Miss.Story

1 takip ettiği ve 7 takip edeni var. 57 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Miss.Story okumuş.
Budala

Prens Mişkinin, hastalığı dolayısıyla gittiği İsviçreden ülkesi Rusyaya dönüşüyle başlar bu romanın hikâyesi. Dostoyevski bu kitapta dürüst bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumsal bozulmuşlugu gözler önünesermektedir.Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel aşk romanlarından olan Budala, Dostoyevskinin de dört büyük eserinden biri olarak vazgeçilmez klasikler arasında yerini çoktan almıştır. Yalın konusu ve insanın iç dünyasına yaptığı sarsıcı yolculuklarla okuru kendine hapseden öykü, Dostoyevskiye has usta romancılığın en mükemmel örneklerindendir.

******

Niyetim bütünüyle güzel bir insanı anlatmaktır. Dostoyevski Budalayı bu amaçla kaleme aldı ve peygamberimsi kahramanı Prens Mişkini böyle yarattı. Dostoyevskinin en büyük dört romanından biri olan Budala, aynı zamanda gelmiş geçmiş en büyük aşk romanlarından biridir de. Bu dünyada iyi olmak mümkün müdür, yoksa bu biraz da budalalık mıdır? Bu baş eserinde Dostoyevskinin şeytani zekâsı iyilik ile kurnazlık, saflık ile günah, aşk ile inanç arasındaki tehlikeli bölgelere giriyor.İnsanlık komedyasının olağanüstü zenginliğine rağmen, Dostoyevskinin kişileri hep aynı düzeyde, alçakgönüllülük ve gurur düzeyinde toplanır ve sıralanırlar... Dostoyevskinin kadın kahramanları, erkeklerden de fazla kararlıdırlar gururlu olmaya, onları gurur harekete geçirir hep.André Gide

************

Büyük yazarın ilk büyük romanı sayılan Budala, Dostoyevs¬kinin, kişinin içsel sorunları ve toplum karşısındaki duruşu temasını en çıplak biçimde ele aldığı yapıtlarından biridir. 1868 yılında tamamlanan Budalanın kahramanı Prens Mışkin, tıpkı Dostoyevski gibi saralıdır. Tedavi için gittiği İsviçreden bitkin halde döner. İnsanlardan iyice uzaklaşmış, kendi iç dünyasına kapanmıştır. Mışkin, dış dünyadan kopukluğu ve budalalık derecesinde iyi yürekliliği temsil eder. Eleştirmenlere göre Dostoyevski, Prens Mışkinin kişiliğinde kendini anlatmıştır. Yüz yılı aşkın bir süredir hayranlıkla okunan bu büyük romanı, Nihal Yalaza Taluyun çevirisiyle yayımlıyoruz.

************

İyiliklerle, inançlarla dolu bir kahraman: Prens Mişkin. İlgi çekici karakteri, saflık derecesindeki görev anlayışı ve sevgi duygularıyla İsanın yeryüzündeki yansıması, bu samimi budala sanki bir sınavdan geçmektir. prens Mişkin yazarıyla ayn kaderi paylaşmaktadır. Budala romanı Dostoyevskinin olağan üstü dinsel yoğunluğunu yansıtan en önemli eseridir.

******

Prens Mişkinin, hastalığı dolayısıyla gittiği İsviçreden ülkesi Rusyaya dönüşüyle başlar bu romanın hikâyesi. Dostoyevski bu kitapta dürüst bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumsal bozulmuşlugu gözler önünesermektedir.Dünyanın ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Miss.Story okumuş.
Gösteri Peygamberi

Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı... Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk... Gösteri Peygamberi, yeni bir binyılın başındaki modern dünyanın ürkütücü çılgınlığına ilişkin karanlık bir taşlama; medya, şöhret ve pop kültürüne yönelik sivri dilli bir aşağılama... Tender Branson, Creedish mezhebinin dünyadan yalıtılmış sahte cennetinde doğup büyümüş ve dış dünyaya gönderilmiş binlerce misyonerden biri. Kilise doktrinine göre görevi, yaşadığı sürece çalışmak ve gerekli olduğunda ölmek. Kaderi beklenmedik biçimde değişip onu şöhretin doruklarına taşırken aynı zamanda medya ve popüler kültürün içyüzüyle tanıştırıyor. Yarı tanrıya dönüşme yolunda yaşadıkları yakında yüzleşeceğimiz kıyametin çarpıcı bir habercisine dönüşüyor... Branson, mezhepte kendisine zaten hiç verilmemiş olan hayatı dış dünyanın çirkinliğine sonuna kadar gömülerek yok etmeyi deneyecektir. Ne var ki, hayatına karışan gizemli Fertility Hollis'e göre, kendine bir kader çizmeye çalışması anlamsızdır. Olacaklar zaten bellidir ve olmak zorundadır... Ve intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır. Chuck Palahniuk, önlenemez kaderine doğru nefes kesici bir hızla sürüklenen kahramanın gözünden tüketim toplumunun hastalıklı ve anlamsız yaşam biçimini bize bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Dövüş Kulübü'nün yazarından, en az ilki kadar çarpıcı bir roman, benzersiz bir yeraltı edebiyatı örneği.

Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı... Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk... Gösteri Peygamberi, yeni bir binyılın başındaki modern dünyanın ürkütücü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Miss.Story okumuş.
Define Adası

Bay Trelawney, Doktor Livesey ve diğer beyefendilerin hepsi, Define Adasının tüm hikayesini, başından sonuna, hiçbir şeyi atlamadan yazmamı istediler. Ben de bu yüzden 1760 yılında kalemimi elime alarak, babamın Benbow Hanını işlettiği zamana ve yanağında kılıç yarası bulunan, güneş yanığı tenli yaşlı denizcinin hanımıza ilk geldiği güne geri dönüyorum.(Kitaptan)\n\nGenç Jim Hawkins, Kaptan Flint\in sandığında define I haritasını ilk bulduğunda, kendisini bekleyen maceraları hayal bile edemiyordu. İspanyola gemisinde kabin görevlisi olduktan sonra Kont Trelawney, Kaptan Smolett, Dr. Livesey ve hain Uzun John Silver\la birlikte tüyler ürperten bir serüvene yelken açtı. Korsanlar, ihanetler, define haritaları, gizli hazineler ve deniz diplerinde yatan gemiler... Robert Louis Stevensoh\ın başyapıtı olan Define Adasında, büyük bir düş gücünden yansıyan heyecan dolu satırları bir solukta okuyacaksınız. Alfa Yayınları, gelmiş geçmiş en güzel macera romanlarından biri sayılan Define Adaşını özenli çevirisiyle tüm çocukların hayal dünyasına sunuyor...\n\nBir gün beni kenara çekmiş ve gözümü dört açıp, ‘tek bacaklı bir denizciyi görür görmez ona haber vermem karşılığında her ayın ilk günü dört gümüş peni vadetmişti. Bu kişinin nasıl rüyalarıma girdiğini anlatmama gerek yoktur sanırım. Fırtınalı gecelerde, rüzgâr evin dört bir yanında uğuldarken ve dalgalar var gücüyle kıyıda ve kayalıklarda patlarken, bin farklı biçimde ve bin farklı şeytani ifadeye bürünmüş olarak çıkardı karşıma. Bacağı bazen dizinden kesik olurdu, bazen kalçasından. Bazen de tek bacağı gövdesinin orta yerinden fırlayan korkunç bir canavara dönüşürdü. Ama tek bacaklı denizciden korkmama rağmen, kaptanın kendisinden, onu tanıyan herkesten daha çok korkardım.(...)İnsanları en çok korkutan, hikâyeleriydi. Korkunç hikâyelerdi bunlar. Darağacında sallanan suçlular, kalas üzerinde gözleri bağlı yürüyüp denize atılanlar, korkunç fırtınalar, Dry Tortugas ve Amerikanın Karayip Denizine komşu topraklarındaki vahşi yerler ve serüvenler. Hikâyelerde anlattığı cinayetler kadar kullandığı kaba dil o bizim saf ve temiz köylüleri dehşete düşürüyordu...(...)‘Ölü adamın sandığı üstünde on beş adam / Yo-ho-ho ve bir şişe rom. / İç, gerisini halleder şeytan / Yo-ho-ho ve bir şişe rom. İlk başlarda ‘ölü adamın sandığının yukarıda, Kaptanın odasında duran büyük sandığın bir benzeri olduğunu düşünüyordum ve bu düşünce tek bacaklı denizciyle birlikte rüyalarıma girmişti.Dünyanın önemli gotik yazarlarından Robert Louis Stevensonun herkes tarafından bilinen ünlü klasik romanı Define Adası da Oğlak Klasikleri arasında.\n\nDefine avcılarının maceralarını konu alan gençlik romanı.\n\nKorsan ve define konulu romanları sever misiniz çocuklar? O halde R. L. Stevensonın Define Adası adlı ünlü romanını severek okuyacaksınız. Bakalım; kahramanlarımız Define Adasında gerçekten define bulabilecekler mi, yoksa onları orada bir sürü tehlike mi bekliyor?\n\nRobert L. Stevensonun dünyaca ünlü klasiğidir. Jim Hawkins adlı çocuk, ünlü korsan Kaptan Filintin hazinelerinin haritasını ele geçirir. Korsanların bundan haberi vardır. Küçük Jim ve dostları Hispaniola adlı gemiyle yola çıkarlar. Rotalarını Define Adasına doğru çevirmişlerdir. Ancak büyük bir sürpriz onları beklemektedir, çünkü korsanlar da aynı gemidedir.\n\nİskoçyalı yazar Robert Louis Stevensonun ünlü macera romanı Define Adasında, İngilterede bir hancının oğlu olan Jim Hawkinsin eline geçen bir define haritası üzerine çıktığı define avı konu edinilir. Tek gözü kör ve bantlı, bir eli kancalı, omuzunda papağanı ile belleğimizde canlandırdığımız korsan resminin oluşmasında Define Adasının büyük etkisi vardır. Birçok dile çevrilen kitap, çocukları tropikal adalar, işaretli hazine haritaları ve korsanların olduğu sürükleyici bir maceraya çağırıyor.\n\nJim Hawkinsin tüm hayatı, gizemli bir denizcinin, babasının hanına adım atmasıyla tamamen değişmiştir. Adı Billy Bones olan bu denizcinin, peşinde birçok denizcinin olduğu bir sırrı vardı. Billy Bones öldüğünde, Jim bu sırrın bir define haritası olduğunu öğrenir ve birçok denizci de bu haritayı ele geçirmek için onu öldürmeye hazırdır.

