Jean-Paul Sartreın ilk romanı olan Bulantı, Alain Roquentin adlı kahramanının günlüğü biçiminde yazılmıştır. Uzun yolculuklardan sonra, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış birinin hayatını araştırmak üzere Bouville kentine dönen Roquentin, yalnız bir insandır. Günlük tutmaya başlamasına neden olan tuhaf bir değişim geçirir. Çevresindeki nesneler karşısında bulantı duymaya başlar. Nesnelerin adları, anlamları, üzerlerindeki çizgiler kaybolmaya başar. Bu, Roquentinin daha önce üzerinde hiç kafa yormadığı bir durumla, varoluşla yüz yüze bırakır. Dünya yüzündeki bütün nesnelerin cilasını yitirdiği, ürkütücü çıplaklıkla kitleler olarak kaldığı duygusu, Roquentini bir özün olup olmadığı sorusuna götürür. Eylemlerinden arındığında, insan, niteliklerinden sıyrıldığında nesne nedir? Jean-Paul Sartreın 1931 ile 1938 yılları arasında yazdığı Bulantı, varoluşçuluğun temel kitaplarından biridir.
Jean-Paul Sartreın ilk romanı olan Bulantı, Alain Roquentin adlı kahramanının günlüğü biçiminde yazılmıştır. Uzun yolculuklardan sonra, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış birinin hayatını araştırmak üzere Bouville kentine dönen Roquentin, yalnız bir insan... tümünü göster
Dünya roman geleneğinde öncü bir rol oynamış Virginia Woolfun olgunluk dönemi eserlerinden biri. Woolf 1925de yayımlanan bu kitabında bilinçlilik akışı tekniğinin ilk ve en başarılı örneklerinden birini verir. Mrs. Dalloway, modern romanın hala aşılmamış bir klasiğidir.Hiç şüphesiz, İngiliz romanıyla ilişkisi olanların içinde onunki en duyarlı zihin ve hayalgücü. Jorge Luis BorgesVirginia Woolf hepimiz için hayatı değiştirmiş nadir yazardan biridir. Entelektüel cesareti ve acı veren duyarlılıkla birleştirmesi, yeni bir algılama ve yaşam tarzı yaratmıştır.Margaret Drabble
Dünya roman geleneğinde öncü bir rol oynamış Virginia Woolfun olgunluk dönemi eserlerinden biri. Woolf 1925de yayımlanan bu kitabında bilinçlilik akışı tekniğinin ilk ve en başarılı örneklerinden birini verir. Mrs. Dalloway, modern romanın hala aşılm... tümünü göster
Tezer Özlü, bir başka kutupta kendisiyle aynı yazgıyı paylaşan Oğuz Atay gibi, beklenmedik bir anda edebiyatımızdan demir aldı. Yazar ile sahici efsanesini birleştiren bu anlatı, hem yoğun bir vasiyetname niteliği taşıyor, hem de hayata ender görülen acılıkta bir perspektiften tanıklık ediyor.
Yayınevinin notu: Bu kitap yazarın Almanca kaleme aldığı "Auf dem Spur eines Selbsmords" (Bir intiharın izinde) adıyla 1983 Marburg Yazın Ödülü'nü alan metnin Türkçesidir. Bu kitap dilimizde, yazarı tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk (1984) adıyla bir anlamda yeniden yaratıldı.
Tezer Özlü, bir başka kutupta kendisiyle aynı yazgıyı paylaşan Oğuz Atay gibi, beklenmedik bir anda edebiyatımızdan demir aldı. Yazar ile sahici efsanesini birleştiren bu anlatı, hem yoğun bir vasiyetname niteliği taşıyor, hem de hayata ender görülen... tümünü göster
“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.
Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.
Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.
Dul gangster Hayati Tehlike.
Mr.Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...
Korkma Ben Varım’ın her sayfası sürprizlerle dolu. Aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı roman, olağanüstü bir enerji saçıyor.
“Bu kitap karnaval sırasında başgösteren bir bombardımana benziyor.”
Murat Uyurkulak
“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını ka... tümünü göster
Sokratesin Savunması ve Şölen adlı bu çalışmayla, eski Yunan düşüncesinin en önemli ismi olan Platonla birlikte Aydınlanma Çağı ve Rönesans Dönemine yeniden bakma fırsatını yakalıyoruz. Şölende; Atinalı aristokratlardan oluşan bir grup bir partiye katılırlar ve sevgi üzerine konuşmaya başlarlar. Hareretli bir şekilde süren bu konuşmaya sarhoş Alcibiades katılınca konu birden değişir ve artık tartışılan Sokratesin kendisidir. Platonun Şöleninde, Atinalıların parıltılı imparatorluğunu anlatan görkemli bir resme dalıyoruz. Platon diğer diyaloglarda da diyalektiğin en yüksek noktalarına ulaşmayı başarır. Eutyphronda Sokrates din hakkındaki görüşlerini bildirir ve ölüme mahkum edlir. Platon ise, Sokratesin dininin halk inançlarından ne kadar üstün olduğunu göstererek Savunmayı tamamlar. Kritonda kurtuluşu kaçmak yerine yasaların katı hükümleriyle yüzleşmeyi seçerek adeta bir yurttaşlık dersi verir. Sevgi diyalektiğinin de payını alan Phaidonda ise Sokratesin ahlak, mutluluk ve zekanın getirdiği haz içerisinde yaşadığı son günler anlatılır ve tabii ki onun son sözcükleri de! Tüm bu eserleri bir arada sunan bu çalışmayla Platoncu diyalogların keşfine hazırlanıyoruz!
******
"...Ve ne kadar gençseler o kadar inatçı ve ısrarcı olacaklar ve sizler buna çok daha fazla öfkeleneceksiniz. Doğru yaşamadığınız için insanları öldürerek suçlanmaları engelleyebileceğinize inanıyorsanız, yanlış hüküm veriyorsunuz demektir; çünkü bu tarz bir temizlenme gerçekleşmesi tamamen imkansız bir temizlenmedir ve hoş değildir; daha güzel ve kolayı, başkalarını rahatsız etmeyen ve mümkün olduğu kadar iyi olacak şekilde kendini yükselten temizlenmedir.
İşte beni mahkum etmiş olan sizlere önceden söyleyeceklerim bunlardır ve sizlere veda ediyorum."
Sokratesin Savunması ve Şölen adlı bu çalışmayla, eski Yunan düşüncesinin en önemli ismi olan Platonla birlikte Aydınlanma Çağı ve Rönesans Dönemine yeniden bakma fırsatını yakalıyoruz. Şölende; Atinalı aristokratlardan oluşan bir grup bir partiye ka... tümünü göster
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya. İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır. Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunak... tümünü göster
ebrardincer şu anda kitap okumuyor.