemalin gücüne ulaşamadığını bilmeliyiz.Torbjörn Safve, (İsviçre)
Türkiyenin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKYde... Yaşar Kemal Anadolunun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABDden İngiltereye, İtalyadan Tunusa, Norveçten Kanadaya, dünyanın dört bir yanında tanındı. Yazdıkları ... tümünü göster
Bilinen dünya tarihi anlatıları, Batı uygarlığının yükselişine odaklanma eğilimi nedeniyle Antik Yunan, Roma İmparatorluğu ve Avrupanın genişlemesi konularına ağırlık verir. Çin, Hindistan ve Japonya gibi büyük uygarlıkların tarihleri, dolayısıyla dünya nüfusunun çoğunluğunun yaşadıkları, genellikle çok daha küçük bir alana sıkıştırılır.
Dünya Tarihi, tamamen farklı bir yaklaşım sergiliyor. İnsanın öyküsünün bütünsel bir açıdan anlatılması gerektiği varsayımından yola çıkarak insanın evrimini, avcı ve toplayıcı olarak yaşamlarını ve devamında tarıma geçişlerini irdeledikten sonra Mezopotamya, Mısır, Çin, İndus Vadisi, Mezo Amerika ve Peru gibi yeryüzünün çeşitli bölgelerinde uygarlıkların ortaya çıkışını ele alıyor. Anlatısına ilk uygarlıkların öyküsüyle devam ederek bunların yalnızca farklılıklarını değil, benzerliklerini de vurguluyor. Aralarındaki ilişkilerin nasıl kurulduğunu ve teknolojinin, fikirlerin ve dünyanın en büyük dinlerinin birinden ötekine nasıl geçtiğini açıklıyor. Büyük İslam, Çin ve Moğol İmparatorluklarına ayrıntılı olarak yer veriyor. Öykünün ancak sonlarına doğru Avrupa, teknolojik yenilikler ile sosyal ve ekonomik değişimlerin üzerinde yükselerek yavaş yavaş dünyaya egemen olmaya başlıyor. 21. yüzyıla gelindiğinde Avrupanın bu egemenliği de ortadan kalkıyor.
Dünya Tarihi, tam bir küresel alan taramasını gerçekleştirerek insanlık tarihinin yeni ve şaşırtıcı derecede farklı bir anlatımını sunuyor. Bu, yeni yüzyılda geçerli olacak bir dünyanın tarihi.
Bilinen dünya tarihi anlatıları, Batı uygarlığının yükselişine odaklanma eğilimi nedeniyle Antik Yunan, Roma İmparatorluğu ve Avrupanın genişlemesi konularına ağırlık verir. Çin, Hindistan ve Japonya gibi büyük uygarlıkların tarihleri, dolayısıyla dü... tümünü göster
Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergilerde kalmis birçok siiri de gnyüzüne çikaran toplu siirlerinin bu yeni basimi, Sairin tüm siirlerini ilk kez bir araya getiriyor. TADIMLIKMENDILIMDE KAN SESLERIHer yere yetisilirHiçbir seye geç kalinmaz amaÇocugum beni bagislaAhmet abi sen de bagisla.Boynu bükük duruyorsam egerIçimden böyle geldigi için degilAma hiç degilAh güzel Ahmet abim benimInsan yasadigi yere benzerO yerin suyuna, o yerin topragina benzerSuyunda yüzen baligaTopragini iten çiçegeDaglarinin, tepelerinin dumanli egimineKonyanin beyazAntepin kirmizi düzlügüne benzerGögüne benzer ki gözyaslari mavidirDenizine benzer ki dalgalidir bakislariEvlerine, sokaklarina, kösebaslarinaÖylesine benzer kiVe avlularina(Bir kuyu halkasiyla sikistirilmistir kalbi)Ve sözlerine(Yani bir cep aynasi alim-satimina belki)Ve bir gün birinin bir adres sormasina benzerSorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüneCamcinin cam kesmesine, dülgerin rende tutmasinaÖyle bir cigara yakimina, birinin gazoz açmasinaMinibüslerine, gecekondularinaHasretine, yalanina benzerAnisi issizliktirAcisi bilincidirBiçagi gözyaslaridir kurumakta olanGülemiyorsun ya, gülmekBir halk gülüyorsa gülmektirNe kadar benziyoruz Türkiyeye Ahmet abi.Bir güzel kadeh tutusun vardi eskidenDirsegin iskemleye dayali Bir vakitler gökyüzüne dayali, derdim ben Cigara paketinde yazilar resimlerResimler: cezaevleriResimler: özlemResimler: eskidenberiVe bir kasin yukari kalkikSevmen aceleDostlugun çabukBakiyorum da simdiO kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.Ve zaman dedigimiz nedir ki Ahmet abiBiz eskiden seninleIstasyonlari dolasirdik bir birO zamanlar Malatya kokardi istasyonlarNazilli kokardiVe yagmurdan islandikça Edirne postasiKil gibi ince Istanbul yagmurunun altindaEsmer bir kadin sevmis gibi olurdun senKadinin ütülü patiskalardan bir teniUpuzun boynuKirpikleriVe sana Ahmet abiUzaktan uzaktan domates peynir keserdi sankiSofrani