Peşine, birçok iştahı kabarmış haydutun düştüğü bu harita, Jimin eline geçtiğinde, bu defineyi ele geçirmek için çıkılan bir deniz yolculuğunda kendini bulur. Ama bu deniz yolculuğunda kahramanımız, onu bekleyen ölümcül tehlikelerin hiçbirinin farkında değildir.
\n\nKont Trelaney, Dr. Livesey ve diğerlerinin benden Define Adası ile ilgili her şeyi baştan sona bütün ayrıntılarıyla anlatmamı istemeleri üzerine, adada hala definenin bulunabileceğini de bildiğimden, elime kalemimi aldım ve çok eskilere, babamın Amiral Benbow Hanını işlettiği ve yüzü yaralı denizcinin bizimle yaşamaya başladığı ilk günlere döndüm...\n\nMillî Eğitim Bakanlığınca Türk ve dünya edebiyatında 100 Temel Eser in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olmasını, ülkemizdeki okuma oranını artırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretimde 100 Temel Eser ümit vericidir; ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, okuyan toplum olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır. İlköğretimde 100 Temel Eser in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.\n\nBabasıyla beraber bir köy hanında çalışan on beş yaşındaki Jim Hawkinsin hayatı hana esrarengiz bir konuğun gelmesiyle altüst olur. Jim Hawkins elinde olmadan korsanlar arasındaki çekişmeye karışır ve define peşinde uzak ülkelere açılır. Tahta bacak, Bill Jones ve küçük Jimin maceralarını bu romanda okuyacaksınız. ...\n\n\n\nBu kitap, çocuklar için yazılmış ilk romandır. Yazıldığından bu yana çocukların en çok okuduğu bu kitabın yazarı R.L. Stevensondur. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2207 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilk ve ortaokul öğrencilerine tavsiye edilmiştir.\n\n\n\nBabam, annem ve ben üçümüz İngilterenin batı sahillerinde küçük bir kasabada bulunan Amiral Benbow adında ufak bir hanı işletiyorduk. Ben on iki yaşındayken bir gün hana iri-yarı, güçlü-kuvvetli biri geldi. Yüzü güneşte yanmış, sağ yanağında büyükçe bir kılıç yarası vardı. Tırnakları kirden simsiyahtı. Sırtında kirli bir denizci ceketi asılıydı. Bir sandalyeye çöktü ve hafif ıslıkla bir şarkı söylemeye başladı:\n\n\n\n

