Devlet Ana, Osmanlı kurulmadan önceki Anadolunun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli... bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahirin en önemli romanı olarak gösterilen Devlet Ana, onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.Kemal Tahir, tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem mahalli ağızları, hem Türkçenin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilmiştir. Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik Devlet Anada en yüce noktasına erişmiştir. Türkçenin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahirin eserlerinde kendini göstermektedir.- Selahattin Hilav-
Devlet Ana, Osmanlı kurulmadan önceki Anadolunun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli... bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahirin en önemli romanı olarak gösterilen Devlet ... tümünü göster
Büyük komedi ustası Molièrein Tartüf (Le Tartuffe) adlı bu oyunu, tiyatro komedya sanatında onu doruk noktalarına taşımış en önemli oyunlarından biridir. Din adamı kişiliği altında insanları dolandıran oyunun başkahramanı Tartüf, bu sahtekârlığı sezemeyen, kendilerini bu ikiyüzlülüğe kolayca teslim eden insanlara trajik sonlar hazırlar. Oyun aynı zamanda, bu konudaki toplumsal körlüğü de özellikle vurgulaması açısından evrensel bir sorunu sahneye getirmektedir.
Büyük komedi ustası Molièrein Tartüf (Le Tartuffe) adlı bu oyunu, tiyatro komedya sanatında onu doruk noktalarına taşımış en önemli oyunlarından biridir. Din adamı kişiliği altında insanları dolandıran oyunun başkahramanı Tartüf, bu sahtekârlığı seze... tümünü göster
Martin Eden, Jack London'un 1909 yılında yazmış olduğu klasikler arasına giren bir romanıdır. Bir gemi işçisinin yazar olma uğraşının anlatıldığı romanda tutkulu, âşık, kalıplaşmış düşüncelere karşı savaş veren, soran, sorgulayan, inanan ve idealleri uğruna düşüncelerini cesurca ifade eden bir karakteri anlatır. ''Martin Eden için neden biraz üzülmeyeyim? Martin Eden bendim. Martin Eden bir bireyciydi, bense bir Sosyalist. İşte bu nedenden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu nedenden Martin Eden öldü. ...Bu kitap bireyciliğe bir saldırıdır. Martin Eden, başkalarının ihtiyaçlarının farkına varmayan aşırı bir bireycidir. Hayalleri kaybolduğunda, uğrunda yaşayacağı hiçbir şey kalmaz.''
Martin Eden, Jack London'un 1909 yılında yazmış olduğu klasikler arasına giren bir romanıdır. Bir gemi işçisinin yazar olma uğraşının anlatıldığı romanda tutkulu, âşık, kalıplaşmış düşüncelere karşı savaş veren, soran, sorgulayan, inanan ve idea... tümünü göster
Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır. (Ya da kendi kendine kanıtlamak için). Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar.
Tezer Özlü'nün yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere yazdığı, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşan Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, yazarın iç dünyasını takip eden tutkun okurlar için yeni bir ışık sağlıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'un yazarından yine yaşamla ve ölümle hesaplaşan yazılar...
Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte b... tümünü göster
Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır. (Ya da kendi kendine kanıtlamak için). Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar.
Tezer Özlü'nün yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere yazdığı, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşan Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, yazarın iç dünyasını takip eden tutkun okurlar için yeni bir ışık sağlıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'un yazarından yine yaşamla ve ölümle hesaplaşan yazılar...
Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte b... tümünü göster
"Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim, kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şey ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır. Bana sorulsa bir gün "Kamburunun düzelmesini mi istersin, yoksa tüm insanların kambur olmasını mı?" diye, herkesi kambur görmek olurdu dileğim. Yerden yüksekliğimin bu gülünç santimleri yüzünden, yaşama da ölüme de sizlerden daha yakınım. Daha sonraları yerimi yadırgamamak için, yükselme isteğini bir türlü anlayamam. Zaten bir portakalın doğusu batısı olduğuna inananlardan değilim dolayısıyla dünyanın da... Bana renk bile sormayın bir beyazdan ya da sarıdan ne anladığınızı bilmeden size yanıt veremem."
"Ve hiçbir şeye şaşırmıyorum, her şey bildik diyorum ya; bu da doğru değil. Ben dünyada olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim, durmadan şaşırmaya... Ama ne söylersem söyleyeyim, ne çalarsam çalayım, bu kamburu yüklendiğim için oyunbozan oluyorum... Yine söylemek istediğim bunlar değil - Ve tüm ağıtlar gibi bu da iğrenç."
Şule Gürbüz'ün, epey yankı uyandıran ve edebiyatseverleri çarpan ilk kitabı...
"Genç bir yazarın ilk eseri' denecek, ‘juvenilia' kategorisine sokulacak hiçbir yanı yoktu Kambur'un. Olgun bir yazarın elinden çıkmış, acemiliği, sakarlığı olmayan, olgun bir metindi."
-Murat Belge-
"Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim, kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şey ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandı... tümünü göster