kurardiElini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardiCezaevlerine düssen cigarani getirirdiÇocuklar dogururduVe o çocuklarin dünyayi düzeltecek ellerini islerdi bir dantel gibiO çocuklar büyüyecekO çocuklar büyüyecekO çocuklar...Bilmezlikten gelme Ahmet abiUmudu dürtUmutsuzlugu yatistirDiyecegim su kiYok olan bir seylere de benzerdi o zaman trenlerOysa o kadar kullanisli ki simdiHayalsiz yasiyoruz nerdeyseÇocuklar, kadinlar, erkeklerTrenler tiklim tiklimTrenler cepheye giden trenler gibiIsçilerAlmanya yolcusu isçilerKadinlarKimi yolcu, kimi gurbet bekçisiEllerinde bavullar, filelerKolonyalar, su siseleri, paketlerOnlar ki, hepsiBir tutsak agaç gibi yanlis yerlere büyüyenlerAh güzel Ahmet abim benimGördün mü bakDagilmis pazar yerlerine benziyor simdi istasyonlarVe dagilmis pazar yerlerine memleketGelmiyor içimizden hüzünlenmek bileGelse deÖyle sürekli degilBir caz müzigi gibi gelip geçiyor hüzünO kadar çabukO kadar kisaIste o kadar.Ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanarDis degil, tirnak degil, bir mendil niye kanarMendilimde kan sesleri.SONRASI KALIROn kalir benden geriye, dokuzdan önceki onDokuz degil on kalirOn çiçek, on günes, on haziranOn eylül, on haziranOn adam kalir benden, onu daBal gibi parlayan kekik gibi bunalanOn adam kalir.Ne kalir ne kalirTuz gibi susayan, nane gibi yayilanDokuzu unutulmus on yüz mü kalirOnu da unutulmus bir siir belki kalirOn çizik, on çentik, on dudak iziBir çay bardaginda on dudak iziAsklardan sevgilerdenSuya yeni indirilmis bir kayik gibiAkip geçmissem, gidip gelmissemBir de bu kalir.Ne kalir benden geriye, benden sonrasi kalirAsil bu kalir.On yerde adim geçse geçmeseDaglardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlasilir.Aksam olur bir günden dibe çökerimSu içer dibe çökerimIyimser bir duvarciyim her gün bir tugla düsürürüm elimdenBu yüzden gecikirimSize bu sikinti kalir.Ne kalirKahvelerde kalin kalin kayisi vaktiDisleri kesmeyenin en az kayisi vaktiDisleri hiç kesmeyendenGün geçer kendi kalirKahvelerde kayisi.Gezginim, açik denizlerden yanayimBiraz da Akdenizliyim, bu iste böyle kalirAkdenizli herkes konusur duyarliginiBaska ne kalirBiz ki bir konusuruz geriye on sey kalir.Benim gögüm gövdemin böyle yuvarlak vaktiKollari açilmis kalir.Ben buyum, dersin, arkadasSevgilim ben buyumYüregim vurgun, dislerim altinCeketim sol omuzumdaVakit vakit incelen vakit.IÇINDEN DOGRU SEVDIM SENIIçinden dogru sevdim seni Bakislarindan dogru sevdim de Agzindaki islakligin bugusundan Sesini yapan sözcüklerinden sevdim bir de Beni sevdigin gibi sevdim seni Kar birakilmis karanligindan. Yerlestir bu sevdayi her yerine Yüzünde ter olan su damlaciklarinin Kaynagina yerlestir Her zaman saklamadigin, acisizligin son duragina Gül tasiyan çocuguna yerlestir Ve omuzlarina, daracik omuzlarina Üsümüs gibisin de sanki azicik öne tasirdigin Tam oraya iste, uçsuz bucaksiz bir düzlükten Bir papatya tarlasiyla ayrilmis gögüslerine yerlestir Ve esmerligine bir de, eski bir yanginin izlerinin renginde Saçlarinin yana düsüsüne, onlari bölen ikilige Alnindan baslayan ve ayak bileklerinde duran Yani senin olmayan, seni bir bosluk gibi saran hüzne yerlestirYerlestir onu bir kentin parça parça aklinda tuttugun Kar taneleri gibi uçusan Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine Yerlestir bu sevdayi her yerine.Ekledim ben tattigim her seyi denizlere Bildigim ne varsa onlar da hep denizlerdenSen de bir deniz gibi yerlestir onu istersen Sevdayi Ve köpüklendir Ve yaslandir ki iste kederi anlamasin Ama dur, her deniz yaslidir zaten Ögrenmez ama ögretir mutlulugu Bizim sevdamiz da öyledir, iyi siirler gibi Biraz da herkes içindir. Ve gelincigin ikinci tadina benzemeli Var eden kendini birincisinden Yani bir sevdayi sevgiye dönüstüren. Ben simdi bir yabanci gibi gülümseyen Tanimadigin bir ülke gibi Içinde yasamadigin bir zaman gibi Tam kendisi gibi mutlulugun Beni bekliyorsun Ve onu bekliyorsun beni beklerken.