Bay Trelawney, Doktor Livesey ve diğer beyefendilerin hepsi, Define Adasının tüm hikayesini, başından sonuna, hiçbir şeyi atlamadan yazmamı istediler. Ben de bu yüzden 1760 yılında kalemimi elime alarak, babamın Benbow Hanını işlettiği zamana ve yana... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Miss.Story okumuş.
Deniz Altında 20.000 Fersah

Jules Verne, kendi çağında yaşanılması imkânsız olayları hayal edip birbirinden enteresan romanlar yazmıştır. İşte onların en çok okunanlardan birisi. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2207 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilk ve ortaokul öğrencilerine tavsiye edilmiştir.

Jules Verne, kendi çağında yaşanılması imkânsız olayları hayal edip birbirinden enteresan romanlar yazmıştır. İşte onların en çok okunanlardan birisi. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2207 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilk ve ortaok... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Miss.Story okumuş.
Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter, #6)

Harry Potter ve Melez Prens 1 Ekimde okurla buluşuyor! Dizinin ilk beş kitabında olduğu gibi, bu kitapta da geçmişte sorulmuş pek çok sorunun yanıtını veren J. K. Rowling okuyucuyu yeni sorularla, Harry Potterı da yeni sorunlarla baş başa bırakıyor.Büyücüler dünyasında devam eden kargaşa artık Muggleların dünyasını da etkilemeye başlamıştır. Harry Potter, Hogwartstaki altıncı yılını Feci Yorucu Büyücülük Sınavlarına hazırlanarak geçireceğini düşünmektedir. Artık Quidditch takımının da kaptanıdır. Ancak Diagon Yolundaki okul alışverişi sırasında Draco Malfoyun bir şeyler çevirdiğini fark eder. Lord Voldemortun geçmişiyle ilgili pek çok bilinmeyen ortaya çıkarken bir yandan da Malfoyun neyin peşinde olduğunu öğrenmeye çalışan Harryyi yine zor günler beklemektedir.

Harry Potter ve Melez Prens 1 Ekimde okurla buluşuyor! Dizinin ilk beş kitabında olduğu gibi, bu kitapta da geçmişte sorulmuş pek çok sorunun yanıtını veren J. K. Rowling okuyucuyu yeni sorularla, Harry Potterı da yeni sorunlarla baş başa bırakıyor.B... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Miss.Story okumuş.
Ölü Bir Evden Hatıralar

Dostoyevskinin canı, gözleri bağlı bir şekilde idam mangasının karşısında vurulmayı beklerken, Çar tarafından son anda bağışlanmış ve cezası hafifletilerek dört yıllık kürek mahkûmiyeti ve peşinden de beş yıllık zorunlu askerî hizmete çevrilmişti. Dostoyevski edebiyat dünyasına bu sürgün yıllarının ardından yazdığı Ezilmiş ve Aşağılanmışlar ve Ölü Bir Evden Hatıralarla döndü. İnsani derinliği, gözlem gücü ve otobiyografik kökeniyle Ölü Bir Evden Hatıralar Dostoyevskinin en sıradışı kitaplarından biridir. Sibirya soğuğunda geçen bu cehennemî hikâyeyi Ergin Altayın Rusça aslından yaptığı çeviriden okuyacaksınız. Modern edebiyatta bundan daha iyi bir kitaba rastlamadım; bu söylediğime Puşkin de dahildir. Dostoyevskiye ona bayıldığımı söyleyin. Lev Tolstoy, A.N. Strakova yazdığı bir mektuptan, 26 Eylül 1880 Ölü Bir Evden Hatıralar isimli kitabınızı büyük bir zevkle okuyorum. Hamam bölümündeki tasvir Danteye yakışacak güzellikte. İvan Turgenyev, Dostoyevskiye yazdığı bir mektuptan, 26 Aralık 1861

Dostoyevskinin canı, gözleri bağlı bir şekilde idam mangasının karşısında vurulmayı beklerken, Çar tarafından son anda bağışlanmış ve cezası hafifletilerek dört yıllık kürek mahkûmiyeti ve peşinden de beş yıllık zorunlu askerî hizmete çevrilmişti. Do... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

Miss.Story şu an ne okuyor?

Tutunamayanlar

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.