Adnan Binyazar,Akın Sevinç,Cemil Kavukçu,Feridun Andaç,Hasan Özkılıç,İlknur Özdemir,M. Sadık Aslankara,Murat Gülsoy,Müge İplikçi,Nalan Barbarosoğlu,Oya Baydar. Kah bir otobüse atlayıp şehirlerarası yollara düşecek, kah denizlerde bilinmeyen ufuklara açılacak, kah bir kasabadan geçecek, kah kentlerin insanı boğan kalabalığında kaçacaksınız.Bazen dönmemek üzere yola çıkacaksınız, bazen gidişiniz bir dönüş olacak. Doğunun karlı yollarında gezinecek, kahve fallarında çıkan kısalı-uzunlu yalnız yolculukların ıssızlığında kaybolacaksınız.On bir öykücüden on bir değişik yolculuk sunuyoruz size.Hazırsanız gidelim.Kitapta, Adnan Binyazar, Akın Sevinç, Cemil Kavukçu, Feridun Andaç, Hasan Özkılıç, İlknur Özdemir, M. Sadık Aslankara, Murat Gülsoy, Müge İplikçi, Nalan Barbarosoğlu, Oya Baydarın öyküleri bulunmaktadır.
Adnan Binyazar,Akın Sevinç,Cemil Kavukçu,Feridun Andaç,Hasan Özkılıç,İlknur Özdemir,M. Sadık Aslankara,Murat Gülsoy,Müge İplikçi,Nalan Barbarosoğlu,Oya Baydar. Kah bir otobüse atlayıp şehirlerarası yollara düşecek, kah denizlerde bilinmeyen ufuklara ... tümünü göster
2017'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2017'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
İletişim Yayınları Sevgi Soysalın bütün eserlerini yayımlıyor. İlk kitap Tante Rosa, Sevgi Soysalın ölüm yıldönümü olan 22 Kasımın haftasında çıktı. 1968de yayımlandığında, çocukluğu Birinci Dünya Savaşı Almanyasında geçmiş, Rosa adlı bir kadının hayat hikâyeciklerini içeren bu roman, edebiyat çevrelerini şaşırtmış ancak pek de anlaşılamamış. Sevgi Soysalı 12 Mart dönemi edebiyatı yoluyla tanıyan okura ise hiç ulaşamamış. Oysa Tante Rosa, Sevgi Soysalı 12 Mart döneminin simge yazarı yapanın yalnızca 12 Mart değil, Tante Rosada ilk filizlerini veren cesur bir kadınca duyarlılık olduğunun en güzel ispatı. Bütün Eserleri dizisinde önce kronolojik bir sırayla romanları yayımlanacak Sevgi Soysalın. Tante Rosadan sonra sırada kadın-erkek ilişkisi ve evlilik temasını işlediği romanı Yürümek var. Soysal bu romanıyla (1970) TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülünü kazanmış. Ve yine bu romanı nedeniyle müstehcenlik gerekçesiyle yargılanmış. Daha sonra gelen Yenişehirde Bir Öğle Vakti, özellikle Ankaralı solcuların çok sevdiği, etkilendiği bir roman. Oradaki Ali karakteri, ideal bir devrimci modelidir; bir kuşak onu örnek alarak devrimciliği öğrenir. Bir sonraki romanı Şafak ise Murat Belgenin sözleriyle devrimci Türkiye romanı için çok yeni ve çok önemlidir çünkü Sevgi Soysalın olayların nesnelliği ve insanların öznelliği arasında kurduğu diyalektik ilişki, Marksist bir estetiğin ürünüdür. Sevgi Soysal, kanser tedavisi için gittiği İngilterede hastalık-tedavi ötesi şeyler yapmaya çalışır. Burada yazmaya başladığı romanı Hoşgeldin Ölüm yarım kalır. İletişim Yayınlarından çıkacak Hoşgeldin Ölümün ardına Sevgi Soysalla aynı dönemde yaşamış ve yazmış, Attilâ İlhan, Oya Baydar, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Ahmet Oktay ve Vüsat Bener gibi isimlerin tanıklıkları eklenecek. Hoşgeldin Ölüm, bu haliyle belki de bir hüzün kitabı olacak. Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu, romanlardan sonra ilk yayımlanacak anı kitabı. Muzip bir dille yazılmış bu anılar, tefrika edilirken bazı solcuların tepkisini çekmiş. Öykü kitabı Barış Adlı Çocuk, 12 Mart öncesini, daha sonraki değişimi ve hastalığı konu ediyor. Yeni Ortam ve Politika gazetelerine yazdığı yazılarının toplandığı Bakmak ise ilk öykü kitabı Tutkulu Perçemin ardından yayımlanacak. Yıldırım Türker, bu siyasi deneme yazılarının gazete yazarı olmaya kalkmasındaki en önemli neden olduğunu söylüyor. Türker, Sevgi Soysalın kendisi için ilkgençliğinde dünyayla arasına gerili; şefkatle harelenmiş bir zekâ, isyankâr bir neşe, kül yutmaz bir duruştan dokunmuş bir tül olduğunu yazıyor. Sevgi Soysalın İletişimden çıkacak son eseri ise daha önce yayımlanmamış oyunu Venüslü Kadınlar. Yayına hazırlanan bir diğer kitap da, Sevgi Soysalın eserleri üzerine edebiyat eleştirisi ağırlıklı yazılardan oluşan bir derleme. Genç yaşta kaybettiğimiz Sevgi Soysalın bütün eserleriyle yeniden gündeme gelmesi, onunla büyümüş bir kuşağın ona borcunu ödemesi, onu tanımadan büyümüş bir kuşak içinse önemli bir fırsattır.Tante Rosadan...Bu işin bir başka işten ne ayrıcalığı var? Bir adamın paltosu için para almakla b.. için para almak arasında ne... fark var? Bu da bütün insanca işler kadar pis. Günler geçiyordu bu uykuyla uyanıklık arasında. İnsan hiçbir şeylere aldırmamaya bir başladı mı. Ne kendi durumunu ne de bütün durumları üstünde durmaya değer bulmadı mı? Bu bir kış uykusudur ki hiçbir yaz sökemez. Ne ışığı kapatıp uyuyor, ne okuyor ne de sevişiyor: Yatıyordu. Bazen yorgandan ayağını çıkarıp saatlerce bakıyordu. Yarın yıkarım ayaklarımı, yarın yıkarım, yıkamıyordu, ayaklarının az kirlendiğine şaşarak bakıyordu. İnsan geçmişini unutabilir...
İletişim Yayınları Sevgi Soysalın bütün eserlerini yayımlıyor. İlk kitap Tante Rosa, Sevgi Soysalın ölüm yıldönümü olan 22 Kasımın haftasında çıktı. 1968de yayımlandığında, çocukluğu Birinci Dünya Savaşı Almanyasında geçmiş, Rosa adlı bir kadının hay... tümünü göster
Dünya okurlarınca geleceğe kalacak elli yazar arasında sayılan Aslı Erdoğanın yayımlandığı günden bugüne değerini ve yerini hiç kaybetmemiş ilk romanı: Kabuk Adam. Türk edebiyatında olduğu kadar dünya edebiyatında da yeni bir yazarın doğuşuna tanıklık eden bir kitap. Şık olmakla cinayet işlemek arasındaki o çok ince çizginin öyküsü.
Dünya okurlarınca geleceğe kalacak elli yazar arasında sayılan Aslı Erdoğanın yayımlandığı günden bugüne değerini ve yerini hiç kaybetmemiş ilk romanı: Kabuk Adam. Türk edebiyatında olduğu kadar dünya edebiyatında da yeni bir yazarın doğuşuna tanıkl... tümünü göster
“Girdiği kabın şeklini alan su, geçtiği yolların rengini de çalarmış…”
Mine Söğüt’ten Unutulmayacak Delilik Hikâyeleri
Beş Sevim Apartmanı – Rüya Tabirli Cinperi Yalanları, Kırmızı Zaman, Şahbaz’ın Harikulâde Yılı 1979, Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey gibi romanları ve çeşitli biyografi, monografi, söyleşi kitaplarıyla okurların yakından tanıdığı Mine Söğüt bu defa hikâyeleriyle karşımızda.
“…kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir... kendini ve deliliğini” diyen yazar, Deli Kadın Hikâyeleri kitabında, aklın kıyısında gezinen, kadınlıklarını bir lanet gibi sırtlarında taşıyan, hepsi “kaybetmeye” yazgılı, içe işleyen yalnızlıklarıyla kalp burkan hayatları, varoluş kâbuslarını anlatıyor. Kitapta ayrıca, Bahadır Baruter’in bu hikâyelerin izlenimleriyle yaptığı on resmi de yer alıyor.
Kalemini zehire, kana, cinnete, ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran Mine Söğüt’ten unutulmayacak yirmi bir delilik hikâyesi…
“Girdiği kabın şeklini alan su, geçtiği yolların rengini de çalarmış…”
Mine Söğüt’ten Unutulmayacak Delilik Hikâyeleri
Beş Sevim Apartmanı – Rüya Tabirli Cinperi Yalanları, Kırmızı Zaman, Şahbaz’ın Harikulâde Yılı 1979, Madam Arthur Bey ve Haya... tümünü göster