ÜÇLÜKLERIGülümse! gör ölümsüz karsiligini bunun Iste Lambalar, bardaklar, çiçekli güz sürahileri. IIGünün ilk saatleri Iyi biliyorum, ilk saatleri günün Peki, nedir öyleyse bu sabah silintisi.IIIHiçbir dilde söylenmemis Hiçbir dilde yazilmamisSözler ve sarkilar içindeyim. IVNeden aklima geliyor istasyon büfesindeki durusun Hava sogudu kasimin son günleri Kar yagacak, bembeyaz olacak unutulmuslugun. VBir gemi geçiyor, sessiz bir gemi Oysa yolcularla dolu içi Girince gemiye kimseler yok dalgalardan baska VIBütün gün yagmur yagdi Ya da bir gün içinde bir yildan fazla Günü islatti bu yagmur. VIINedir mi yalnizlik kendine sor önce Bir sabah, erkenden, bir kir çiçeginin üzerinde Görünce parladigini bir çiy tanesinin. VIIIGölgen yok senin, ayak izlerin yok Neden mi? acilar barinmamis ki sende Mutluluk yok, mutsuzluk yok.
Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergile... tümünü göster
... Kutsalla ilişiğini kesme (kutsala sırtını dönme) modern toplumların gayri dini insanının bütün tecrübe alanlarını istila etmektedir ve neticede o eski toplumlardaki dindar insanların varoluşsal boyutlarının yeniden keşfinin giderek daha fazla güçleştiği görülmektedir. diye yazar büyük dinler tarihçisi Mircea Eliade.Bir Dünya Dinleri Ansiklopedisi kitabının böyle bir zamanda yayınlanmasını anlamlı kılabilecek tek neden insanın dünyaya ve düyanın sakinlerine karşı son zamanlarda takındığı bu tavır ve onun arz ettiği vahim tehlike değildir elbet. Böyle bir kitabın yayınlanması birçok sebepten ötürü anlamlı görülebilir. Ama sözünü ettiğimiz neden yanında hiçbirinin sözü edilmeye değmez.Ahmet Aydoğan G. T. Bettany, semavi dinlerin yanı sıra, diğer yaygın ya da belli bir bölgeye özgü, irili ufaklı dinlerin kurucularına, geleneklerine ve müritlerine dair kapsamlı bir tarih sunuyor.George Thomas Bettany (1850-1891): Tarihçi ve antroplog. En önemli eseri, Encyclopedia of World Religions (Dünya Dinleri Ansiklopedisi) olarak kabul edilir. Diğer eserleri ise şöyle sıralanabilir: Mohammedanism and Other Religions of Mediterranean Countries, The Great Indian Religions. Being a popular account of Brahmanism, Hinduism, Buddhism, and Zoroastrianism.
... Kutsalla ilişiğini kesme (kutsala sırtını dönme) modern toplumların gayri dini insanının bütün tecrübe alanlarını istila etmektedir ve neticede o eski toplumlardaki dindar insanların varoluşsal boyutlarının yeniden keşfinin giderek daha fazla güç... tümünü göster
Sunday Times BestsellerYazdığı yazıları ile sahip olduğu Bilimin Halkça Anlaşılması Profesörlüğü unvanını hak eden ünlü evrim biyologu Profesör Clinton Richard Dawkinsin en çok ses getiren yazılarının toplandığı bu kitap edebiyat ve bilimi birleştiren ve yine kendine has berrak ve sert tarza sahip. 2008 yılında Tanrı Yanılgısı isimli kitabına açılan dava ile ve web sitesinin Adnan Oktarın şikayeti ile kapatılmasıyla yine gündemden düşmeyen yazarın bu kitabı, olaylara Richard Dawkinsin gözünden bakıyor. Kitapta ayrıca bilim dünyasında kendine muhalif olan insanlara olan eleştirileri ve kendi deyimi ile kankası olan Douglas Adamsa (Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabının yazarı olan benzersiz mizah dehası) ölümünden sonra yazdığı methiye de bulunuyor.Batıl inancın karşısında deneysel bilimin ateşli bir avukatı ... En uzlaşmaz olduğun anda bile, fiziksel dünyaya karşı samimi bir hayranlık duygusu uyandırıyor.Library Journal, Yılın en iyi Bilim-Teknoloji kitabı olarak seçildiDawkins zamanımızın en büyük evrim biyologu ... Tar-tışmaya girmekte çok hızlı ve sahte bilim insanlarının, bağnaz dindarların ve muğlak felsefecilerin yırtıcı bir düşmanı.Christopher Lambton, ScotsmanKristal falcılarının, homepatların, yaradılışçıların, görecelikçilerin, zihinleri bulandıranların ve hilekarların savlarına saldırırken bir pala gibi, dar omuzlardan kafaları tek darbede koparıyor ... okuması büyük keyifA.C. Grayling, Literary ReviewDünyanın en önde gelen evrim biyologlarından birisinin kaleme aldığı bu makale koleksiyonu, yazarın sağlam kanıtlar ve mantık sayesinde sürdürdüğü bilimsel gerçeğe olan bağlılığının derinlerine iniyor.Science NewsBilimsel prensipler diyarına zevk uyandıran bir seyahat ... parlak bir şekilde sunulmuş ve kutlanmış.
