Melike Yetim

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Bir Aşka Vuran Güneş

Ölümsüz günler onlar, bir hiçle beslenen;Zaman dışı güvercinler, uçma bilmeyen;Uzay ötesi ovalar, ayak değmemiş;Başka bir mevsim, başka bir dal, başka yemiş.

Ölümsüz günler onlar, bir hiçle beslenen;Zaman dışı güvercinler, uçma bilmeyen;Uzay ötesi ovalar, ayak değmemiş;Başka bir mevsim, başka bir dal, başka yemiş.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Perde

Yazdığı romanlar çok geniş bir okur kitlesince oku¬nan ve çağımızın en önemli yazarları arasında gösterilen Milan Kundera, Perde adlı yedi bölümden oluşan bu denemesinde romanı kendi evreni içinde ele alıyor. Romanı Cervantesden Márqueze, Rabelaisden Flauberte, Musilden Stendhale türünün yapı taşlarını oluşturan yazarlar ve yapıtları arasın¬da dolaşarak incelerken, bir yandan da, kendisinden önce Goethenin büyük bir öngörüyle dile getirdiği Dünya Edebiyatı kavramının niteliklerini sorguluyor. Romanın ve yaşamın aslında tek ve aynı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Öğretici bir söylemin tuzaklarına düşmeden, kimi zaman kızarak, kimi zaman heyecanlanarak, kimi zaman da coşarak okuyucusunu unutulmaz olanın yıkılmaz şatosu olarak nitelendirdiği romanın derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor.

Yazdığı romanlar çok geniş bir okur kitlesince oku¬nan ve çağımızın en önemli yazarları arasında gösterilen Milan Kundera, Perde adlı yedi bölümden oluşan bu denemesinde romanı kendi evreni içinde ele alıyor. Romanı Cervantesden Márqueze, Rabelaisden... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Bulantı

Jean-Paul Sartreın ilk romanı olan Bulantı, Alain Roquentin adlı kahramanının günlüğü biçiminde yazılmıştır. Uzun yolculuklardan sonra, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış birinin hayatını araştırmak üzere Bouville kentine dönen Roquentin, yalnız bir insandır. Günlük tutmaya başlamasına neden olan tuhaf bir değişim geçirir. Çevresindeki nesneler karşısında bulantı duymaya başlar. Nesnelerin adları, anlamları, üzerlerindeki çizgiler kaybolmaya başar. Bu, Roquentinin daha önce üzerinde hiç kafa yormadığı bir durumla, varoluşla yüz yüze bırakır. Dünya yüzündeki bütün nesnelerin cilasını yitirdiği, ürkütücü çıplaklıkla kitleler olarak kaldığı duygusu, Roquentini bir özün olup olmadığı sorusuna götürür. Eylemlerinden arındığında, insan, niteliklerinden sıyrıldığında nesne nedir? Jean-Paul Sartreın 1931 ile 1938 yılları arasında yazdığı Bulantı, varoluşçuluğun temel kitaplarından biridir.

Jean-Paul Sartreın ilk romanı olan Bulantı, Alain Roquentin adlı kahramanının günlüğü biçiminde yazılmıştır. Uzun yolculuklardan sonra, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış birinin hayatını araştırmak üzere Bouville kentine dönen Roquentin, yalnız bir insan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Günlerin Köpüğü

Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.

Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Pansiyon Manzumeleri

Pansiyon Manzumeleri, Charles Bukowskinin ilk dönem şiirlerinden kendisi tarafından yapılmış bir seçki. Pansiyon Manzumelerinde yer alan şiirlerin çoğunluğu, çok az tanınan ya da underground dergilerde yayınlanmış ve daha önce kitaplaştırılmamış. Yazmaya başladığı ilk yıllarda, beş parasız, sefalet içinde, daktilosu ve bira şişesiyle yetinerek, berbat pansiyon odalarında kalarak durmadan yazmış Bukowski. Bu şiirlerini ilk yazılmış halleriyle, gözden geçirmeden, düzeltmeden dergilere göndermiş. Hayat, ölüm, alkol, at yarışları, yazmak, kadınlar, erkekler, şairler ve arka sokaklar hakkında tanıdık üslubuyla yazmış. Çarpıcı, duygusal, öfkeli ve ironik bu şiirleri yıllar sonra Pansiyon Manzumeleri adıyla bir araya getirmiş. Bukowski, şiirleri hakkında şöyle diyor; İlk şiirler şu anda bulunduğum noktadan daha lirikler. Bu şiirleri beğeniyorum ancak Bukowskinin ilk şiirleri çok daha iyiydi, iddiasında bulunanlara katılmıyorum. Kimileri bu iddiaları eleştiri yazılarında dile getirdiler, kimileri de dedikodu sohbetlerinde. Şimdi okuyucu kendi kararını ilk elden verebilir. Bugünkü şiirimde konuya daha doğrudan yönelip özüne iniyorum ve sonra da çıkıyorum. Önceki ve bugünkü tarzlarımın birbirinden daha üstün ya da başarısız olduğuna inanmıyorum. Farklılar, hepsi bu. Önsözde yazdığı gibi; Öyle ya da böyle, o acayip ve çılgın dönemin, o uzak saatlerin şiirlerinin bir çoğu işte burada. Sigara dumanıyla buğulanmış odada altmışsekiz bir vaziyette şansımızı denedik. Umarım işinize yarar, yaramazsa da, eh o zaman, (...).

Pansiyon Manzumeleri, Charles Bukowskinin ilk dönem şiirlerinden kendisi tarafından yapılmış bir seçki. Pansiyon Manzumelerinde yer alan şiirlerin çoğunluğu, çok az tanınan ya da underground dergilerde yayınlanmış ve daha önce kitaplaştırılmamış. Yaz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Melike Yetim okumuş.
Öteki

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I.Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı. Dostoyevski, 1846 yılında yayımlanan Öteki adlı eserinde kişilik bölünmesini, parçalanmış bilincin kurduğu ürkütücü ve tehlikeli dünyayı konu edinmiştir.

Tansu Akgün (1977): İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Rusça ve İngilizceden çeviriler yapan Tansu Akgün, Maksim Gorki ve Anton Çehov’dan tiyatro oyunları, F.M Dostoyevski’den romanlar ve Jakob Abbott’dan biyografiler çevirdi.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

Melike Yetim şu an ne okuyor?

Felatun Bey ile Rakım Efendi

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.