duygucavusovali

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
duygucavusovali şu an okuyor.
Acımak

Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.

Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor.

Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra’yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor.

Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.

Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 10 ay
Profil Resmi
duygucavusovali okumak istiyor.
Acımak

Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.

Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor.

Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra’yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor.

Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.

Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 10 ay
Profil Resmi
duygucavusovali okumuş.
Harry Potter ve Felsefe Taşı (Harry Potter, #1)

Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Türkiyede.J. K. Rowlingin Harry Potter ve Felsefe Tasi adli kitabi, Yapi Kredi Yayinlarindan çikti.Harry Potter siradan bir çocuk oldugunu sanirken, bir baykusun getirdigi mektuplarla hayati degisir: Basvurmadigi halde Hogwarts Cadilik ve Büyücülük Okuluna kabul edilmistir. Burada birbirinden ilginç dersler alir, iki arkadasiyla birlikte maceradan maceraya kosar. Yasayarak ögrendikleri sayesinde küçük yasta becerikli bir büyücü olup çikar. J. K. Rowlingin zengin düsgücü, onu bebegiyle yalniz yasayan siradan bir anneden, kitaplari dünyada 100 milyondan fazla satan, 40tan fazla dile çevrilen parlak bir yazara dönüstürdü. Kitaplarin artik sanal ortamda okunmaya basladigi bir çagda, Harry Potter genç kusagi gerçek bir kitabin sayfalari arasinda yepyeni bir dünyayi kesfetmenin heyecaniyla tanistirdi. Bu heyecan daha da artacak: Çok yakinda Harry Potterin sinema filmi gösterime girecek.Rowling, Harry Potterin maceralarini 7 ciltlik bir dizi olarak planlamis. Bu dizinin ilk kitabi olan Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin özenli çevirisiyle, Türk okuruyla bulustu. Dizinin ikinci kitabi Harry Potter ve Sirlar Odasi ile üçüncü kitabi Harry Potter ve Azkaban Tutsagi da 2001 yili içinde Yapi Kredi Yayinlarindan çikti. TADIMLIKHarry sanki Seytan Kapanina yakalanmis gibiydi. Tek kasini bile kimildatamiyordu. Tas kesilmisti sanki, Quirrellin sarigina uzanip onu çözmeye basladigini gördü dehsetle. Ne oluyordu? Sarik çözüldü. O olmayinca Quirrellin basi çok küçük duruyordu. Sonra agir agir döndü Quirrell.Harry çiglik atabilirdi, ama sesi çikmiyordu. Quirrellin basinin arkasinda bir yüz vardi, o güne kadar gördügü en korkunç yüz. Kipkirmizi gözleri olan tebesir beyazi bir yüz. Burun deliklerinin yerinde de, yilaninkiler gibi daracik yariklar.Harry Potter... diye fisildadi.Harry bir adim gerilemek istedi, ama bacaklari kimildamiyordu.Ne hale geldigimi gördün mü? dedi yüz. Gölgeden, buhardan baska bir sey degilim... Ancak bir baskasinin bedenini paylasirsam bir biçim alabiliyorum... ama beni yüreklerine, kafalarina almak isteyenler olmustur hep... Tek boynuzlu kani su son birkaç hafta güç sagladi bana... bana bagli Quirrellin Ormanda benim için kan içtigini gördün... Yasam Iksirini elime geçirince kendi bedenimi de yaratabilecegim... Simdi... cebindeki Tasi ver bakalim!Demek biliyordu. Bacaklarina ansizin bir dirilik gelen Harry hafifçe geriledi.Aptallik etme, diye homurdandi yüz. Kendi canini kurtar, benden yana olmaya bak... yoksa sonun annenle babanin sonu gibi olur... Kendilerine acimam için yalvararak öldüler...Ansizin, YALAN! diye bagirdi Harry.Quirrell, Voldemort Harryyi görebilsin diye, arka arka yürüyordu. Hain yüz gülümsüyordu simdi.Ne kadar dokunakli... diye tisladi. Cesarete her zaman saygim var... Evet, yavrum, annenle baban yürekliydi... Önce babani öldürdüm, kiyasiya dövüsmüstü benimle... ama annenin ölmesi gerekmezdi... seni korumak istiyordu... Simdi ver su Tasi, yoksa annen de bosu bosuna ölmüs olacak.HIÇBIR ZAMAN!Alevli kapiya firladi Harry, ama Voldemort, YAKALA ONU! diye bagirdi, Harry de o anda Quirrellin elinin bilegine yapistigini duydu. Alnina o biçak gibi sanci saplandi yine; kafasi sanki ikiye ayrilacakti; bütün gücüyle direnerek bagirdi, Quirrellin kendisini biraktigini saskinlikla gördü. Basindaki agri hafifledi - Quirrellin nereye gittigini anlamak için çilginca bakindi çevresine; onun ellerine bakarak aci içinde kivrandigini gördü - parmaklarinda kabarciklar beliriyordu.Voldemort, Yakala onu! YAKALA ONU! diye bagirdi yine; Quirrell atlayip yere yikti Harryyi, üstüne çullandi, iki elini onun boynuna doladi - Harrynin yara izi artik dayanilmaz bir aci veriyordu, ama Quirrell da sancilar içinde uluyordu.Efendimiz, onu tutamiyorum - ellerim - ellerim!Quirrell dizlerini dayadi Harryye, boynunu birakip saskinlik içinde kendi avuçlarina bakmaya basladi - Harry onun ellerinin kipkirmizi kesildigini gördü, yanmisti sanki, derileri soyulmustu, piril piril parliyordu.Voldemort, Öyleyse öldür onu, sersem, öldürsene! diye haykirdi.Quirrell bir ölüm laneti yagdirmak için elini kaldirdi, ama Harry içgüdüyle uzanip Quirrellin yüzüne yapisti -AAAAHH!Yere yuvarlandi Quirrell, yüzünde de kabarciklar belirmisti, Harry anladi: Quirrellin cildine dokunmak korkunç bir aci veriyordu ona - simdi tek sansi vardi: lanetlemesini önlemek için onu aci içinde kivrandirmak.Ayaga firladi Harry, Quirrellin koluna yapisip bütün gücüyle sikti. Quirrell çiglik atarak Harryyi itmek istedi - Harrynin basindaki agri daha da artiyordu - gözleri de göremiyordu artik - sadece Quirrellin korkunç çigliklarini, Voldemortun ÖLDÜR ONU! ÖLDÜR ONU! diye haykirmasini isitebiliyordu - baska sesleri de - belki kendi kafasinda yaratiyordu o sesleri... Harry! Harry!Quirrellin kolunun burkuldugunu duydu, her seyin bittigini anladi, bir karanliga düstü... düstü... düstü...

Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Tü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 10 ay
Profil Resmi
duygucavusovali okumuş.
İçimizdeki Şeytan

''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...''
Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın ''kapana kısılmışlığını'' gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, ''insanın içindeki şeytan''a keskin bir bakış.

''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 10 ay
Profil Resmi
duygucavusovali okumuş.
Pi

Şimdi itiraf zamanı!

İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.

Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etmen için yolumuzu onların hikâyeleriyle süsledim.
Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi'deydi asıl anlatmak istediklerim.
Çaresizdim. Vazgeçemezdim.
Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.
Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.

Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.

Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını
Özge anlatsın sana,
Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini
Candan dinle,
Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu
Bilgede gör,
Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını
Duruyla anla,
Ve Denizin düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil,
Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZe.

Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)

Şimdi itiraf zamanı!

İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.

Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etme... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
duygucavusovali okumuş.
Canım Aliye, Ruhum Filiz

Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor.

"Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak."

Tarihsiz bir mektuptan...
"Sen nasılsın? Keyfin yolunda mı? Sevgilim, Filiz'im nasıl? Onun bir fotoğrafçıda, hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder. Kendinin de bir resmini yolla. İkinizi de fevkalade göreceğim geldi."
-24. VIII. 1944 tarihli mektuptan-
(Tanıtım Bülteninden)

Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor.

"Bundan sonra hiç kimse sana benim kada... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

duygucavusovali şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.