Sunday Times BestsellerYazdığı yazıları ile sahip olduğu Bilimin Halkça Anlaşılması Profesörlüğü unvanını hak eden ünlü evrim biyologu Profesör Clinton Richard Dawkinsin en çok ses getiren yazılarının toplandığı bu kitap edebiyat ve bilimi birleştire... tümünü göster
Yaşama Uğraşı 1952 yılında yayımlandığı zaman, önemli bir edebiyat olayı sayıldı ve çok geçmeden başka dillere de çevrildi. Çağdaş İtalyan Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Cesare Pavesenin yazarlık sanatıyla ilgili çok ilginç görüşlerini içtenlikle yansıtan Yaşama Uğraşı önemini bugün de koruyan bir belge niteliği taşımaktadır.Gizlice en çok korkulan şey hep gerçekleşir sonunda.Yazıyorum: Ey, Sen, acı.Peki sonra? Bütün gerekli olan, biraz cesaret. Acı ne kadar ortaya çıkar ve kesinleşirse, yaşama içgüdüsü o kadar ağır basıyor ve intihar düşüncesi zayıflıyor.Kolay sanmıştım ilk düşündüğümde. Zayıf kadınlar yapmıştı bu işi. Alçakgönüllülük istiyor, kendini beğenmişlik değil. Tiksiniyorum bütün bunlardan. Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım... 18 Ağustos 1950
******
Ilkgençlik yıllarının geçtiği köy ve çiftlïk ortamı, Cesare Pavese nin ilk şürlerine olduğu kadar Ay ve Şenlik Ateşleri adlı ilk romanına da esin kaynağı oldu. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Lisedeyken iki yakın arkadaşının intiharları, Paveseyi çok etkiledi. Ondaki intihar eğilimi, böyle başladı. Üniversitede edebiyat okudu. Amerikan edebiyatının dev yapıtlarını İtalyancaya çevirdi. Özgürlük ve demokrasi ağırlıklı çevirileri ve yazılan yüzünden Faşist yönetimce tutuklandı, bir yıl kadar hapis yattı. Kısık sesli bir kıza aşık oldu. Bu aşk, Cesare Paveseyi, içedönüklükten ve aşağılık duygusundan kurtarmıştı. Ancak kısık sesli kızın alaycı sözleri, yazarı yine intihar düşüncesiyle yüz yüze getirdi. Kadınlardan nefret eden, karamsar bir insan oldu. İlerleyen yıllarda iki kez evlenmeye kalktıysa da, olmadı. Hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşamı 1950 yılına kadar sürdürebildi. Yalnız Kadınlar Arasında adlı romanına, İtalyanın en büyük edebiyat ödülü olan Strega Ödülü verilmişti. Ödülünü almak üzere, Romaya bir uyurgezer gibi gitti. Ödülü aldıktan sonra, 1935 yılından beri tuttuğu bu günlük dışındaki bütün yazılarını, notlarını yok etti ve 26 Ağustos 1950de, küçük bir otel odasında, uyku haplarıyla intihar etti. Bu günlükte gündelik olaylardan çok, bu büyük yazarın sanatıyla ilgili düşüncelerini bulacaksınız. Ölümünden iki yıl sonra Yaşama Uğraşı adıyla yayınlanan bu çok değerli kitabı ilk kez tam metin olarak yayınlıyoruz.
******
Yaşama Uğraşı 1952 yılında yayımlandığı zaman, önemli bir edebiyat olayı sayıldı ve çok geçmeden başka dillere de çevrildi. Çağdaş İtalyan Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Cesare Pavesenin yazarlık sanatıyla ilgili çok ilginç görüşlerin... tümünü göster